Türkiye ile İsrail arasında yapılacak böyle bir anlaşmaya karşı olduğumuzu belirtmekle birlikte karşı çıkma gerekçelerimizi aşağıda sıralıyoruz:
1. Gazze Ablukası ve Mavi Marmara konusundaki duruşumuzda hiçbir değişiklik yoktur.
2. Gazze ablukası hukuksuzdur ve büyük bir insanlık suçudur. Bu hukuksuzluk bir an önce sonlandırılmalıdır.
3. Abluka, bir yerin dışarıyla olan her türlü bağlantısının zor kullanarak kesilmesi, ambargo ise yalnızca ticari malların giriş çıkışının engellenmesi anlamına gelir.
4. Abluka ile ambargo aynı şey değildir. Yapılan görüşmeler ambargonun değil ABLUKA’nın kaldırılması üzerine inşa edilmelidir.
5. Aştod Limanı üzerine kurgulanacak bir anlaşma ablukanın yumuşamasını değil aksine resmi olarak tanınmasını sağlayacaktır. Türkiye bu riske girmemelidir.
6. Haberlere yansıyan içerikteki bir anlaşma Gazze ablukasının resmen tanınacağı bir sürece götürecektir.
7. Anlaşma çerçevesinde en makul olan ve Gazze halkının yararına olacak şey giriş ve çıkışların Gazze Limanı'ndan yapılmasıdır.
8. Yine basına yansıdığı şekilde gerçekleşecek bir anlaşma Gazze'deki sorunun sadece insani yardıma indirgendiğini göstermektedir ki; bu da eksik bir yaklaşımdır.
9. Gazze’deki insani yardım sorunu, sıkıntının sadece bir kısmıdır. Gazze'deki sorun temel olarak özgürlük odaklıdır. Gazze halkı da herkes gibi seyahat etme ve ticaret yapma özgürlüğüne sahip olmalıdır. Bu konuların gündeme alınması gerekmektedir.
10. Yürütülen görüşmelerde Mavi Marmara davalarının telaffuz bile edilmemesi görüşündeyiz. Davaların düşürülmesi anlaşmanın gizli veya açık hiçbir şekilde parçası olmamalıdır.
11. Tazminat konusundaki görüşümüz de gayet açıktır. İsrail lütuf değil ceza tazminatı ödemelidir ve bunun hukuki emsalleri mevcuttur.
12. Mahkemelerde çıkartılan yakalama kararı İnterpol'e dahi gönderilemezken İsrail, İHH ve gemi katılımcılarını terör listesine almıştır.
13. Şunu da hatırlatmak isteriz ki; tarih bize, İsrail'in hiç bir sözünü tutmadığını ve hiç bir uluslararası anlaşmaya sadık kalmadığını öğretmiştir.
ihh