KUDÜS GENÇLİĞİ: Bize kendinizi kısaca tanıtır mısınız?

ZEKİ KANAT: Bismillahirrahmanirrahim. Ben Zeki Kanat. Ailemin zamanında iş nedeniyle Mardin’den göç ederek yerleşmiş oldukları Beyrut’ta 1967 yılında dünyaya geldim. Bir süre sonra oradan gelip İskenderun’a yerleştik. Yaklaşık 45 yıldır bu ilçede ikamet etmekteyim. Burada esnaflık yapıyorum. Geçen yıllar içerisinde İskenderun İmam Hatip Lisesi Okul Aile Birliği başkanlığı, İskenderun İnsani Yardım Derneği başkanlığı, Gül-Der yönetim kurulu üyeliği görevlerinde bulundum. Şu anda ise Hatay İHH’da yönetim kurulu üyeliğim devam etmektedir.

KUDÜS GENÇLİĞİ: Mavi Marmara Gazze’ye ve Kudüs’e Özgürlük Filosuna katılmaya neden karar verdiniz?

ZEKİ KANAT: Gençlik yıllarımızdan beri Filistin, Kudüs ve Mescid-i Aksa hep gündemimizde oldu ve gündemimizden hiç düşmedi. İlk kıblemiz, Kudüs’ümüz ve mazlum Filistin halkı için bir şeyler yapmak gerektiğini ve bunun bizim imtihanımızın bir parçası olduğunu biliyoruz. Böyle bir filo oluşturulacağını duyduk, oluşumun bir parçası olduk ve şehrimizde bu oluşum için her türlü desteği verdik. Hatay olarak gemide bize 4 kişilik kontenjan ayrılmıştı. Bu fırsatı kaçıramazdım kendimi ve diğer 3 kişiyi ( Cengiz Akyüz, Muammer Kavakçıoğlu ve Ali Ekber Yaradılmış) belirleyip İHH merkeze haber verdik. Başvurularımız kabul edildi ve yola çıkmak kısmet oldu.

KUDÜS GENÇLİĞİ: Siyonist İsrail askerlerinin gemiye saldırdıkları ana kadar geminin içindeki hava, katılımcıların halet-i ruhiyesi nasıldı?

ZEKİ KANAT: Gemide gerçekten her şey çok güzeldi. Tanışma, kaynaşma, sohbetler, yol ve hedef heyecanı, yüzlerce insanın yıllarca anlatacağı birkaç gün. Her kesim ve gruptan insanlar gemide tüm ayrılığı ve taassubu atmış tek yumruk ve tek yürek olmuştu. Haberleri izleyebiliyorduk. Dünya haberlerinde ilk sıralarda olduğumuzu görüyorduk. Bu durum bizi daha da heyecanlandırıyor ve omuzlarımızdaki yükü ağırlaştırıyordu. Aramızda bulunan alimler ve kanaat önderleri sürekli sohbetler düzenliyor, geçmişten de örnekler vererek yaptığımız işin ciddiyetini kavratıyor ve bizi motive etmeye çalışıyordu. Dünya adeta küçülmüş, bu dünyanın vicdanını ve İslami duyarlılığını temsilen yaklaşık 600 kişi bu ‘Ashab-ı Sefine’ye binmişti. Gazze’deki mazlumlara ulaşma hayalimizi gerçeğe dönüştürmek için artık saatleri sayıyorduk.

KUDÜS GENÇLİĞİ: Gemiye saldırı olduktan sonraki süreç nasıl gelişti, Siyonist Rejim size nasıl davrandı?

ZEKİ KANAT: Saldırı sonrası Siyonist korsanlar bizi esir aldı diyemiyorum çünkü esirin bir hukuku var. Bu zalimler hukuk falan tanımıyor, aslında bunu tüm dünya biliyor. Bizleri iterek ve aşağılayarak ellerimizi bağlayıp koltuklara oturttular. Konuşmak ve hareket etmek yasaktı. Saatlerce aç, susuz ve iki büklüm şekilde tutulduktan sonra sorgulanacağımız çadırlara götürüldük. Orada da aynı insanlık dışı muameleyle karşılaştık. Sıkı aramalar, tehditler, terörist gibi davranmalar eşliğinde hapishanelere dağıtıldık. Dünya ile iletişimimiz kesilmişti. Sürecin nasıl işlediğini bilmiyorduk? Her şeyi sonradan duyduk.

KUDÜS GENÇLİĞİ: Mavi Marmara katliamının 6. Yılını idrak ettiğimiz bu günlerde Ak Parti hükümeti ile Siyonist İsrail arasındaki görüşmeleri, ilişkilerin normalleşme sürecine girmesini ve muhtemel anlaşmayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu konuyla ilgili olarak hükümete ve kamuoyuna bir mesajınız var mı?

ZEKİ KANAT : Sanırım bu Siyonist sahtekarların nasıl yaratıklar olduklarını anlatmak için ömrümüz yetmeyecek. Ya da birileri üç maymunları oynamakta ısrar ediyor ve etmeye de devam edecek. Siyonist katillerin hukuk tanımadığını aslında bütün dünya biliyor. Hal böyle iken bunlarla ne anlaşmaları yapılıyor doğrusu anlamak güç?! ‘’Önemli olan devlet bekası’’, ‘’Devlet ömrü insan ömrü gibi değildir’’, ‘’Karşılıklı çıkarlar esastır’’ gibi süslü laflarla zalimlerin zulmü örtülemez. Siyonistlerin yaptıkları bu katliam ne ilk ne de sondur. Bunların tarihine bakmak yeterlidir. Bu konu da daha fazla konuşmaya gerek yok. Çünkü tüm tarihi hakikatler gün gibi ortadadır. Kısaca ve net bir şekilde söylemek gerekirse, bu Siyonistlerle el sıkışanları tarih yazacak ve bunlar ileride pişman olacaklardır. Eğer el sıkışılacaksa bölgemizdeki Müslüman ülkelerle el sıkışılsın ve onlarla aramızda yeni sayfalar açılsın. Bizler Mavi Marmara’da görevimizi yaptık ve Siyonistlerin maskesini bir kez daha düşürdük. Kamuoyu da görevini yapsın ve Mavi Marmara davasını unutmasın, gündemden düşürmesin.

KUDÜS GENÇLİĞİ: Mavi Marmara davasındaki hukuki sürecin ağır işliyor olmasını nasıl yorumluyorsunuz?

ZEKİ KANAT: Hukuki sürecin ağır işliyor olmasını önceleri paralel örgüte bağlıyorduk. Fakat onların alt edilmesinin üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen dava sürecinde henüz bir değişiklik yok. Bundan da anlıyoruz ki işin içinde bir üst akıl var. Eğer yanılmıyorsam mevcut durumdan bu üst akıl sorumludur. Bu üst akıl bir an önce aklını başına devşirmeli ve gerçeklerle yüzleşmelidir.

KUDÜS GENÇLİĞİ: Filistin ve Kudüs davasının Türkiyeli Müslümanların gündeminde alt sıralara gerilemesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

ZEKİ KANAT: Bu kutlu davanın gündemin alt sıralarına inmesini tutulduğumuz medya bombardımanına bağlıyorum. Medya bizim gündemimizi belirliyor. Onlar ne yazar ne çizerse halkta onu konuşup gündemine alıyor. Yani kendi iarademizle ve aklımızla düşünemiyoruz. Aklımızı ve irademizi medyanın eline vermişiz. Filistin ve Kudüs konusunda konuşan alimlerimizin ve aydınlarımızın sayısı yok denecek kadar az.

KUDÜS GENÇLİĞİ: Kudüs, Mescid-i Aksa ve Filistin davasına tekrar hak ettiği önemin verilmesi için Türkiyeli Müslümanlara ve STK’lara hangi görevler düşmektedir.

ZEKİ KANAT: Dini duyarlılıklarımızı tekrar gözden geçirmeliyiz. Ne düşünmemiz lazım ne düşünüyoruz? Ne yapmamız lazım ne yapıyoruz? Biz kendimizi düzeltme yoluna gitmezsek Allah(cc) bizi düzeltmez. Bize lazım olan asıl gündemi bir türlü oluşturamıyoruz ve sürekli olarak birbirimizi suçlayıp duruyoruz. Kardeşlik hukukunu canlandırıp yaşarsak, Rabbim bizlerin kalbini birbirine ısındıracaktır.

KUDÜS GENÇLİĞİ: Gemiye İskenderun’dan katılan ve şehid olan Cengiz Akyüz kardeşimizle ilgili birkaç hatıranızı bizimle paylaşırsanız seviniriz.

ZEKİ KANAT: Tabi ki. Şehid Cengiz’imizle yaklaşık 30 yıllık bir arkadaşlığımız oldu. Zor bir özellik olan herkes tarafından sevilme hasletine sahipti. Gayri Müslimlerden bile sevenleri ve tanıdıkları vardı. İnsani yönü çok kuvvetliydi. Şehit olması onların üzerinde de tesir bıraktı. Cengiz konuşmaktan çok kuşanmayı tercih ederdi. Hoş sohbet ve hazır cevaptı. Onun bulunduğu ortamlarda muhabbet, neşe, kardeşlik ve dostluk olurdu. İhtilaflı konulara girmezdi, dost canlısı, mert ve cömert biriydi. ‘Biz eylem adamıyız’ derdi. Yeter ki inandığı hedefi bulsun, onu kimse tutamazdı. Zaten öyle de oldu çok güzel bir hedefe yöneldi ve sonunda en yüce mertebeyi hak etti. Şehitler yaşıyor ölmezler. Bazen bunalınca ona diyorum ki,’ Sende az da olsa bir emeğim var, benim de şehit olmam için Allah’a dua et yoksa hakkımı helal etmem.’’ İnşallah ediyordur. Bu konuda çok ciddiyim.

KUDÜS GENÇLİĞİ: Bir cümleyle özetlemek gerekirse Mavi Marmara ve şehitler denince ilk olarak sizin aklınıza ne gelmektedir?

ZEKİ KANAT: Mavi Marmara ve Şehitler denince aklıma ‘hayatın anlamı’ geliyor. Bir insan şu kısacık ömründe dünyanın sahibi olsa ne olur ki, sonuçta bu diyarı terk edip gidecektir. Saygın olsa o da kalıcı değildir. Ancak Mavi Marmara’da olduğu gibi bu şekilde fırsatları bulup değerlendirebilenler kendi deyimleriyle hem tarih yazdılar ve hem de ahiretlerinde cenneti garantilediler.

KUDÜS GENÇLİĞİ: Zeki bey bu doyurucu röportaj için size çok teşekkür ediyoruz. Allah(cc) sizlerden razı olsun.

ZEKİ KANAT: Rica ederim. Sizlerden de Rabbimiz razı olsun. Önemli bir konuda çok güzel bir çalışma yapıyorsunuz. Kudüs Gençliği Dergisi’ni çıktığından beri takip ediyoruz. Çalışmalarınızda yüce Allah’tan başarılar niyaz ederim. 

KUDÜS GENÇLİĞİ