Diyarbakır’da Kudüs Günü İhya Edildi

Diyarbakır’da, Özgür Kudüs Platformu tarafından Dünya Kudüs Günü ve Şeyh Sait Efendi ile 47 dava arkadaşını anma etkinliği gerçekleştirildi. 

Görüntülenme: 1494 Tarih: 01 Temmuz 2016 13:06
Diyarbakır’da Kudüs Günü İhya Edildi

Sur ilçesinde bulunan Şeyh Sait Meydanı’nda düzenlenen etkinliğe HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı M. Hüseyin Yılmaz, HÜDA PAR Diyarbakır İl Başkanı Şeyhmus Tanrıkulu, Özgür Kudüs Platformu Başkanı Fikri Karavil, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.
 
Seccadeleriyle birlikte meydana gelen kadın-erkek yüzlerce Diyarbakırlı, Mehdi Yalçın hocanın imamlığında kıldırdığı teravih namazını eda etti.
 
Özgür Kudüs Platformu Başkanı ve Mavi Marmara Gemisi gazisi Fikri Karavil, namazın ardından basın açıklamasını okudu.
 
Basın açıklamasında sık sık Siyonist İsrail aleyhine sloganlar atıldı, tekbirler getirildi.
 
Çevresinin Allah tarafından bereketlendirildiği Mescid-i Aksa’nın, İslam ümmetinin üçüncü mukaddes beldesi olduğunu belirten Karavil, insanlık tarihi boyunca birçok peygamberin mücadelesinin Kudüs’te geçtiğini hatırlattı.
 
Dünya Kudüs Günü’nün, başta Siyonistler olmak üzere bütün müstekbirlerin karanlık yüzüne özgürlüğün haykırıldığı bir gün olduğuna işaret eden Karavil, “Bugün ne Arapların ne Türklerin ne Farsların ve ne de sadece Kürtlerin günüdür. Bugün ne Sünnilerin ne de Şiilerin günüdür. Bugün dünya Müslümanlarının, Allah’ın ikramıyla bereketlenen Kudüs ile dayanışma, onu sahiplenme günüdür.” dedi.
 
Kudüs ve Mescid-i Aksa özgür olmadan, Siyonist işgal sona ermeden İslam ümmetinin istikbalinin güvence altında olmayacağını vurgulayan Karavil, Özgür Kudüs mücadelesinin, sadece bir günle gündeme getirilecek dava olmadığına dikkat çekti.
 
“İsrail rejiminin varlığı devam ettikçe sorunlar bitmeyecek”
 
İsrail’in varlığı devam ettikçe hiçbir Müslüman’ın sorununun son bulmayacağını dile getiren Karavil, şunları söyledi:
 
“İslam coğrafyasının bağrındaki gayr-i meşru İsrail rejiminin varlığı devam ettikçe ne Türklerin ne Kürtlerin ne Arapların ne de Farsların sorunları son bulacaktır. Müslümanlar arasındaki uçurumlar büyüyecek, yaşanan iç savaşlarda kanlarımız akmaya, kadınlarımız dul, çocuklarımız yetim, izzetimiz zilletin esareti altında kalmaya devam edecektir.”
 
Müslümanların çektikleri acılarda ve dökülen kanlarında Siyonist İsrail’in payı olduğunu kaydeden Karavil, Müslümanların birlik içerisinde olmaması halinde söz konusu zulümlerin devam edeceğini söyledi.
 
“İsrail’in zulümlerine direnmek İslamî bir vazifedir”
 
Siyonist İsrail’in zulümlerine direnmenin İslami bir vazife olduğunu ifade eden Karavil, “Allah’ın mukaddes kıldığı toprakların Siyonistler tarafından işgalinin devam etmesi ahirette Allah’a hesabı verilmeyecek bir kara lekedir. İslam toprakları necis postallarla çiğnenirken Müslümanların birbiriyle çekişmesi, emperyalistlerin oluşturduğu gündemlerle meşgul olması, İslam düşmanlarının oluşturduğu fitne sahalarını beslemeleri haramdır. Kurtuluşumuz, hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı sarılmaktır. Bölük pörçük halimiz düşmanı cesaretlendirmekte, güçlendirmekte; bizleri de zayıf düşürmektedir.” şeklinde konuştu.
 
“Kardeşlerimiz ‘Özgür Kudüs’ yolunda şehit edildi”
 
14 Mayıs 1948’de başlayan Siyonist işgalin yaklaşık 70 yıldır devam ettiğini hatırlatan Karavil, şu ifadeleri kullandı:
 
“Bu süreçte yüzbinlerce Müslüman kanın akıtıldığına tanık olduk. Kutsal Kudüs toprakları her farklı güne yeni bir katliamla uyandı. Deyr Yasin, El Halil, Cenin ve Gazze, yüzlerce katliamdan sadece bir kaçı. 31 Mayıs 2010’da Gazze’ye uygulan bu ağır ambargo ve ablukanın kırılması, açlık ve sefalet içinde hayatlarını sürdüren Mazlum Filistin halkının yardımına koşmak amacıyla içinde birçok din, halk, meslek ve yaştan insanın bulunduğu mahrumiyetleri bir nebze giderecek yardım filosu uluslararası sularda Siyonistlerin saldırısına uğradı. Bu saldırı sonucunda Mavi Marmara gemisi içinde bulunan 10 Kudüs sevdalısı kardeşimiz ‘Özgür Kudüs’ yolunda şehit edildi, onlarcası da yaralandı.”
 
Mavi Marmara gemisinde işlenen katliamdan sonra Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerin askıya alındığını anımsatan Karavil, bugünlerde yapılan anlaşmalarda ilişkilerin eski seyrine döndürüleceğinin açıklanmasının Müslümanları hayal kırıklığına uğrattığının altını çizdi.
 
“Bu anlaşma ile Gazze ablukası kaldırılmamıştır”
 
Karavil, Mavi Marmara’nın acısı yüreklerde hâlâ tazeliğini korurken Türkiye ile İsrail arasında varılan anlaşmanın uzun vadede işgalci rejimin lehine olacağını belirterek, “Filistinli Müslümanların lehineymiş gibi gösterilmeye çalışılan bu anlaşmada Gazze ablukası kaldırılmamıştır. Gazze’ye uygulanan ambargonun kısmen hafifletilmesi, ablukanın ise devam edecek olması bir kazanım değildir. Aksine ablukayı meşrulaştırılmasıdır. Müslüman halkların tüm İslam ülkelerinin yöneticilerinden beklentisi işgalci İsrail’le olan tüm ilişkilerini, anlaşmalarını iptal etmesidir. Meşru olmayan bir rejimle ve üstelik bu rejim terör faaliyetleri güdüyorken yeni anlaşmalar yapmanın anlaşılabilir bir tarafı yoktur. Hiçbir baskıdan çekinmeden, tavizler vermeden cesur politikalar üretilmelidir.” ifadelerini kullandı.
 
Açıklamada, Şeyh Said Efendi ve 47 dava arkadaşının idam edilmek suretiyle şehit edilmesinin 91’inci yıldönümüne de değinildi.
 
“Müslümanlar Şeyh Said’in mücadelesini iyi irdelemeli”
 
29 Haziran 1925 tarihinde Diyarbakır’ın büyük bir zulme ve katliama tanıklık ettiğini dile getiren Karavil, şöyle konuştu:
 
“İstiklal Mahkemelerinin aldığı keyfi ve hukuksuz kararla bir İslam âlimi ve rehberi ile 46 dava arkadaşı daha idam sehpasına çıkarıldı. Tüm Müslümanların, özellikle de Kürt halkının, Şeyh Said'in mücadelesini iyi irdelemesi gerektiğine inanıyoruz. Şeyh Said’in 'Değersiz dallarda beni asmanıza pervam yoktur. Muhakkak ki ölümüm Allah ve İslam içindir' sözlerini bir an olsun aklımızdan çıkarmamalı ve geleceğimizi bu mesaj üzerine bina etmeliyiz.”
 
“Ona olan muhabbet tüm baskılara rağmen her geçen gün arttı”
 
Şeyh Said Efendi ve dava arkadaşlarının Müslümanların hatırından çıkmadığına işaret eden Karavil, “Ona olan yakınlık, muhabbet sistemin tüm baskılarına rağmen her geçen gün arttı. Halkın gözünde ve gönlünde müstesna bir yere sahip olan Şeyh Said Hazretlerine yapılan zulüm için kamuoyu dünden bugüne devletten bir özür ve medfun olduğu yerin aşikâr edilmesini beklemektedir. İtibarı, Müslüman halk nezdinde yüce olan Şeyh Said’in resmi kaynaklarda ve okullarda çocuklara okutulan kitaplarda ‘isyancı’ gibi kavramlarla anılmasını reddediyoruz. Şeyh Said ve Bediüzzaman Said-i Nursi gibi büyük âlim ve mücahitlerin kabirlerinin tıpkı İskilipli Atıf Hoca gibi behemehâl ortaya çıkarılmasını talep ediyoruz.” dedi.
 
Anma etkinliği, Cemil Cahit Ünsal’ın yaptığı dua ile sona erdi. (Hamza Adiyaman, Hüseyin Genel-İLKHA)

 

Kaynak : İLKHA

Yorumlar