Hizbullah’ın Sünnilerin yanında durmasının yeni bir şey olmadığını belirten Mahir Hammud: “Bu hareket kuruluşundan bu yana, bölgede yaşanan her krizde mezhebi ayrılığın lügatında bulunmadığını ve bunun bir öneminin olmadığını kanıtlamıştır. Müslümanları itaatten ve kölelikten kurtarmak için her defasında Müslümanların maslahatından yana tavır almıştır.” ifadelerini kullandı.
Bazı kesimlerin, iftiralara ve yalanlara itimat ederek Hizbullah’ı mezhepçilikle itham ettiğini belirten Hammud, Hasan Nasrallah’ın açıklamalarının her aklı-selim ve gerçeğin peşinde olan insan tarafından çok net anlaşılabileceğini, basiretsiz, kör insanların bunu anlamak istemediğini belirtti.
Nasrallah’ın konuşmasında Hizbullah’ı ‘terör örgütü’ ilan eden tarafların ismini unutmasına değinen Hammud: “Bu durum Nasrallah için bu kararların bir şey ifade etmediğinin kanıtıdır” dedi ve şöyle devam etti: “Bazı kesimler önceleri İsrail ile masa altından gizlice işbirliği içindeydi, bugün ise bunu alenen yapıyorlar. Onlar düşmanın kendilerine yardımcı olabileceğini, durumlarını düzeltebileceğini düşünüyorlar. Ama bilsinler ki Lübnan’da ve Filistin’de galip gelen direnişi hiçbir şey korkutamaz.”
Hammud: “Gelecekte bu işbirlikçilerin sonunun başarısızlık olacağını göreceğiz, İsrail’e ve Amerika’ya yaptıkları bütün yatırımlar kendi aleyhlerine yöneldiği vakit Amerika’nın yanlarında olmadığını ve İsrail’in de onları umursamadığının farkına varacaklar. Arap halkı işgalcilerle normalleşmeden yana olmadığını her zaman belirtti, yine belirtecektir. Bu halk, yöneticilerinin ümmetin düşmanına tenezzül ettiğini her duyduğunda kendini boyunduruk altında hissediyor.” diye konuştu.
Hammud konuşmasını şu sözlerle bitirdi: “Direniş kafilesi yoluna devam edecektir, ne bağırarak ne havlayarak direnişi yolundan çeviremeyecekler.”
İranlı milletvekiller KİK’in Hizbullah kararını kınadı
İslami Şura Meclisi’nin bugünkü açık oturumunda KİK’in Lübnan Hizbullah’ını terör örgütü listesine eklemesi, 222 milletvekilinin imzasını taşıyan bir deklarasyonla kınandı.
Deklarasyonun metni şöyle:
“Lübnan Hizbullah’ı işgalci ve cani Siyonist Rejimi’ne karşı direniş simgesidir. Hizbullah olmasaydı Siyonist Rejim, Lübnan’ın güneyini işgal etmeyi sürdürürdü ve İsrail’in müttefiki tekfirci gruplar da Suriye gibi Lübnan’ın toprak bütünlüğünü zedelerdi.
Lübnan’ın Hizbullah’ı ile birlikte İslami Cihat ve Hamas, bugün dünya sulta düzeni ve özellikle Amerika ve İsrail’in saldırıları karşısında İslam ümmetinin onur kaynağı olarak parlıyor.
Öte yandan Suud Hanedanı diğer Körfez İşbirliği Konseyi üyeleri ile birlikte Hizbullah’ı terör örgütü olarak nitelendirmiş ve ona karşı yaptırımlar uygulamıştır. Tabi ki ne Arap ne de İslam onurundan bir iz taşımayan, geçen bir yılda Yemen’in mazlum halkını çoluk çocuk demeden bombalayarak kan revan içinde bırakan ve Amerika ve İsrail kuklası olduğunu gösteren Suudi Arabistan’dan başka bir beklentimiz olamaz.
Kimi zamanlar Direniş Cephesi’ne destek sunan Umman, Kuveyt ve hatta Katar gibi ülkeler, kendilerini Suudi Arabistan’ın kırık ve batmakta olan gemisine binmemeli ve İslami ümmet ve ülkeler karşısına dikilmemelidir.
Bu ülkelerden beklentimiz, Suudi Arabistan’dan ayrılmaları ve geçmişteki gibi İsrail’e karşı direniş simgesi sayılan Lübnan Hizbullah’ını desteklemeleridir.
Biz İran halkının milletvekilleri olarak Körfez İşbirliği Konseyi’nin Lübnan Hizbullah’a karşı yaptığı büyük hakareti şiddetle kınıyor ve bunun aslında Lübnan devleti ve halkına yapılan bir hakaret olduğunu düşünüyoruz ve bir kez daha Hizbullah ve onun yiğit lideri Seyydi Hasan Nasrallah’ı desteklediğimizi belirtiyoruz”.
rasthaber