Filistin İntifadasının Tarihi Süreci

Siyonist Rejimin; Filistin halkının yerleşim yerlerine yönelik saldırıları, İslami mukaddes mekanlara yönelik tecavüzleri ve Filistin halkına karşı gerçekleştirdiği katliamlar sonucu Filistin halkının direnişi devam etmektedir.  

Görüntülenme: 1622 Tarih: 22 Şubat 2017 16:25
Filistin İntifadasının Tarihi Süreci

Filistin intifadasının ilki 1987 yılında gerçekleşirken 1993 yılında imzalanan Oslo Antlaşması ile ilk intifada sona ermiştir. İkinci intifada ise 2000 yılında başlamış ve 2005 yılına kadar devam etmiştir.

İlerleyen yıllarda Siyonist rejim ile müzakere etmenin büyük bir hata olduğunu anlayan Filistinli gençler, siyonist rejimin her geçen gün yerleşim yerlerine yönelik saldırıları ve İslami mukaddes mekanlara yönelik tecavüzleri ve rejimin yeni bölgeleri işgal etmeleri karşısında 2015 yılında 3. intifadayı başlatmışlardır ve bugünde devam etmektedir.

Kudüs İntifadasının Şehitleri

Filistin-İsrail (Kudüs) araştırma merkezinin raporuna göre 2015 yılında başlayan Kudüs intifadasında bugüne kadar 282 Filistinli şehadete ulaşmıştır.

Kudüs intifadasında en çok şehidin el Halil kentinde verildiği belirtilirken söz konusu eyalette 78 kişinin, Kudüs’te 62, Ramallah’ta 26, Cenin 22, Nables 20, Beytulham 17, Tulkerim 6 ve Gazze’de 37 şehidin olduğu bildirildi.

Şehitler arasında 79 Filistinlinin 18 yaşın altında olduğu ifade edilirken yaşça en küçük şehidin Beytulham’da gerçekleşen gösteriler sırasında rejimin müdahalesi sonucu şehit olan 3 aylık Ramazan Muhammed Sevabte olduğu belirtildi.

Ayrıca 24 şehidin kadın olduğu belirtilirken 12’nin 18 yaş altı olduğu ve en küçüklerinin henüz 2 yaşında olan Rehf Hesan olduğu ifade edildi.

İntifadanın İsrail’e Etkileri

Kudüs intifadasının şekillenmesi ile büyük bir endişe ve korkuya kapılan rejim özellikle emniyet, siyaset ve ekonomi alanlarında büyük kayıplar vermiştir. Kudüs intifadasının söz konusu etkilerini şu şekilde sıralayabiliriz;

Siyasi Etkiler

İsrail rejiminde şok etkisi yaratan Kudüs intifadası rejimin hiç beklemediği ve artık hiçbir intifadanın bu dönemde gerçekleşemeyeceğini iddia ettiği bir dönemde şekillenmesi ile siyasi arenada büyük bir şaşkınlık yaratmıştır. Büyük bir korku ve şaşkınlığa kapılan Siyonistler kendi aralarında ihtilafa düşerek intifadaya karşı nasıl tepki vereceklerini belirleyememişlerdir. Bazıları daha sert müdahaleleri savunurken bazıları ise yumuşak olmayı seçmiştir.

Ekonomik Etkenler

Kudüs intifadasının Siyonist rejime verdiği önemli zararlardan bir tanesi de ekonomi alanında olmuştur. Özellikle turizm, yabancı yatırım ve hatta restoranlar gibi halka açık bölgelerde İsrail rejiminin ekonomisi üzerinde büyük etkileri olmuştur. İşgali İsrail rejimine ait kaynaklar yayımladıkları raporlarda Kudüs intifadasını başladığı daha ilk ayda rejimin 1.3 milyar dolar zarar ettiğini ifade etmiştir. Bu zararın özellikle turizm alanında olduğu belirtilirken güvenlik sahasında da ordunun 1 milyar dolar zarar gördüğü açıklandı. Son olarak İsrail rejiminin ürünlerine yönelik yapılan boykotlarda rejimin ekonomisinde gözle görülür etkiye neden olmuştur.

Güvenlik Alanında Etkiler

Kudüs intifadası rejimin emniyeti ve güvenliği alanında da Siyonistlere büyük zararlar verirken özellikle Siyonist yetkililerin ( Netanyahu, Moshe Yealun) intifadanın daha da yayılmasından duydukları endişeyi gizleyememeleri bunun en iyi örneğidir. Bir diğer nokta ise Siyonist rejim Filistin’deki bazı gruplar ile işbirliği yaparak, özellikle Filistinli gençlerin bireysel eylemleri ile şekillenen Kudüs intifadasının önünü almaya çalışması rejimin içinde bulunduğu güvenlik buhranını göstermektedir.

3. Filistin intifadasının üzerinden 1 yıl geçmesine rağmen, kendilerini İsrail rejiminin karşısında gösteren ve Filistin halkının verdiği savaşta yanlarında olduklarını söyleyen birçok İslam ülkesi maalesef Filistin halkını Kudüs intifadasında yalnız bırakmıştır. Tahran’da düzenlenen Uluslararası Filistin Konferansında açılış konuşması yapan İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Hamenei, Filistin intifadasını desteklediklerini vurgulayarak; “Tarih Filistin milletinin yaşadığı acıyı ve zulmü tecrübe etmemiştir” ifadesini kullandı.

Suudi Arabistan, Türkiye, Katar ve Ürdün gibi ülkeler Filistin hukukunun yanında olduklarını iddia etmelerine rağmen son yıllarda işgalci İsrail rejimi ile ilişkilerini onarma ve düzeltme yoluna gittiler. Türkiye bir yıl içerisinde İsrail rejimi ile gerçekleştirilen müzakereler sonucunda Siyonist rejim ile ilişkilerinin normalleştiğini duyurdu. Suud rejimi ise İsrail rejimi olan ilişkilerini artık gizlememektedir.

tesnim

Yorumlar