Toplantıda batı dünyasının çifte standart siyasetleri telin edilirken, mazlum ve mahrum Filistin halkının yaralarının sarılması ve sürgündeki Filistinlilerin vatanlarına dönmesinin zaruret olduğu ifade edildi.

Kapanış toplantısında konuşan Filistin halkını destekleyen STK'lar Birliği genel sekreteri Dr. Zehra Mustafevi; Filistin halkının yaşadıkları, Filistin krizi meselesinde ortak düşünce içerisinde bir araya gelinmesi, Filistin krizinde ortak adımların atılması gerektiğini ifade etti. 12 milyon Filistinli'nin yarısının yaşadığı topraklardan dışarıda sürgünde, gayri insani şartlar altında yaşam sürdüklerini hatırlatan Dr Zehra Mustafevi, Filistinlilerin yarısı kendi toprakların dışında sürğünde yaşarken, diğer yarısı da kendi topraklarında fakat en ağır işgal şartları en çirkin ırkçı uygulamalara maruz kalarak yaşamaktadırlar diye konuştu.

İslam ülkeleri arasında var olan görüş ayrılıkları, Filistin meselesinin çözümünde en büyük engel olduğunu da belirten Mustafevi,  batılı ülkeler, Siyonist rejimin işgal ve ırkçı uygulamalarını, işlediği cinayetleri destekliyor. Ekonomik, siyasi ve askeri bütün imkânlarla Siyonist gasıp rejimi destekliyor diye konuştu.

Filistin İslami direniş hareketi ve el fetih arasındaki görüş ayrılıklarının da Filistin toplumunu iki parçalı bir yapı haline getirdiğinin altını çizen rahmetli İmam Humeyni’nin kızı Mustafevi, mevcut hassas şartlarda bu iki parçalı yapı, Filistinlilerin vahdetinin önemdeki engeli oluşturuyor diye konuştu.

Açılışta konuşan dışişleri bakanlığı Afrika ve Arap ülkeleri masası müdürü Hamid Rıza Dehkan, batı dünyasının Filistin meselesini çözmekten uzak siyasetler izleyerek, Filistin halkının katliam edilmesi ve işgal rejiminin meşruiyetini sağlamak amacıyla ortaya atılan projelerin bile işgal rejimi tarafından kabul edilmediğini söyledi.

Hamid Rıza Dehkan Kudüs TV’ye yaptığı açıklamada iki devletli çözüm önerisi, 60 yıldan fazladır Filistin'in bölünmesi kararnamesinin kabul edilmesiyle Arap ve Yahudi devleti şeklinde iki devletli bir kararnameden geçen 69 yıldan fazla bir süredir uygulanamıyor. Zira söz konusu plan, bölgenin topraklarının gerçek sahiplerine tanınan hak gerçekçi ve sağlam temellere dayanmıyor. Plan tamamen Filistin’i parçalamaya yönelik, halkın geleceğini etkileyen doğru olmayan bir karar. İran, ilk baştan bu yana BM üyesi bir ülke olarak Kasım 1947 'de Filistin’in bölünmesine karşıydı ve hala da biz Filistin topraklarının bölünmesine karşıyız. İran olarak bizim önerimiz, Filistin halkının tamamı kendi geleceklerine kendileri karar vermelidir. Filistin halkını temsil eden Müslümanlar, Hristiyanlar ve Yahudiler kendileri karar vermeli. Filistin halkının kararı ölçü olmalı ve uygulanmalıdır"  diye konuştu.

Toplantıda konuşan İran yargı gücü başkanı Ayetullah Sadık Laricani ise Filistin meselesinin sadece Müslümanların değil dünyanın öncelikli meselesi olduğunu hatırlatarak, rahmetli İmam Humeyni’nin inkılaptan önce ve inkılaptan sonra da, bütün dünyaya bunu duyurmuştur. İslam inkılabı rehberi de, İmam Humeyni'nin halef-i salihi olarak yapmış olduğu konuşmalarda konuya vurgu yaparak Filistin meselesine dikkat çekmektedir diye konuştu.

Filistin meselesinin birçok boyutlu ele alınabileceğini belirten Sadık Laricani,  Filistin konusu, üç önemli hareket olarak değerlendirilebilir. Birincisi insan hakları meselesi açısından. Bilindiği gibi insan hakları yıllar önce önemli bir konu olarak ele alınıyordu. Dünyada da dikkat çekiyordu. Amma bugün batı dünyası insan hakları meselesine sadece bir baskı unsuru olarak bakıyor. Hatta bazı ülkelere yaptırım aracı olarak değerlendiriliyor" diye konuştu.

Filistin meselesinin ele alınacak hareket noktası halkların bilinçlenmesidir diyen Laricani,  halklar zamanında gerekli bilince sahip olsaydı bu kanser tümörü ortaya çıkmazdı. Dolayısıyla İslam dünyası, bu kanser tümörü ile mücadele için bilinçlenmesi gerekir. Rahmetli İmam Humeyni bundan 45 yıl önce, Filistin meselesinin önemine işaret etmiş ve Filistin meselesi ciddiye alınmazsa, bütün İslam ülkeleri bundan etkilenir diyerek Filistin konusunun bütün İslam halklarının gündemine girmesine çalışmıştır diye konuştu.

Toplantıya Türkiye'den katılan Kudüs TV genel yayın yönetmeni Nureddin Şirin toplantının çerçevesine Kudüs TV’ye şu açıklamaları yaptı;

Toplantıya Amerika’dan katılan Washington Cuma imamı Muhammed el Asi de Filistin meselesi ve sorumluluklarımız konusunda yaptığı açıklamasında şu görüşleri dile getirdi.


Rahmetli İmam Humeyni'nin kızı ve Filistin halkına destek veren STK birlikleri genel sekreteri Dr. Zehra Mustafavi Kudüs TV’ye yaptığı açıklamasında, Filistin meselesinin Müslümanların meselesi olduğunu hatırlatarak,  başta Filistinli gençler olmak üzere genel olarak her yerde direnişte bulunan gençlere, Siyonist rejime ve işgale karşı direnişe destek verenlere teşekkürlerimi bildiriyorum, onları tebrik ediyorum, dik duruşlarını, direnişlerini sürdürmeleri için dua ediyorum,  biliyorum, Filistinli gençler zor şartlar içerisindeler ama Filistinli gençler işgali ve zulmü kabul etmiyorlar, bu da üçüncü intifada aşamasına girmelerine neden olmuştur. Allah'ın vadidir, dik duruş ve direniş olursa, mücadele olursa, Allah onların yardımcısı olacaktır. Filistinli gençlere kolaylıklar diliyorum " diyerek mesaj gönderdi.

İran dışişleri bakan yardımcısı Hamid Rıza Dehkan ise Kudüs TV’ye yaptığı açıklamasında, bazı İslam ülkeleri ve Arap ülkelerinin Siyonist rejim ile ilişkileri normalleştirme siyasetlerinin Filistin halkının yararına olan bir durum değildir hatırlatması yaparak, Siyonist rejim ile ilişkileri normalleştirme siyasetleri Filistinlilerin yararına değil, bölge halklarının yararına değil, hatta normalleştirme siyasetleri yürüten ülkelerin de yararına değildir. Biz her yönüyle Filistin halkının yanında yer almamız gerekir" diye konuştu.

Lübnan Hizbullah hareketi lideri Seyyid Hasan Nasrallah'ın özel temsilcisi Şeyh Ali Dagmuş'un da, Seyyid Hasan Nasrallah'ın mesajını okuduğu konferansta, Siyonizm karşıtı Yahudiler olarak bilinen Ortodoks Yahudilerden iki de temsilci vardı.

tesnim