Lübnan’ın önde gelen Sünni alimlerinden Sayda şehri Kudüs Camii İmamı Şeyh Mahir Hammud bu haftaki hutbesinde Irak Savaşı’yla ilgili olarak yayımlanan “Chilot Raporu”nu değerlendirdi.
Şeyh Mahir Hammud’un 8 Temmuz 2016 tarihli Cuma hutbesi şöyle:
Yüksek miktarda servet harcanarak ve her alandan uzman kişilerin çalışmalarıyla 7 sene önce başlayan çalışma, İngiltere eski başbakanı Tony Blair’i ve ABD eski başkanı George Bush’u suçlayan “Chilot Raporu”nun yayımlanmasıyla sonuçlandı. Raporda bizim en başından beri ifade ettiğimiz gibi, savaşın hiçbir hukuki ya da stratejik gerekçesinin olamayacağı, Irak Savaşı’nın Irak’ta kitle imha silahlarının varlığına dair ortaya atılan büyük bir yalana dayanarak başladığı, böylece bölgedeki aşırı oluşumların artış gösterdiği, El-Kaide’nin bu süreçte güçlenerek harekete geçtiği, dolayısıyla savaşın asıl hedefinin terörü engellemek iken bir anda terörü körükleyen bir hale büründüğü ifade edildi.
Bu durum iki tehlikeli durumu beraberinde getiriyor:
Birincisi; Batı toplumlarıyla bizim aramızdaki fark çok büyük… Konumu ne olursa olsun hataların düzeltilmesi için üst düzey isimlerin sorgulandığına şahit oluyoruz. Peki, Suriye’de, Irak’ta, Lübnan’da ve bölgedeki diğer ülkelerde terörü destekleyenlere kim hesap soracak? Suriye’yi yerle bir etmek için dünyanın dört bir yanından gelen IŞİD ve benzeri diğer terör gruplarına kim hesap soracak? Petrol hırsızlığı yapanlara kim hesap soracak? İslam adına sahtekarlık yapanlara, kendi çıkarları için yalan yanlış söylemler üretenlere kim hesap soracak?
İkincisi; batı ya da diğerleri suçlarını itiraf ettiklerinde bizim bundan çıkarımız ne olacak? Şehitlerimiz geri mi gelecek? Ya da bu suçu işleyen ve itiraf edenler onların yerine mi geçecek? Şehitlerimizin geride bıraktıkları yetimlere uzun yılların ardından gelen tazminatın ne gibi bir faydası olacak? Tabi bu gelirse… Büyük ihtimalle de gelmeyecek.
Daha da üzücü olan, zamanında batının komplo trenine binerek Irak’ın, Suriye’nin, Yemen’in daha da zarar görmesine müsaade eden İslam ümmeti, hatasından geri dönüp özür dilemek varken şimdi de medya organları üzerinden yeni yalanlar ortaya atıyorlar. IŞİD, Nusra ve diğerlerinin Amerika ve İran’ın ortak projesi olduğunu savunuyorlar. Böylece bu yeni efsaneleri sayesinde nefis muhasebesi yapmaktan da kurtuluyorlar.
Ümmet korkunç bir sapkınlığın içinde boğuluyor. Ancak ümmetin bu hatasından dönmesini beklemek zorunda değiliz. Çünkü bizim Calut’a karşı savaşacak olan Davudumuz var. Nasıl ki, Talut’un ordusu içerisinden çıkan Davud sayesinde azınlıklar kalabalıklara galip geldiyse, Lübnan ve Filistin’deki direniş de bu ümmetin zafer ümidi olacaktır. Direnişin zafer kazandığı günleri görmemiz yakındır inşallah…
İSLAMİANALİZ