Tel-Aviv’de düzenlenecek olan Sound Ports Festivali’nin İsrail’in siyonist işgaline destek vermek anlamına geldiğini ifade etti
'İsrail’de bir festivale katılmak, siyonist işgale destek vermek demek aynı zamanda. BDS Türkiye olarak, Sounds Port’un katılımcılarından Tel-Aviv’e gitmemelerini istiyoruz!'
'PACBI’nin bu açık çağrısına rağmen İsrail’de sahne almak İsrail’in sömürgecilik, apartheid ve işgal politikalarına onay vermek, İsrail’in kültürel ve akademik kanalları kullanarak işlediği savaş suçlarını gizlemesine ve dikkat dağıtmasına yardımcı olmak olacaktır.' açıklamalarını yaptı.
bdsturkiye.org sitesinde yayımlanan haberin tam metni:
Sayın Sound Ports Festivali Türkiyeli katılımcıları,
Gülbaba Müsic tarafından organize edilen ve 10-13 Mart tarihleri arasında İstanbul ve Tel-Aviv’de gerçekleştirilecek müzik festivalinin Tel –Aviv ayağına katılacağınızı öğrenmiş bulunmaktayız.
Festival tanıtım bülteninde Tel Aviv ve İstanbul’un müzikle bağlanacağı müjdelenmektedir. Ama hatırlatmak isteriz ki İstanbul’a bağlanmak istenen Tel-Aviv, Filistin halkının topraklarının ölümler ve sürgünler pahasına işgal edilerek kurulan bir şehirdir.
Yüzyılı aşkın bir süredir İsrail’in devam ettirdiği ölüm-sürgün-işgal politikalarına direnen Filistin halkı ve bu suça ortak olmak istemeyen muhalif Yahudiler bir araya gelerek bundan yaklaşık 10 yıl kadar önce Uluslararası BDS (Boycott, Divestment, and Sanctions -Boykot, Yatırımları Geri Çekme ve Yaptırımlar) hareketini başlattı ve bu hareketin bir parçası olarak da İsrail’e Karşı Akademik ve Kültürel Boykot; İsrail’e Akademik ve Kültürel Boykot için Filistin Kampanyası (PACBI- www.pacbi.org) ortaya çıktı. PACBI, kültür ve akademi emekçilerini, sanatçıları, entelektüelleri ve uluslararası kamuoyunu İsrail’in, 1967’de işgal ettiği Filistin topraklarından çekilmesi sağlanıncaya, Filistinli mültecilerin BM 194 sayılı kararına binaen yurtlarına geri dönme hakkı tanınıncaya ve İsrail yurttaşı Filistinlilere uygulanan ayrımcılığa son verilerek tam eşitlik sağlanıncaya kadar İsrail akademik ve kültürel kurumlarını kapsayıcı ve tutarlı biçimde boykot etmeye çağırıyor. Şuan dünyanın birçok yerinden birçok kültürel ve akademik kurum, binlerce kültür emekçisi ve akademisyen boykot kampanyasına destek vermekte. Destekçiler, filmlerinin İsrail desteğiyle gösterilmesine izin vermemekte, İsrail’deki organizasyonlara katılmayı veya İsrail’de performans yapmayı reddetmektedirler.
PACBI’nin bu açık çağrısına rağmen İsrail’de sahne almak İsrail’in sömürgecilik, apartheid ve işgal politikalarına onay vermek, İsrail’in kültürel ve akademik kanalları kullanarak işlediği savaş suçlarını gizlemesine ve dikkat dağıtmasına yardımcı olmak olacaktır.
Dünyaca ünlü müzisyen RogerWaters, 2006 yılındaki ‘Dark Side of the Moon’ turnesi kapsamında İsrail’e yaptığı ziyarette Filistin halkına uygulanan ayrımcılığı yerinde gözlemlemiş ve şu ifadelerle gözlemlerini aktarmıştır;
“Güney Afrika’da ırk ayrımcılığı uygulamanın yolu siyahi nüfusun bir çeşit otonomiye sahip olduklarını sanmalarından geçiyordu. Fakat bu sadece bir yalandan ibaretti. Filistin’de durum farklı değil. Var olan mevcut durumu ile kendilerini yönetmeleri, kendi kanunları ile yaşamaları ve çocuklarını büyütmeleri, bir sanayi kurmaları imkânsız. Tarihi, parlak zekâlı, sanatsal ve oldukça insancıl bir topluluk gözlerimizin önünde yok ediliyor”
İsrail’in apartheid uygulamalarını yerinde gözlemleyerek aktaran Rogers Waters, bunun ardından, BDS kampanyasına desteğini deklare ettiği mektubunda sanatçılara söyle seslenir;
“Rock’n roll ailesindeki kardeşlerim, size bu mektubu ben ve dünyadaki binlerce sanatçı tarafından uygulanan İsrail’e karşı kültürel boykota katılmanız için yazıyorum. İsrail, uluslararası hukuk ve evrensel insan haklarına uygun davranana kadar İsrail’de sahneye çıkmayarak, gösteri yapmayarak veya İsrail hükümetiyle bağlı olan hiçbir kurumdan ödül veya fon kabul etmeyerek İsrail’deki ve işgal altındaki Filistin’deki apartheid uygulamalara karşı çıkan bizlere katılın lütfen.”
Dünyada birçok baskıcı rejim var ama İsrail’de itiraz ettiğimiz şey baskıcı bir rejim değil, bir halkın topraklarını işgal ederek kurulmuş, uluslararası yasalara göre gayrimeşru olan bir devlettir. O yüzen, İsrail’e karşı, baskıcı iktidarların hüküm sürdüğü ülkelerden daha farklı bir tutum öngörüyoruz.
İsrail’in Batı Şeria’da yeni yerleşimlere alan açma politikaları tam gaz devam ederken, Filistinli gençler tam donanımlı İsrail askerlerine “saldırdığı” gerekçesi ile her gün birer, ikişer öldürülürken, yasadışı yerleşimciler arkalarına işgalci devletin desteğini alarak Filistinli bebekleri yakmakta tereddüt göstermezken -18 aylık bebek Ali Said Davabşa’yı yakan yerleşimci sadece 6 ay Batı Şeria’ya girmeme cezası aldı- Tel Aviv’de performans yapmak İsrail’in zulmü aklama, spot ışıklarını bu hakikatin üzerinden alarak İsrail’in göstermek istediğini istediği gibi gösterme ve kendini normal bir ülke gibi pazarlama stratejilerine destek olmak anlamı taşıyacaktır. Muhtemel siz sahnede performans yaparken birkaç Filistinli daha öldürülecek, onlarcası tutuklanacak ve de İsrail’in uyguladığı toplu bir cezalandırma yöntemi olarak birkaç Filistinli ailenin evi başına yıkılacaktır. Fakat İsrail tüm dünyaya sizlerin konserinde eğlenen insanları gösterip normal ve meşru bir ülke olduğu imajı yaratmaya çalışacaktır. Sahne performansınız İsrail’in imaj yenileme çalışmalarında araçsallaştırılacaktır. Üstelik Gazze’de süregelen abluka ve Batı Şeria’da Berlin duvarının üç katı uzunluğunda ve iki katı yüksekliğindeki apartheid duvarı nedeniyle Filistinli hayranlarınız sizi izlemeye gelemeyecek.
Sizi Roger Waters, Elvis Costello, Santana gibi apartheid İsraili’ni eğlendirmeyi reddeden sanatçıların kervanına katılmaya, Filistinlilerin ve muhalif Yahudilerin sesini duymaya, İsrail’in aklanma çabalarına destek olmamaya ve İsrail’de sahne almamaya davet ediyoruz.
BDS Türkiye (Filistin için İsrail’e Boykot Girişimi)
İSLAMİANALİZ