Milli Gazete Yazarı Necmettin Çalışkan Siyonist İsrail İle Yapılan Anlaşmayı Yorumladı

Milli Gazete yazarı Necmettin Çalışkan, "Yeni fiyaskoya yeni kılıflar" başlığıyla yayımlanan yazısında, İsrail ile anlaşmayı ve anlaşmanın ardından "yandaş medyanın" takındığı tutumu ele aldı. 

Görüntülenme: 2528 Tarih: 30 Haziran 2016 19:45
Milli Gazete Yazarı Necmettin Çalışkan Siyonist İsrail İle Yapılan Anlaşmayı Yorumladı

Milli Gazete yazarı Necmettin Çalışkan, "Yeni fiyaskoya yeni kılıflar" başlığıyla yayımlanan yazısında, İsrail ile anlaşmayı ve anlaşmanın ardından "yandaş medyanın" takındığı tutumu ele aldı. 

Çalışkan, "Anlaşmanın gündeme düşmesiyle, gazete köşelerinde ve televizyon ekranlarında sözüm ona İslamcı kimliğiyle bulunan besleme tiplerin, bu kadar seviyesizleştiğini görmek çok acı. Başörtüsü hilalli mehtaplı galaksilerde bu kadar kirletilmemiş, kalemler kanalizasyon çeşmesi gibi kullanılmamıştı." ifadelerini kullandı.

Necmettin Çalışkan'ın yazısı şu şekilde:
 
GÜNLERDİR Türkiye ile İsrail arasında gizli kapılar ardında yapılan anlaşmayla yatıp kalkıyoruz. Son terör saldırısına kadar ülkenin tek gündemi bu meseleydi.

İlginç bir zamanlamayla, bayram ağzı iftar vakti, haber ajanslara düştü. Geçtiğimiz Mayıs ayında Türkiye’nin, İsrail’e NATO üyeliğindeki vetosunu kaldırmasıyla işaret verilmişti.

Anlaşma içeriğinin ne olduğunu önce İsrail gazetesi, sonra Reuters Ajansı yayınladı. Daha sonra da ülkemizde lütfen paylaşıldı. Bu bile işin baştan faul olduğunu ortaya koymaya yeter.

***
Anlaşma, “dağ fare doğurdu” olarak özetlenebilir. Tabi ki bir anlaşmadan karşılıklı kazanımlar kadar karşılıklı tavizler mazur görülebilir.

Ancak bu anlaşmada insaf ve vicdan sahibi hiç kimse Filistin’in, Türkiye’nin ve genel olarak Müslümanların kazançlı çıktığını iddia edemez.

Anlaşma içeriği eften püften maddelerden oluşuyor. Her şeyden önce Gazze’de yıllardır ambargo değil fiili abluka var, resmen tecrit uygulanıyor.

Yapılan anlaşmayla yandaş medyanın estirmeye çalıştığı gibi abluka kalkması şöyle dursun; aksine bu durum artık meşru hale gelecek.

Zaten bugüne kadar da Gazze’ye İsrail’in izin verdiği ürünler giriyordu. Bundan sonra yine İsrail’in izin verdiği birkaç kalem ürün girecek.

Anlaşmayı mazur gösterebilmek ve algı oluşturmak için bir defaya mahsus bir iki gemi çeşitli malzemeler girmesine izin verilecek, daha sonra abluka aynen devam edecek.

Dünkü bir yandaş gazetenin birinci sahifeden verdiği trajik bir haber başlığı “İlk Gemide 10 bin Oyuncak!” şeklindeydi.

Bu haber anlaşmayla Gazze’ye girişine izin verilen ürünler hakkında fikir veriyor. Güler misin ağlar mısın Milletin aklıyla dalga geçiyorlar. Bebek mamasının, yeterli gıdanın ve ilaçların bulunmadığı ameliyatların yapılamadığı Gazze’de Filistinli çocuklar oyuncak bekliyormuş!

Gazze’ye uygulanan tecrit kalkmadıkça bu konuşulanların hiç bir anlamı yok. Kaldı ki zaten halen İsrail’in izin verdiği ölçüde Aşdot limanı üzerinden bazı ürünler giriyordu. Gazze Limanı yine kullanılamayacak. İsrail başbakanı anlaşmayı duyurduğu basın toplantısında üzerine basa basa Gazze ablukasının devam edeceğini söyledi.

O zaman ne anladık biz bu anlaşmadan

***
Kazancımız İsrail özür dilemiş Hangi özür, gizli toplantıda beylerin kulaklarına fısıldanan cümlelerinden çıkardıkları yorumu özür dilendi diye millette yutturuyorlar.

Velev ki dilemiş olsunlar! Hangi yaraya merhem oluyor

İkinci kazancımız tazminatmış. Mavi Marmara şehitlerine tazminat ödenecekmiş. Halbuki anlaşma metninde “tazminat yok”, yardım –fona para aktarımı- var. Bununla milleti avutuyorlar. Bu millet 20 milyon dolara mı muhtaç Bu rakam hangi israfınızla kıyaslanır Bir mitingde bundan fazlası harcanıyor. Bir ihalede bu rakamdan fazla komisyon konuşuluyor. Bir kaç saatte faize giden para bundan fazla.

Velev ki tazminat ödemiş olsunlar! Hangi yaraya merhem oluyor

***
İsrail’le yapılan anlaşma bir yana; mutabakatın içeride doğurduğu sonuçlar da önemli. İsrail’le paça arası yapılan anlaşma İslamcı gazetecilik açısından yeni bir dönemin başlangıcı olmuştur.

Anlaşmanın gündeme düşmesiyle, gazete köşelerinde ve televizyon ekranlarında sözüm ona İslamcı kimliğiyle bulunan besleme tiplerin, bu kadar seviyesizleştiğini görmek çok acı.

Başörtüsü hilalli mehtaplı galaksilerde bu kadar kirletilmemiş, kalemler kanalizasyon çeşmesi gibi kullanılmamıştı.
 
Belki bugüne kadar da böyleydiler, ama işin içine İsrail girince iyice sırıttı. Yarın bir gün devir geçip devran döndüğünde korkarız, en az siyasiler kadar kaçacak delik arayacaklar. Belli ki besleme yandaş medyaya uzun zamandır ince planlama yapılarak iyi sıkı verilmiş. Yoksa bu kadar koro halinde sesleri duyulmazdı.

Gelelim alt tayfaya. Peşlerinden gittikleri partinin, kitlenin ve adamın herhangi bir yanlışına tek kelime söylemeye cesaret edemeyenlerin; milli duruşu, Müslümanca düşüncesi olanlara niye bu kadar tahammülsüzler, anlamak mümkün değil. Bırakın birileri de farklı düşünsün.

Bu anlaşma yeni bir ayrılış ve kırılma noktasıdır. İsrail’i meşru görenler, görmeyenler!

Şimdi sormazlar mı, nerede kaldı o efelenmeler Telaviv’de mi Gazze’de mi atacak havai fişekler. Van minutlar..

Madem karşılıksız barış olacaktı sahi biz bunu niye yedik ağa

Putin’le de anlaşma tamam,  Sisi’nin adamı iftara çağrıldı. Yakında onunla da tamam. Sıradakiler gelsin.

Mescid-i Aksa ümmetin Müslümanlığının ölçüm aracı, kontrol mekanizmasıdır. Bir insanın şuur seviyesi Filistin davasına yaklaşımıyla doğru orantılıdır.
 

 

Yorumlar