Kassam Tugayı:''İsrail'in 1948 Yılından Beri İşgal Ettiği Bazı Bölgeleri Geri Almaya Hazırlanıyoruz.''

Kassam komutanı bize gece gündüz çalıştıklarını, bir buçuk yıldır (2014 savaşından beri) dinlenmediklerini, mola vermediklerini, hiçbir zaman morallerinin bozulmadığını, gevşemediklerini itiraf etti.  

Görüntülenme: 3325 Tarih: 18 Şubat 2016 19:44
Kassam Tugayı:''İsrail'in  1948 Yılından Beri İşgal Ettiği Bazı Bölgeleri Geri Almaya Hazırlanıyoruz.''

Fayiz Ebu Şemmale

Kassam komutanı bize gece gündüz çalıştıklarını, bir buçuk yıldır (2014 savaşından beri) dinlenmediklerini, mola vermediklerini, hiçbir zaman morallerinin bozulmadığını, gevşemediklerini itiraf etti. Hazırlık yaptıkları savaşın belirleyici bir savaş olacağını; ölüm kalım, var olma ve yok olma savaşı olacağını, dolayısıyla önlerinde her şartta çalışmaktan, düşmanın kalelerini bir bir delmekten başka bir yolun olmadığını söyledi.

Kassam komutanlarından birine silahların kaynağını, bunları nasıl temin ettiklerini, dört koldan uygulanan ve giderek şiddetlenen ambargo altında silah ve imkanlara nasıl ulaştıklarını sorduğumda tebessüm ederek şöyle dedi:

Benim basın yayın organlarına sır olan bir hususu açıklayacağımı mı sanıyorsunuz? Ancak şu kadarını söyleyeyim ki silah akışı hiçbir zaman durmadı. İnsanlar silahların kaynağını, bize nasıl ulaştığını, nasıl işlendiğini, yeni silahları geliştirirken kullanılan yöntemleri, icatları, çeşitlerini; Allah’ın hiç ummadığımız yerden nasıl bizi silahla donattığını bilselerdi, hem bunun için hem de Kassam’ın savaş tekniklerini geliştirmede gösterdiği gayret, çaba ve icatlar için Allah’a şükür secdesine kapanırdı. Bu iş sırdır. Sır olarak da kalacaktır. Düşmanla büyük savaşta ortaya çıkacak. Düşmanla karşılaştığımızda, sürprizlerin dalgasıyla onun şok olacağını göreceksiniz.

Komutana sordum:

Söylediklerinizden savaşa hazır olduğunuzu anlıyorum. O zaman Sayın İsmail Heniyye’nin birkaç gün önce düşmanın hesaplarını alt üst edecek sürprizlerden bahsetmesini de tahmin ve beklenti olarak değil bir gerçek ve realite olarak kabul etmek gerekir.

Kesinlikle. Hatta Komutan İsmail Heniyye bütün ayrıntıları bilmiyor. Füzelerimizin sayısını ve hangi menzile ulaştığını, nasıl yapıldığını, hangi barut ve patlayıcının kullanıldığını onun bilmesi gerekmiyor. Zaten alanı da değildir. Komutan Heniyye meydana gelen olayların (kaza, şehadet, göçük gibi) çokluğunu ve çalışmalar esnasında çok sayıda insanın şehit olmasının nedenini sorup bizden dikkatli olmamızı, tedbir almamızı istedi. Bu konuda bizi dinledi. Biz de kendisine bu insanların tünel hazırlarken şehit olmasının çaba, gayret ve özveriye işaret etiğini söyledik. Biz çalışıyoruz. Çalışan da doğal olarak hata eder. Evlerimizde otursaydık; çocuklarımızı omuzlarımıza alıp oynasaydık, eşlerimizin kulaklarına sevgi sözcüklerini fısıldasaydık o zaman biz de selamette kalırdık. Düşmanla karşılaşmaya bizi hazır hale getiren gayretler böyle olunca Ebu’l-İd Heniyye’de mutmain oldu ve gerçekleri yansıtan sözleri sarf etmesine neden oldu. Basın yayın organlarında yer alan bu sözler karşısında düşman ürkmeye ve korkmaya başladı.

Acaba Filistinliler olarak bizler Kassam’a fazla yük mü yüklüyoruz. Arapların aciz kaldığı, düşmanla güvenlik işbirliğinin yapıldığı, işgalcinin ambargo uyguladığı, Amerika, Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinin işgalciyi her türlü silahla desteklediği bir dönemde acaba ondan imkânsız olanı mı talep ediyoruz? Yoksa direniş artık düşmanın dengi mi?

“Evet. En ufak bir kuşkunuz olmasın. Çatışma yolunu ve yöntemini Kassam Tugayları belirliyor. Kendi imkânlarını, olanaklarını, yeterliliğini kendisi geliştiriyor. Filistin halkını savunma sorumluluğunu kendisi üstlendi. Düşmanın sahip olduğu imkânları, silahları ve  mühimmatı en çok kendisi biliyor. Bununla birlikte biz, düşmana hiç ummadığı alanlarda üstün gelmek için çalışıyoruz. Direniş ve bu yolda fedakârlıktan ötesi zillettir. Biz, Filistin gençlerini kalkındırma yollarını bize kolaylaştıran, enerji deposunu keşfetmemizi sağlayan Allah’a tevekkül ediyoruz. Önümüzdeki günlerde düşmanı sarsacak, dostlara güven verecek Kassam’ın gücünü göreceksiniz.

Sözünüzden, Kassam’ın Gazze’yi savunacak noktaya geldiğini, düşman askerlerini takip edip kovalayabileceğini, yapacağı ani ve şok saldırılara karşı koyabileceğini anlayabilir miyiz?

Son önemde, düşmanı Gazze topraklarında kovalama işi bizi meşgul etmiyor. Çünkü bu aşamayı geride bıraktık. Gazze topraklarında düşmanla birkaç kez çatıştık; onu burada aciz bıraktık, burayı arkasına bakmadan terk etmesini sağladık. Bugün biz kendimizi düşmana sürpriz yapmaya ve üzerine abanmaya hazırlıyoruz. Düşman tanklarının Gazze topraklarına baskın yapıp bazı noktaları kuşatma zamanı geride kaldı. Şu anda biz düşman mevzilerine baskın yapıp onları kuşatmaya, 1948 yılından beri işgal ettiği bazı bölgeleri geri almaya hazırlanıyoruz. Bu, en kötü durumda bile düşmanın beklemediği bir şeydir.

Peki, Kassam neden işgalciyle görüşmüyor ve düşmanla barışçıl görüşmelere yanaşmıyor? Oldukça kısa denilebilecek bir sürede üç savaş yetmez mi?

Siyonist işgal rejimi bize bu akşam İsrail’e girme iznini tanımaya, bize VİP kimlikleri vermeye ve en tez zamanda kuşatmayı kaldırmaya hazırdır. Yine Siyonist düşman ekonomik yardım kapılarını sonuna kadar açıp uluslararası kanalları da açmaya hazırdır. Bizi gözetmeye, barış içinde yaşamaya ve sıcak öpücükler vermeye amadedir. Ancak bir şartla bunların hepsine hazırdır. Bizim Ortadoğu Dörtlüsü’nün İsrail’in tanınması, direnişin bırakılması, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün imzaladığı şartların kabul edilmesi gibi şartlarını kabul etmemizi istiyor. Ancak bizim dini ve milli hesaplarımız İsrail’in hesaplarından daha ciddi, daha büyük, dünyevi çıkarlara feda edilemeyecek kadar muazzamdır.

Amacımız özgür bir vatan ve kirlenmemiş bir akidedir. Onun için bizi gece gündüz çalışır görürsün. Aylarca hatta yıllarca sürecek bir savaşa hazırlandığımızı müşahede edersin. Zaferi kazanacağımıza ve düşmanın da yok olacağına samimiyetle inanıyoruz.

fiem

Yorumlar