Dikta ve insanlık düşmanı Vahhabi Suudi Krallık rejiminin öncülüğündeki Fars Körfezi İşbirliği Konseyi üyesi gerici Arap hanedan rejimleri, onlarca yıldan beri Siyonist güç odakları ve özellikle soykırımcı İsrail rejimiyle gizli işbirliğini artık açık bir şekilde sürdürmektedirler.

Birleşik Arap Emirliklerinde 9 milyonu aşkın nüfus yaşamaktadır. Bu nüfusun sadece yüzde 15’i bu birleşik adalar devletinin yerli Arap vatandaşlarından oluşmaktadır. Geri kalan kısmı ise diğer ülkelerin göçmen işçilerinden oluşmaktadır. Bu ülkede Şeyh Halife bin Zayid Al-ı Nahyan liderliğinde hanedan rejimi hakimdir ve siyasi parti ve demokratik düzen bulunmamaktadır. Eski sömürgeci bir devlet olan İngiltere kraliyet rejimi, kendi türevi olan Birleşik Arap Emirliklerinin askeri ve güvenlik açıdan korunmasını, 1970'li yıllarda askeri olarak Amerika’ya bıraktı.

Birleşik Arap emirlikleri Fars Körfezindeki diğer Arap rejimleri gibi NATO lideri Amerika ile Fransa’nın askeri güçlerinin işgali ve koruması altındadır. Bu İslam ve Arap ülkesindeki El-Zafera Hava Üssü, Amerika ve Fransa savaş uçakları ve askerlerini barındırmaktadır. NATO ırkçı İsrail rejiminin güvenliğini ve varlığını koruma altına aldığı için Birleşik Arap emirlikleri de ister istemez terörist ve Filistin halkının azılı katili İsrail rejimiyle askeri, istihbarat, ekonomik ve enerji işbirliğini gizli ve açık bir şekilde sürdürmek zorundadır.

Fars körfezi işbirliği konseyinin bir diğer üyesi olan Bahreyn'de ise, NATO’nun diğer lider üyesi, nükleer silah sahibi ve veto hakkına sahip İngiltere'nin daimi askeri üssüyle Amerika hava ve deniz üssü bulunuyor. Buna ilaveten Katar'da ABD, Birleşik Arap Emirlikleri'nde de Fransa'nın iki büyük üssü bulunuyor. Her üç batılı ve nükleer silah sahibi ülke, ırkçı İsrail rejiminin stratejik müttefikleri oldukları için, birleşik Arap emirliklerini de Siyonist rejimin üssüne dönüştürmüş bulunuyorlar.

1992 yılında sözde Madrid barış konferansı sonucu, bazı Arap ülkeleri Irkçı İsrail rejimini “du Fakto” olarak tanıdılar. Katar ile Umman dışında hiçbir Arap ülkesi açıkça Siyonist rejimle işbirliği ve ilişkilerini geliştirmedi. Fakat birinci intifada ve katil İsrail rejiminin 2008 yılında Gazze’ye saldırması sonucu, bu iki Arap ülkesinde İsrail temsilcilik büroları kapatıldı.

Filistin topraklarını işgal eden İsrail ile birleşik Arap emirlikleri işbirliğini açıkça ilan ettiler. Abu Dabi’de 2009 yılında İsrail temsilciliği açıldı. Terörist İsrail rejimi 2011 yılında Arap ülkelerinde başlayan halk hareketleri ve anti Siyonist İslami uyanıştan korkarak, Fars körfezindeki gerici Arap rejimleriyle işbirliğini geliştirdi. Bu bölgedeki krallık ve hanedan rejimleri İslam temelli demokratikleşme ve özgürlük mücadelesinden korkarak, Irkçı İsrail rejimine sığındılar. Birleşik Arap emirlikleri uzun yıllardan beri ırkçı İsrail rejimine kapılarını açmış bulunuyor. Mossad Terör ve casusluk örgütü bu Arap ülkesini saldırı ve istihbarat üssüne dönüştürmüştür. Buna örnek olarak

27 Ocak 2012 tarihinde İsrail ile Birleşik Arap Emirlikleri arasında güvenlik anlaşması imzalandı. O tarihte, Siyonist rejim ile Abu-Dabi arasında 300 milyon Dolar olan güvenlik hacmi, tek sözleşmeyle 800 milyon Dolara çıkarıldı. Irkçı İsrail rejiminin 2014 yılında Gazze’ye saldırı sırasında, BAE, Suudi krallığı ve Katar, ırkçı rejim İsrail'e destek verdiklerini ilan ettiler.

Amerika ve NATO öncülüğündeki batılı güçlerle Irkçı İsrail rejimi; birleşik Arap emirlikleri, Katar ve Suudi krallık rejiminin petro dolarlarıyla Suriye’deki tekfirci teröristleri besliyor ve Beşar Esad hükümetini devirmeye çalışıyorlar. Fars körfezindeki Arap rejimleri, yüzlerce Filistinli kadın ve çocukla sivilin şehit düşmesine ve binlercesinin yaralanmasına sebep olan ırkçı İsrail rejiminin Kudüs İntifadasını bastırma saldırılarına ses çıkarmıyor ve Filistin halk kurtuluş savaşının Siyonistlerce sindirilmesine destek veriyorlar.

Gerçek şu ki Ortadoğu'da İsrail rejimi, Avrupa ve Amerika’nın desteğini kazanmanın anahtarı sayılıyor. Bu yüzden Siyonist çeteler rejiminin yanında olursan, krallık, emirlik ve başkanlık koltuğunu korumak için, dilediğin gibi katliamlar ve insan hakları ihlali yapabilirsin. 

tesnim