Görüntülenme: 1522 Tarih: 30 Ocak 2017 12:36
Salah Hamide
Filistin direniş güçlerinin Siyonist işgal rejimiyle savaşta tünelleri kullanmaya başlamaları, Filistin devrim tarihine ivme kazandırdı. Mücadelede bu yöntem daha önce Filistinliler tarafından bilinmiyordu. Bu tür mücadele Vietnam devrimiyle ilgili roman ve şiir gibi edebiyatta okunuyor, tünellerin Amerika ordusuna verdiği zararı ortaya koyan Amerikan yapımı filmlerde seyrediliyordu. Vietnamlılar için tüneller zafer ve özgürlük ikonlarına dönüşmüştü. Savaştan sonra Vietnamlılar tünelleri öylece bırakmadılar. Aksine direniş ve özgürlük sürecini yaşamayan nesiller için müzelere dönüştürdüler. Böylece yeni nesillerin geçmişi unutmayıp, yaşadıkları özgürlük için geçmişte insanların nasıl savaştıklarını, mücadele ettiklerini ve neler yaptıklarını, yerin altında nasıl direndiklerini görmelerini sağladılar.
Lübnan direnişi de Vietnam tecrübesinden istifade edip kendi şartlarına uygun tüneller yaptı. Bu tüneller 2006 yılında zafer kazanmalarında büyük bir rol üstlendi. Yoğun bombardıman altında savaşçı ne kadar güçlü bir ideolojiye ve iyi bir silah donanıma sahip olsa da açık alanda ve bu şartlarda savaşması mümkün değildir.
Aslında tünel işi sadece işgale karşı koymak için kullanılmıyor. Birçok devlet stratejik silahlarını, gizli fabrika ve tesislerini korumak için tünelleri kullanıyor. Bizzat işgalci İsrail, tünelleri Sina'da ve Golan Tepeleri'nde hem de daha gelişmiş şekilleriyle kullanıyor. Ancak İsrail’in gelişmiş tünelleri, Ramazan savaşında saldırıda bulunan ordulara karşı açılan oldukça korunaklı tünellerin birkaç saat için yolları kilitlemelerine engel olamamıştı. Bu durum direnişçilerin tünel kazma ve onu koruma psikolojisinin başka bir boyutunu gösteriyor. Zafer getiren de direnişçilerin bu halidir.
Tünelleri kullanmadan önce Filistin direnişi düşmanla savaşta çok ağır kayıplar verdi. Bunu Gazze’nin ilk savaşında Gazze kuzeyinde düşmanla girdiği çatışmada verdiği zayiatta görmek mümkündür. Burada düşmanı püskürttüler. Bu doğru. Ancak çok ağır bir darbe de yediler. Belki kendisini daha fazla tünel kullanmayı düşünmeye iten de buydu. Bu çatışmada işgal güçleri aralarında büyük komutanların çocuklarının da olduğu çok sayıda direnişçiyi şehit ettiler.
Siyonist işgal ordusunun yoğun hava bombardımanı, kara güçlerinin ateşi ve zırhlı gücü karşısında tüneller direniş güçleri için savunma, manevra, plan yapma ve etkin bir şekilde saldırıya geçme imkânları sağlıyor. Tünelleri etkin bir şekilde kullanma, Filistin direnişinin en önemli kazanım ve başarılarındandır. Bu başarı direnişin sırtını korudu, hazırlıklarını gizledi, kazandığı ve ileride kazanacağı askeri zaferlere zemin hazırladı.
Siyonist rejimin 2014 yılının yazında Gazze’ye yönelik başlattığı insanlık dışı savaşta direnişin etkin bir şekilde kullandığı tüneller, geçmiş yıllarda direnişin hazırladığı tünellerin büyüklüğünü, önemini ve savaştaki belirleyiciliğini ortaya koydu. Tünelleri kullanarak işgal askerleriyle kahramanca savaşan, askerleri esir alan, askeri üslere sızıp işgal askerleriyle göğüs göğüse çarpışan mücahitler Filistin halkı kadar, bütün dünyayı ve düşmanı şaşırttı. Direniş komutanlarının savaşı sevk ve idare etmede tüneller çok önemli bir rol üstlendi.
Tüneller işgal rejimindeki askeri ve güvenlik birimlerini ciddi manada sarstı. Bu, tünellerin askeri ve güvenlik önemlerinden daha da önemli bir husustur. Direniş mücahitlerinin tünellerden her an çıkabilecekleri düşüncesi Gazze sınırındaki yerleşkelerde yaşayan Yahudi yerleşimciler için kâbusa dönüşürken, aynı şekilde Gazze sınırını geçmek için bekletilen ve görevlendirilen işgal askerlerinin de uykusunu kaçırmaktadır.
İşgal rejimindeki komutan ve siyasi liderlerin tünellerle ilgili açıklamalarına baktığımızda bizim artık bir tüneller döneminde ve tünellerin adeta çözülmesi zor bir düğüm haline geldiği bir süreçte yaşadığımızı söyleyebiliriz. İşgal rejiminin bu konuda iyi bilgi ve tecrübeye sahip olduğu bir gerçek ise de, işgal liderlerinin ve istihbarat şeflerinin bunun etkisini azaltmak için konuyu hafife aldıkları görünüyor. Ancak yapılan açıklamalar, savaş alanındaki sonuçlar ve direniş güçlerinin çalışmaları özgürlük yolunda düşmanla yapılan savaşta tünellerin çok önemli oldukları kanaatini daha da güçlendiriyor.
İşgal rejimindeki gazetelerde yayınlanan raporlarla çizilen karikatürler İsrail toplumunun tünellerle Filistinli direnişçilerin yarattığı korku, panik, huzursuzluk ve güvensizliğin boyutunu yansıtmaya yetiyor. Onlara göre aya da gitseler, direnişçiler tünellerden çıkıp kendilerine ulaşabilirler.
İsrail toplumunun zahiren gösterdiği tepki, aslında bilinç altında gizlenen gerçeği yansıtıyor. Yukarıda verdiğimiz sonuçlardan hareket eden uzmanlar, Vietnam direnişinin inşa ettiği tüneller Amerikalılar için nasıl bir “Vietnam Düğümüne” dönüşmüşse, Filistin direnişinin Gazze’de inşa ettiği tünellerin de İsrailliler için bir “tünel düğümüne” dönüştüğünü söylüyorlar.
SALAH HAMİDE / fiem