Siyonist İsrail, Suriye'de İdam Edilen Ajanının Kemiklerini Almak İstiyor

Siyonist işgal rejimi, 1965 yılında Suriye'de hükümet tarafından idam edilen İsrailli casus Eli Cohen'in mezarını ve kalıntılarını almak için Rusya'dan yardım istiyor. 

Görüntülenme: 2169 Tarih: 07 Nisan 2016 13:07
Siyonist İsrail, Suriye'de İdam Edilen Ajanının Kemiklerini Almak İstiyor

1965 yılında Suriye'de idam edilen İsrailli casus Eli Cohen hakkında çok sayıda iddia ve hikaye ortaya atıldı. Ortaya çıkan her iddia bir öncekini yalanlar nitelikteydi. Bu iddiaların çoğu ise Cohen'in idamdan sonra nereye gömüldüğü ve cesedinin akıbeti ile ilgiliydi. İsrail, Arap ülkelerine gönderdiği casusların en meşhurlarından birisi olan Cohen'in mezarını almak için Suriye rejimine defalarca talepte bulunsa da, bu talep her defasında Suriye hükümeti tarafından geri çevrildi. Ancak siyonist işgal rejimi bu konudaki ısrarından vazgeçmiyor ve bu kez bu talebini Rusya üzerinden gerçekleştirmeye çalışıyor. 
 
İsrail'in Yedioth Ahronoth Gazetesi'nin verdiği habere göre; işgal rejimi cumhurbaşkanı Reuven Rivlin siyonist yapılanmanın Cohen ile ilgili bu talebini dile getiren son isim oldu. Haberde Rivlin'in Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'den Cohen'in mezarını taşımak için yardım istediği belirtilirken, Putin'in Rivlin'e konuyla ilgili Suriyeli yetkililerle görüşeceği sözü verdiği aktarıldı. 
 
 
 
Elio Cohen kimdir:
 
Eli Cohen, 26 Aralık 1924'te Mısır'ın İskenderiye kentinde Halep göçmeni muhafazakâr bir Yahudi ailenin oğlu olarak dünyaya geldi. İlk gençlik yıllarında Siyonizm'e ilgi duydu. Süveyş Krizi'nin patlak vermesinden sonra, ailesiyle birlikte sınır dışı edildi. 
 
1956'da İsrail'in Hayfa kentine yerleşen Eli Cohen, bir yıl sonra İsrail askeri istihbaratına alındı. Oradaki masa başı işten sıkılarak Mossad'a müracaatta bulundu, ancak başvurusu geri çevrildi. Bunun üzerine ordudaki görevinden de istifa eden Cohen Tel Aviv'de bir sigorta şirketinde çalışmaya başladı, 1959'da Nadia adında Irak kökenli bir kadınla evlendi. 
 
Mossad'ın sıra dışı başkanı Meir Amit, Suriye'ye özel bir görev için gönderilecek birini ararken, geri çevrilen başvurular arasında bulunan Cohen'in biyografisini bu defa dikkatle inceledi ve Eli'nin en uygun aday olduğuna karar verdi. Eli Cohen, Mossad'ın eğitim okulunda 6 aylık bir kampa alındı ve gösterdiği üstün performansla Amit'i ve diğer amirlerini kendisine hayran bıraktı. 
 
Kâmil Emin Sâbit adlı genç Suriyeli işadamı, Arjantin'in başkenti Buenos Aires'te geçirdiği uzun yılların ardından artık sevgili vatanına dönmeye hazırdı. Tek bir farkla, Buenos Aires'ten değil, Tel Aviv'den yola çıkarak… 
 
1961'de Şam'a giden ve kentin zengin muhitlerinden birinde ev kiralayan Eli Cohen, ya da yeni adıyla Kâmil Emin Sâbit, mükemmel Arapçası ve İspanyolcasıyla hiçbir şüphe çekmeden Suriyeli burjuva sınıfı içinde yükselmeye başladı. Şam'da verdiği partiler, kısa zaman içinde Suriyeli elitlerin bir araya geldiği şatafatlı buluşmalara dönüştü. 
 
Eli Cohen, elde ettiği bütün bilgileri hızlı bir şekilde Tel Aviv'e geçiyordu. Ordu mensupları arasında edindiği yakın dostları vasıtasıyla ziyaret ettiği Golan Tepeleri'ne dair verdiği kritik bilgiler, İsrail'in Altı Gün Savaşı'nı kazanmasında etkili olacaktı. Suriyeli dostlarının Cohen'in Golan'da çekmesine izin verdiği fotoğraflar sayesinde, savaş sırasında İsrail ordusu birçok noktayı eliyle koymuş gibi bulabilmişti. Cohen'in "askerleri güneşten koruyacağı" şeklindeki tavsiyesiyle Suriyeli askeri liderlerce ordugâhların çevresine diktirilen okaliptüs ağaçları, İsrail hava kuvvetlerinin nokta atışlarında tam isabet kaydetmesine yardımcı olmuştu.
 
Tam dört yıl boyunca Suriye'den İsrail'e bilgi ve belge aktaran Eli Cohen, Sovyet istihbaratının da bir süredir kendisini izlediğini fark etmemişti. Sovyet ajanları, 24 Ocak 1965 akşamında evine düzenledikleri baskın sırasında, Eli'yi gün içinde edindiği bilgileri Tel Aviv'e iletirken buldular. Suçüstü yakalanan Cohen, işkenceden geçirildiği uzun sorgusu sırasında hiçbir sırrını itiraf etmemeyi başardı. 
 
Eli Cohen, 18 Mayıs 1965'te Şam'ın merkezindeki ünlü Merce Meydanı'nda asıldı. İdam sahnesi televizyondan canlı yayınlandı, cesedi de uzun süre darağacında bırakıldı. İsrailli yetkililer, en yetenekli Mossad ajanlarından birinin hazin sonunu ekran başında izlemenin sonsuz öfkesini yaşarken, karısı Nadia intihara teşebbüs etti. 
 
Cohen'in nereye gömüldüğü, kemiklerinin saklanıp saklanmadığı sorularının cevabı henüz bilinmiyor. Daha doğrusu, zaman geçtikçe bu soruların cevabını bilen Suriyeli yetkili sayısı giderek azalıyor. 
 
Hâfız Esed'le birlikte çalışan bazı üst düzey isimlerin ifadelerine göre "Eli Cohen'in kabri üç defa taşındı. Son gömüldüğü yer, Şam'ın merkezindeki Mezze semti oldu. Ancak daha sonra buraya parklar ve apartmanlar inşa edildi. Dolayısıyla, Cohen'in kabrine veya kemiklerine ulaşmak artık imkânsız." 
 
2008'de Türkiye'de sürdürülen İsrail-Suriye barış görüşmelerinin ana gündem maddelerinden biri de "Eli Cohen'in kemikleri" idi. Hatta dönemin İsrail Başbakanı Ehud Olmert'in, Cohen'in dul eşi Nadia'yı arayarak "Görüşmeler sırasında Eli'yi unutmayacağız" dediği basına yansıdı.
 
İsrail'in, kendisi için sadakatle çalışanların hiçbir kalıntısını 'yabancı eller'de bırakmama hassasiyetini göz önünde bulundurarak şunu söylemek mümkün: İsrail, Suriye'de "Eli Cohen'in kemiklerini kendisine geri verebilecek" bir iktidarı tercih edecektir. 
 
 

 

İSLAMİANALİZ

Yorumlar