Mazlumder İstanbul Şubesi BDS (Boykot, Yatırım Geri Çekme, Yaptırımlar) hareketine yönelik kamuoyuna yansıyan baskı politikaları hakkında açıklama yaptı.

İşte o açıklama:

BDS hareketi İşgalci İsrail yönetiminin bitmek tükenmek bilmeyen baskı politikalarına karşı en etkili mücadele eden sivil platformlardan biridir. Doğrudan doğruya işgal rejiminin zarara uğratılması, yalnızlaştırılması ve nihayetinde de işgalden caydırılmasını amaçlayan BDS, Filistin sivil toplumunun 2005 yılında yaptığı  çağrıyla harekete geçmiştir ve Filistin Ulusal Komitesi tarafından İngiltere merkezli olarak idare edilmektedir.

BDS Hareketi, İsrail zulmü devam ettiği müddetçe ekonomik, kültürel, siyasi ve sportif alanlarda İsrail menşeli kurumlara tecrit uygulanması için tespit çalışmaları yürütmekte ve bu araştırmalarla elde edilen güvenilir ve ispatlanabilir bilgiler üzerinden boykot kampanyaları organize etmektedir.

Geçmişte Güney Afrika’daki apartheid rejiminin yıkılmasında önemli bir rol oynamış olan BDS çalışmaları bugün de İsrail yönetimine karşı uluslararası alanda birçok ticari, kültürel ve sportif başarı elde etmiştir ve kamuoyunu etkileme gücünü giderek artırmaktadır.

İşgal yönetimi ise BDS Hareketi’nin bu başarılarına kendisinden beklenen tepkiyi vermekte ve özellikle lobi faaliyetleriyle BDS’nin hareket alanını kısıtlamaya çalışmaktadır. Birçok İsrail karşıtı hareket gibi BDS de İsrail’e yönelik eleştirileri bastırmada etkili bir silah olarak kullanılan “anti-semitizm” kavramı üzerinden baskılanmaya çalışılmaktadır. İsrail yönetiminin talepleri üzerine ABD, İngiltere, Fransa ve Kanada hükümetleri tarafından BDS çalışmalarını engellemeye yönelik yasal ve idari adımlar atılmaktadır. Fransa’da bir aktivistin BDS baskılı bir tişört giymesi nedeniyle tutuklandığı kamuoyuna yansıyan siyonist baskı örneklerinden birisidir.

İfade özgürlüğünü koruma taahhüdünde bulunan ve dünya üzerindeki birçok ülkeyi bu kavram üzerinden sıkça eleştiren ABD, İngiltere ve Fransa gibi ülkelerin İsrail’in işgal politikalarına karşı sivil mücadeleye girişen oluşumlara karşı baskıcı tutumları açık bir çifte standarda işaret etmektedir.

MAZLUMDER İstanbul Şubesi olarak, BDS Hareketi’nin etkilerini hem Filistin’de hem de dünya genelinde gösteren İsrail zulmüne karşı yürüttüğü faaliyetleri desteklediğimizi belirtiyor;

Türkiye sivil toplumunu;

İsrail’in ara vermeksizin uyguladığı zalim politikalarına karşı kısa vadeli ve geçici değil, uzun vadeli ve sistematik bir mücadele içinde olmaya,

BDS’nin Birleşmiş Milletler Mültecilik Yüksek Komiserliği nezdinde İsrail’e karşı yapacağı şikayete şu linkten destek vermeye davet ediyoruz.

Türkiye hükümetini;

Son zamanlarda İsrail’le yürütülen ve “normalleşme” öngören diplomatik temasları gözden geçirip, İsrail lehine olabilecek her türlü adımdan kaçınılmasına

Bu çerçevede Mavi Marmara davası firarisi olan İsrail yöneticileri hakkındaki yargılama sürecinin pazarlık konusu edilmemesine ve ablukanın kaldırılması talebi noktasında kararlılığa davet ediyoruz.

Başta ABD, İngiltere, Fransa ve Kanada hükümetleri olmak üzere bütün uluslararası aktörleri; tamamen barışçıl ve sivil bir alanda hareket eden BDS Hareketine yönelik İsrail etkisiyle yapılan baskılardan vazgeçmeye ve en temel haklardan olan ifade özgürlüğünü siyonist lobinin etkisiyle ihlal etmemeye davet ediyoruz.

BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliğini; BDS’nin ilettiği şikayet çerçevesinde etkin bir araştırma yürütmeye ve  İsrail zulmünün uluslararası alanda yayılması karşısında etkin tedbirler almaya davet ediyoruz.

MAZLUMDER İstanbul Şubesi Dış İlişkiler Komitesi

İSLAMİANALİZ