Suriye'nin Halep kentinde 1922 yılında doğan Hilarion Capucci, 1965'te Kudüs'te Katolik Kilisesi'nde başpiskoposluk görevine getirilmişti. 

Capucci, 1974'te Batı Yaka'ya gizlice silah soktuğu iddiasıyla Siyonist İsrail tarafından tutuklanmış ve 12 yıl hapis cezasına mahkûm edilmiş, ancak 4 yıl hapiste kaldıktan sonra 1978'te Filistin’den sınır dışı edilmişti. 

Capucci, Mayıs 2010 yılında Gazze'ye insani yardım götürmek amacı ile yola çıkan Özgürlük Filosunda bulunan Mavi Marmara gemisinde yer almış, 31 Mayıs'ta İsrail askerleri tarafından saldırının hemen ardından tutuklanmış ve akabinde de sınır edilmişti.

Capucci, Mavi Marmara şehidi Furkan Doğan kabrini ziyaret etmiş ve söyle demişti;

''Ben 32 yıldır ülkemden ayrı sürgün hayatı yaşıyorum. Furkan Doğan'ın mezarı başında Türkiye halkının bize yaptığı yardımın ne kadar değerli olduğunu bir kez daha anladım. Filistin halkının bir gün mutlaka özgür olacağına, Kudüs'ün özgür olacağına inanıyorum. Kudüs'te şimdi gidemediğim eski kilisede bir gün ibadet edeceğimize inanıyorum. Furkan, Gazze'ye yapılan yardımın adeta sembolü oldu. Mavi Marmara Gemisi yine yola çıkacak, yine yardım götürecek. Filistin halkına destek veren, yardım veren herkese teşekkür ediyorum.''

Hamas adına İzzet er-Reşak Capucci  vefatı ile igili olarak şu açıklmayı yaptı:  "Capucci gitti ama ardında işgale karşı verdiği cesur mücadeleyi bıraktı. Filistinliler onu cesur ve kahramanca mücadelesiyle nesiller boyu hatırlayacak."

Hamas Hareketi, yayınladığı bildiride, Roma'da hayatını kaybeden Suriyeli Arap Başpiskopos Capucci'nin ömrünün büyük bölümünü Filistin halkını ve haklı davasını savunmaya adadığını, bu nedenle işgal zindanlarında hapis yattığını söyledi.

Fetih Hareketi de yayınladığı bildiride, Başpiskopos Hilarion Capucci'nin ömrünü Filistin halkını savunmakla geçirdiğini ve Kudüs'ün Arap kenti olduğu gerçeğine bağlı kaldığını söyledi.

ekran gazetesi