Lübnan Hizbullah Hareketi Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, İran'a yönelik askeri tehditlerin, daha fazla puan almak ve İran'ı kendi değerlerinden vazgeçirmek amacıyla rehberlik, İran devleti ve halkına baskı amacıyla yapılmış bir psikolojik savaş olduğunu bildirdi.

Lübnan Hizbullah Hareketi Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, İran Radyo-Televizyonuna verdiği bir röportajda Bölgenin önemli olaylarıyla ilgili görüşlerini dile getirdi.

Mehr haber ajansının bildirdiğine göre Washington'un İran'a karşı her hangi bir saldırı ve savaş açacak konumda olmadığını belirten Hasan Nasrullah, İran İslam Cumhuriyetinin yalnız olmadığını Amerikalıların çok iyi bildiklerini söyledi.

Nasrullah bölgenin durumunun polemiğe doğru yönlendiğini bildirerek, Yemen savaşındaki işgalci Suudilerin yanında ABD ve birçok Arap ülkelerinin yer aldığını açıkladı ve Siyonistlerin açıkça belli olmasa da bu savaşın bir parçası olduklarını belirtti.

Hasan Nasrullah, Irak’ta Musul’daki DEAŞ karşıtı operasyonların devam ettiğine değinerek, “Suriye’de de ateşkes sağlandığına rağmen bazı bölgelerde özellikle DEAŞ ve Nüsra terör örgütlerine karşı mücadeleler devam ediyor. Bu arada Siyonist Rejim, bölge halkını, bizi ve İran’ı tehdit ediyor. ABD’de iktidara yükselen yeni hükümet de uluslararası denklemleri değiştirmek üzere” ifadelerinde bulundu.

Hizbullah Hareketi Genel Sekreteri, ABD ve Siyonist Rejim’in Hizbullah Hareketini terörist olarak adlandırdıklarına ilişkin bir soruya şu şekilde yanıt verdi: Öncelikle şunu söylemem gerekiyor ki ABD dünyadaki terörizmin başında yer alıyor, Siyonistler ise tamamen bir terör rejimine sahipler. ABD ve Siyonistlerin diğer ülkeleri terörle suçlamaya yetkili olduklarını düşünmeyerek tam tersi biz onları terörle suçluyoruz. Kendi vatanını, milletini, değerlerini, güvenlik ve namusunu savunan Hizbullah Hareketi, onurlu bir direniş hareketidir. Bu konuda önemli olan ümmetimizin bizim hakkımızda düşündüğüdür ABD veya Siyonist Rejim değil.

Seyyid Hasan Nasrullah, Hizbullah Hareketi’nin Suriye’de teröre karşı mücadele etme nedenleriyle ilgili bir diğer soruya da, “Bizi Suriye olaylarına müdahale etmemiz için kimse davet etmedi ancak Suriye ve Lübnan iki bağımsız ülke olmalarına rağmen güvenlik, ikili ilişkiler ve siyasi, ekonomik ve toplumsal ilişkiler açısından ortak bir takdire sahipler. Tüm bunların yanında Suriye’de tetiklenen olayların baştan beri reform, demokrasi veya karşı tarafa ait medyanın iddiaları yönünde olmadığını biliyorduk. Bunların amacı Suriye rejimini devirmekti, çünkü Süriye rejimi bölgedeki direniş hareketinin en önemli destekleyicilerinden biridir ve Siyonistlerin karşısında boyun eğmiyor” diye yanıt verdi.

Nasrullah, Suriye’de Türkiye gibi bazı terör destekçisi tarafların da barış müzakerelerine dahil edildiğine ilişkin şu açıklamalarda bulundu: Suriye’deki sorunlara siyasi bir çözüm bulup çatışmaları durdurmak için Türkiye gibi terör örgütlerini destekleyen ülkeleri de bu sürece dahil etmek gerekiyor. Türkiye’nin yıllar boyu Suriye’deki bazı terör örgütlerini desteklediğini biliyoruz ancak şimdi artık kimseyi yargılamak istemiyoruz tek istediğimiz Suriye’nin uğradığı zararları gidermek ve bu yönde Türkiye’nin barış sürecine dahil edilmesi olumlu sonuçlara neden oluyor.  

parstoday