Tel Aviv Üniversitesi'ne bağlı “Ulusal Güvenlik Araştırmaları Kurumu” başkanı ve İsrail eski Askeri İstihbarat Şefi Amos Yadlin, İsrail’in bu sene tehditlerinin hedefinde Hizbullah’ın olduğunu söyledi. İsrail’in Hizbullah’la savaşa girme ihtimali her zaman vardı. Peki, İsrail bundan korkuyor mu ya da böyle bir şeye cesaret edebilir mi? Öte yandan Körfez ülkelerinin Hizbullah’ı “terör örgütü” olarak tanımlaması da bu ihtimali güçlendiriyor. Söz konusu Arap ülkelerinin ve İsrail’in ortak düşmana sahip olması savaşı daha da hızlandırır mı? Lübnan Üniversitesi’nde İsrail’le ilgili meselelerde uzman olan Dr. Abbas İsmail tüm bu sorulara cevap veriyor:
“İsrail istihbaratının raporlarına göre Hizbullah yakın bir zamanda İsrail’le savaşa girme planına sahip değil. İsrail’in hesaplarına göre Hizbullah Suriye’de kritik bir savaşın içinde olduğu için ikinci bir savaşta ödeyeceği bedeli düşünmek zorunda kalacaktır.
Ancak direnişin savaşa girmekten yana olmaması kırmızı çizgilerinden vazgeçeceği anlamını taşımıyor. İsrail de buna göre hareket ediyor. Bu durumu Kuneytra’daki suikastten ve Samir Kuntar suikastinden sonra gördük.
İsrailliler Hizbullah’ın Suriye’de savaş halinde olmasının İsrail’e boyun eğeceği anlamına gelmediğini anladılar. Nitekim Kuneytra operasyonundan sonra Hizbullah 2 nolu açıklamayı yapmak için hazır olduklarını açıkladı. Operasyondan birkaç ay sonra o zaman Ulusal Güvenlik Meclisi başkanı olan MOSSAD başkanı İsrail’in olası bir saldırı ihtimaline karşı gemilerini hazırda beklettiğini açıkladı.
İsrail ne kadar savaş iddialarından söz etse de Hizbullah’la savaşa girme ihtimali İsrail’i endişelendiriyor. Bu yüzden Kuneytra şehitlerinin ardından sessiz kalmayı tercih etti. Zira işlerin içinden çıkılmaz bir hal almasından korkuyor.
Bu sebepten dolayı İsrail’in Hizbullah’ın Suriye’de oluşundan faydalanarak saldırı girişiminde bulunması da zayıf bir tespit olarak karşımıza çıkıyor.
İsrail Hizbullah’ın tüm askeri gücünü Suriye’de tükettiğini düşünmüyor. İsrail’i asıl ilgilendiren Hizbullah’ın füze gücü. İsrail’in de ifade ettiği üzere, onları asıl korkutan şey Hizbullah’ın savaş gücünü geliştirmiş olması. Suriye savaşından önce direnişin stratejisi savunma üzerineydi. Ancak şu anda sahip olduğu saldırı gücü Hizbullah’ın işgal altındaki Filistin topraklarına girerek yerleşim yerlerine sahip olacağı anlamını taşıyor. Seyyid Hasan Nasrallah bu yönde bir açıklama yaptı. Nitekim İsrail’de bu durum beklenen bir senaryo.
İsrail Hizbullah’ın savaş kurallarını çok iyi biliyor. 2006 yılından beri İsrailli hiçbir yetkili Hizbullah’ı yenebilecek güçte olduklarını ifade eden bir açıklama yapmadı.
Öte yandan Gazze’ye çeşitli aralıklarla düzenledikleri operasyonlar da gösterdi ki, artık İsrail kara gücünü tamamıyla kaybetmeye başladı. Bu yüzden İsrail iç cephelerinin tamamının Hizbullah’ın hedefi olacağını kabul ediyor.
Hizbullah’ın Nakura’dan Dimona’ya kadar İsrail’i felç edeceği düşünülüyor.
Ancak tüm bunlara rağmen İsrail kendisini saldırıya hazırlıklı olarak tanımlamaktan çekinmiyor. Kırmızı çizgilerinden, savaş kurallarından kolaylıkla söz edebiliyor. Aynı şeyi Hizbullah da yapıyor. Her iki taraf da savaşa hazırlıklı olmamasına rağmen kırmızı çizgilerinden asla vazgeçmeyeceklerini söylüyorlar. İkisi arasındaki fark Hizbullah’ın çizdiği bazı kırmızı çizgileri gerektiğinde aşmaktan geri durmaması. Ancak bu çizgilerin aşılması Hizbullah’ın güç kazanmasını hiçbir zaman engellemedi.
İsrail Hizbullah’ın bazı silahlara ulaşmasını engellemek istiyor. Bunun için de çaba sarf ediyor. Ancak bu silahlar Lübnan içindeyken bu silahları hedef alan bir saldırı düzenlemekten kaçınıyor. Çünkü İsrail Hizbullah’a Lübnan’da saldırırsa kırmızı çizgileri aşmış olacağını ve bunun bedelini de ödeyeceğini biliyor.
Bu bağlamda İsrail Savunma Bakanı Moşe Yalon’un ve İsrail Başbakanı Netenyahu’nun Golan için İran ve Hizbullah’ın kırmızı çizgisi olarak söz ettiklerini aktarmakta fayda var. İsrail Hizbullah’ın o cephedeki varlığından gayet haberdar…
Suriye sahasıyla ilgili olarak, Hizbullah’ın Suriye savaşına dahil olmasının ardından İsrail Lübnan ve Suriye’ye tek bir saha muamelesi yapmaya başladı. Bu durum kuzeyden yaklaşacağını söyleyen İsrail için önemli bir mesele. Nitekim Seyyid Hasan Nasrallah da savaş kurallarının değiştiğinden söz etmişti.
İki taraf arasındaki olası savaş ihtimaliyle alakalı olarak İsrail’in Nakura’dan Golan’a kadar olan bölge için harekete geçtiğini ve hazırlık yaptığını söyleyebiliriz. Ancak tabi ki bu savaşın gerçekleşebilmesi için çok daha fazla çaba ve kaynağa ihtiyaçlarının olduğu söylenebilir."
İSLAMİANALİZ
Hamas Heyeti Kahire'ye Gidiyor
Malatya'da Kürecik Nato Radarının Kapatılması Talebiyle Basın Açıklaması Düzenlendi (Video-Foto)
Kürecik Nato Radarı Sökülsün Feryadını Yükseltmek İçin Malatya'da Buluşuyoruz (Davet)
İmam Hamenei: Gazze Meselesinin Dünyanın Birinci Meselesi Olmaktan Çıkarılmasına İzin Verilmemelidir
