AGD Başkanı Salih Turhan: ''Siyonizmin İnsanlığın Başına Bela Olduğunu Söylemeye Devam Edeceğiz''

Sırada Türkiye ve İran vardır. Batı, İran’ı yalnızlaştırmak ve de içeriden karıştırmak istemektedir. Türkiye’de İran aleyhine kampanya bu yüzden vardır. Türkiye, Atlantik (ABD, AB, İngiltere, İsrail, NATO) İttifakı ile birlikte hareket ederek bu projenin hedefi olmaktan çıkamaz. Türkiye, İran ve Mısır mutlaka birlikte hareket etmelidir.  

Görüntülenme: 2043 Tarih: 22 Nisan 2017 19:48
AGD Başkanı Salih Turhan: ''Siyonizmin İnsanlığın Başına Bela Olduğunu Söylemeye Devam Edeceğiz''

Anadolu Gençlik Derneği, Türkiye Geneli Lise ve İmam-Hatip Komisyon Başkanlarını Ankara’da bir araya getirdi. Toplantı Anadolu Gençlik Derneği Genel Merkezi’nde gerçekleştirildi. Toplantıya katılan yaklaşık 150 imam-hatip ve lise başkanına AGD ve MGV Genel Başkanı Salih Turhan konuşma yaptı.

Ankara’da Genel Merkez Adnan Demirtürk toplantı salonunda gerçekleşen toplantıların ilk bölümünde AGD Genel Başkanı Salih Turhan konuştu. Öğleden sonraki kısımda Liseler komisyon başkanları, Genel Merkez Liseler Başkanı Muhammed Ali Aydın ile İmam-Hatipler komisyon başkanları ise Genel Merkez İmam-Hatiple Başkanı Yavuz Selim Dumangöz ile toplantılarını gerçekleştirdi.

Liseler ve İmam-Hatipler Komisyon Başkanlarına hitap eden AGD/MGV Genel Başkanı Salih Turhan: “Geçtiğimiz hafta sonu ülkemizde anayasa değişikliği ile ilgili halk oylaması yapıldı. Bize düşen bundan sonra bugünde kadar olduğu gibi inancımızın gerektirdiği gibi çalışmak ve yaşamaktır. Bizim aklımızdan çıkarmamamız gereken üç husus: Birincisi; inandığımız değerler, parlamenter sistemle vücut bulmadığı gibi partili cumhurbaşkanlığı sistemi ile de ortadan kalkacak değildir. İkincisi; biz Elhamdülillah Müslüman’ız. İman varsa imkân da vardır. Her türlü zorluk ve güçlük altında dahi İslam için gayret etmekle mükellefiz. Üçüncüsü; bizim için her zaman değişmez gündem hak-batıl mücadelesidir. Biz yapay gündemlerin kavgasını veremeyiz. Bu, İslam, hayattan tamamen kopuktur demek değildir. Bu demektir ki biz günceli değerlendirirken, yeryüzünde varlık sebebimizi de unutmayacağız, dünyaya, şartlara teslim olmayacağız.” dedi.   

Sistem ne olursa olsun vazgeçmeyecekleri esasları sıralayan Genel Başkan Turhan, ”Önce Ahlak ve Maneviyat demeye devam edeceğiz. Ahlakı öncelemeyen hiçbir hareket bu ülkeyi düzlüğe çıkaramaz. Maneviyat olmadan kişiler ve toplumlar zorluklara göğüs geremez. Siyonizm’in insanlığın başına bela olduğunu söylemeye devam edeceğiz. Üstün ırk inancı sapkın bir inanıştır. Arz-ı Mevud inancı bu coğrafyadaki terörün sebebidir. Kapitalizm insanlığa sadet getiremez. Komünizm çökmüştür. Sistemin parlamenter sistem olması ya da partili cumhurbaşkanlığı sistemi olması kapitalist karakterini değiştirmiyor. Bu karakteri değiştirecek ya da devam ettirecek olan iki sistemde de iktidarda bulunanlardır. Paranın alınıp satıldığı bir sitem emek sömürüsüdür. Irkçılıkla bir yere varılamaz. Büten renkler, ırklar ve diller Allah’ın bir ayetidir. Irkçılık ve Müslümanlık bir arada olamaz. Bütün Müslümanlar tek bir millettir. Fakat bugün Müslümanlar çok devletli, çok bayraklı bir yapıdadırlar. Aralarında yapay sınırlar vardır.  Mutlaka Müslümanlar tek bir millet olmanın gereğini yapmalıdırlar. Mevcut Dünya Düzeni kabul edilemez. Hâkim para dolardır. Dolar karşılıksız basılmaktadır. Bir avuç azınlığın kontrolünde bir sömürü aracıdır. Bu Müslümanların ve tüm insanlığın aleyhinedir. Hâkim dil İngilizcedir. İngilizce de elbette Allah’ın bir ayetidir. Bir İngiliz’in İngilizce konuşmasından daha doğal bir mesele yoktur. Fakat Müslüman ülkelerde ikinci dilin İngilizce olması bir tercih değil, bir dayatmadır. Aynı zamanda dille gelen bir kültür dayatması vardır. Hâkim kültür Hollywood kültürüdür. ABD sinema aracılığıyla toplumları dönüştürmektedir. Tam bir tüketim toplumu haline getirmektedir. Baskı, şiddet ve terör hiçbir zaman araç olamaz. Bir fikrin, bir inancın gerçekleştirilmesi için terör bir yöntem olarak kabul edilebiliyorsa o fikir ya da inanç en başından itibaren sakattır.”

Küresel güçler Müslümanların birlikteliğini önlemek için bazı hastalıkların salındığını ifade eden Genel Başkan: “Irkçılık hastalığı; Arap olmak, Farisi olmak, Türk ya da Kürt olmak kişiyi ayrıcalıklı kılmaz. Mezhepçilik hastalığı; Bir Müslüman’ın bir mezhep imamını takip etmesinden daha doğal bir mesele yoktur. Ancak İslam sadece bir mezhebin sınırları içerisinde değildir. Hem Mezhepçilik hem de İslam birliği bir arada olamaz. Tekfircilik hastalığı; Onu bunu kafir ilan etmenin Müslümanlara bir faydası yoktur. Bizim üç ölçümüz vardır. Birincisi ehli kıbleyi tekfir etmeyiz. İkincisi “Ben Müslüman’ım” diyene “Yok değilsin” diyemeyiz. Üçüncüsü bir kişide 100 alamet olsa bunlardan sadece biri Müslüman olduğuna dair olsa biz onu Müslüman kabul ederiz. 11 Eylül saldırıları İsrail’in Arz-ı Mevud planını yani Büyük İsrail Planını işletmek için tasarlanmıştır. Büyük Ortadoğu Projesi bu kapsamdadır. Afganistan’ın İşgali, Irak’ın İşgali ve fiilen üçe bölünmesi, Libya’nın bombalanması ve karıştırılması, Suriye’nin karıştırılması bu projenin gereğidir. Sırada Türkiye ve İran vardır. Batı, İran’ı yalnızlaştırmak ve de içeriden karıştırmak istemektedir. Türkiye’de İran aleyhine kampanya bu yüzden vardır. Türkiye, Atlantik (ABD, AB, İngiltere, İsrail, NATO) İttifakı ile birlikte hareket ederek bu projenin hedefi olmaktan çıkamaz. Türkiye, İran ve Mısır mutlaka birlikte hareket etmelidir. Biz bir gençlik yapılanmasıyız. Aynı zamanda bir MİLKO’yuz, Milli Görüş kuruluşuyuz. Bizim tüm çalışmalarımızın merkezinde İslam vardır. Birileri bu ülkede hızla İslamlaşmanın olduğunu söylese de ateizm, deizm, nihilizm gibi akımlar boşluk doldurmanın peşindedir. İslam adına bazı adımların atılması ve fakat bu adımların şekilden ibaret yüzeysel adımlar olması, İslam kimliği ile ön plana çıkan kişilerin söyledikleri ile yaptıkları arasında tutarsızlık olması gençleri İslam’a, ahlaki değerlerimize karşı mesafeli olmaya itmektedir. Biz ifsat için değil ıslah için çalışan bir topluluğuz.” 

 

İSLAMİ ANALİZ

Yorumlar