Maariv gazetesi yazarlarından Yossi Melman 13 Haziran 2016 tarihinde yayınladığı makalesinde İsrail’in iç cephesinin maruz kaldığı tehditleri değerlendirdi. Melman, İsrail’de belli bazı bakanların katıldığı daha küçük çaplı bakanlar kurulunun bu hafta başında savaş çıkması durumunda beklenen tehdit ve tehlikeleri görüşmek üzere bir araya geldiklerini, Liberman’ın da ilk kez Savaş Bakanı olarak bu kurulun oturumunda yer aldığını ifade etti.

Durumun genel olarak iyi olduğunun konuşulduğu oturumda, Melman’ın ifadesine göre Bakanlar Kurulu ilk kez “savaş çıkması durumunda neler yaşanacağını” konuştu. Melman bu oturumun hedefinin tüm değişkenleri göz önünde tutarak, düşmanın gücü ve buna karşılık İsrail ordusunun savunma ve saldırı gücünü konuşmak, bunun üzerinden iç cephenin maruz kalması beklenen darbeyi öncesinde tespit etmek olduğunu belirtti. “En kötü ihtimalin tahlil edilmesi gerektiği hususuna temas edilen oturumda “savaş çıkması durumunda savaşın çok sayıda cephede, yani “Lübnan, Suriye, Gazze ve hatta İran” şeklinde birçok cephede yaşanması ihtimalinin üzerinde durulması gerektiğine işaret edildi.

Yossi Melman makalesinin devamında “İsrail’in en zor düşmanının “Hizbullah” olduğuna değindi. En kötü olasılığın ne olduğu üzerinde duran Melman, hem Hizbullah’ın hem Suriye ordusunun (Golan’dan), hem İran’ın hem de İslami Cihad ve Hamas Hareketlerinin Gazze’den İsrail’e saldırmasının muhtemel olduğuna işaret etti.

Melman İsrail ordusundaki üst düzey komutanların ve Savaş Bakanlığı’ndaki yetkililerin daha önceden yaptıkları tespitlerde tüm düşmanlarının kendilerine savaş açmaları halinde savaş güçlerinin 220.000 füzeye ulaştığını tespit ettiklerine, üstelik bu füze gücünün neredeyse yarısının Hizbullah’a ait olduğuna işaret etti. Hizbullah’ın 2. Lübnan Savaşı’ndan beri çok güçlendiğine, neredeyse bir orduya dönüştüğüne dikkat çeken Melman, Hizbullah’ın yaklaşık 20.000 askerinin, 25.000 civarında da yedek askerinin olduğunu, bunların yanı sıra deniz gücüne, insansız hava uçaklarına, siber savaş gücüne ve en önemlisi de güçlü bir istihbarata sahip olduğuna dikkat çekti.

Yossi Melman Hizbullah’ın kritik olan füzeleri geliştirme üzerine özellikle çalıştığını, bu füzelerin 100 kilograma kadar patlayıcı taşıyacak güçte olduğunu, nitekim 2006’daki 33 Gün Savaşı’nda Hizbullah’ın 18 ton patlayıcıdan oluşan 4000’den fazla füze fırlattığını ifade etti. Bu noktadan hareketle Melman Hizbullah’ın olası bir savaş durumunda tonlarca patlayıcıdan oluşan füzelerini devreye sokacağına ve özellikle de İsrail’in havaalanlarını, enerji santrallerini, askeri üslerini hedef alacağına işaret etti.

Melman “İsrail’in hava gücü savaşın başında Hizbullah’ın füze gücünü yıkmayı başarsa da, Demir Kubbe çok sayıda füze saldırısını engelleyebilse de bu durum can ve mal kaybının oluşmasını önlemeye yetmeyecektir. Bu savaş daha önceden iç cephenin asla şahit olmadığı türden bir savaş olup, yüz binlerce kişiden evlerini boşaltmaları talep edilecektir. Nitekim elektrik temini ya da genel olarak iletişim ağları noktasında da sıkıntı yaşanacaktır” ifadelerini kullandı.

İsrail’in eski Başbakanı Ehud Barak’ın bir sonraki savaşta İsrail’in iç cephesinin büyük zararlar göreceğini, yüzlerce kişinin hayatını kaybedeceğini söylediğine işaret eden Melman “Her halükarda şunu unutmamalıyız ki, İsrail ordusu bir savaş durumunda tamamıyla farklı bir yol izleyecek ve Hizbullah’a çok büyük bir darbe indirecektir. Ancak yine de Hizbullah’la savaşa girmekten yana olunduğunu söyleyemeyiz” ifadeleriyle makalesini tamamladı. 

İSLAMİANALİZ