Ünlü Arap Analist Yazdı: İsrail, Kasım Süleymani’ye Suikast Düzenleyebilir Mi?

Arap Dünyasının ünlü Analisti, Siyonist makamların Beşar Esad'ı iktidardan devirme ve General Kasım Süleymani'ye suikast düzenleme yönündeki tehditlerine değinerek şunları belirtti: Bize, kötü sonuçlar doğuracak bu iki ahmakça eyleme İsrail’in yeltenemeyeceğine dair güvence veren deliller var.  

Görüntülenme: 1746 Tarih: 30 Kasım 2017 10:02
Ünlü Arap Analist Yazdı: İsrail, Kasım Süleymani’ye Suikast Düzenleyebilir Mi?

Qodsna'nın haberine göre, Arap Dünyasının seçkin Analisti Abdulbari Atvan Rey El- Yevm'de yayınlanan analizinde şunları belirtti: İsrail geçtiğimiz üç gün zarfında şiddetli ve tehlikeli tehditlerde bulundu (Beşar Esad ve Genarel Süleymani aleyhinde). Biz tehditlerini asla icra etmeyeceğine inanıyoruz, zira kendileri de bu tehditlerden herhangi birini icra etmelerinin ağır bedelleri olacağını çok iyi biliyorlar. Bunların en önemlisi " İsrail'in bölgedeki varlığının idamesi"dir. 

    İlk tehdit: Siyonist medyada Arap Dünyası konusunda analizler kaleme alan İhevi Yeari bu tehdidi gündeme getirdi. Yeari Siyonist Rejimin askeri, siyasi ve emniyet çevrelerine yakın şahsiyetlerden biri. Yeari bu konu hakkında şunları belirtti: Netanyahu üçüncü bir şahıs aracılığıyla Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad'a bir mesaj gönderdi. Mesaj, Şam rejiminin İran'ın Suriye’de üs kurmasına izin vermesi durumunda tehlikeye düşeceğini belirtiyordu. Netenyahu 2011’den beri sürdürdükleri Suriye'ye direkt müdahale etmeme hakkındaki siyasetinden vazgeçeceği konusunda tehdit etti.

   İkinci tehdit: Bu tehdit Siyonist General Gerşun Hekuhen tarafından geldi. Siyonist general, " İsrail Güvenlik Mekanizmaları Kudüs Ordusu Komutanı Kasım Süleymani'ye suikast için hazırlık yapacaklar’’ dedi.

    İran'ın Suriye'de bir askeri üsse ihtiyacı yok, olması halinde de böyle tehditlerin hiçbirini dikkate almayacak. Bu durum Suriye makamları için de böyledir, onlar ve İran arasında İsrail'in tehditlerine dikkate almamalarına sebep olan güçlü ve stratejik bir koalisyon var. İran güçleri yedi yıl öncesinden Suriye'deler ve Amerika ve Arap ülkeleri tarafından desteklenen 1000’den fazla silahlı grupla Suriye ordusunu savunma savaşında karşı karşıya geldiler. Onlar yüzlerce asker kaybettiler ve Suriye ekonomisine, çöküşünü engellemek için milyarlarca dolar aktardılar; elbette her iki konuda da başarılı oldular.

    İran, Suriye’de askeri bir üs kurmak isterse buna Şam yönetimi karşı çıkmaz. Bilindiği gibi Şam yönetimi Lazkiye'nin Hamimim bölgesinde Rus askeri üssünün kurulmasını da kabul etti. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov yaptığı son basın toplasında şunları belirtti: İran'ın Suriye'deki askeri varlığı meşru ve yasaldır. Çünkü bu, Suriye Hükümetinin onayıyla gerçekleşti.

   Netenyahu Lübnan Hizbullah'ının varlığıyla İran ile Suriye arasındaki koalisyonun güçlenmesinden endişeli ve bunu İsrail'in milli güvenliği için stratejik bir tehdit olarak görüyor; çünkü İsrail'in kuzey ve doğu sınırları boyunca İran askeri güçleri var. Aynı şekilde bu koalisyonun (İran, Suriye ve Hizbullah) özellikle de klasik savaş alanında üst seviyede askeri ustalığı ve tecrübesi var, şehir ve gerilla savaşlarında da büyük tecrübe edindiler. Bu güçler uzun zamandır İsrail'in tahrik edici eylemlerine göz yumup sabırlı davrandılar, ama şimdi bu eylemlere cevap verme zamanı geldi.

    General Süleymani'ye MOSSAD tarafından suikast düzenlenmesi ile ilgili ikinci tehdit uzak bir ihtimal değil, çünkü bu general, İsrail ve paralı askerlerinin çanına ot tıkadı ve burunlarını yere sürttü. Süleymani, İsrail yoldaşlarını Irak Kürdistanı’nda yenilgiye uğrattı, Irak'da Haşdi Şabi birliklerini kurdu, onları silahlandırıp eğitim verdi, Haşdi Şabi güçlerini kuvvetli bir orduya çevirdi. Haşdi Şabi güçleri Hizbullah'ın Lübnan'da, Ensarullah'ın Yemen'de, HAMAS ve İslami Cihad'ın Filistin'de çalıştığı gibi şu an Irak ordusunun yanında büyük bir milis güce dönüştü. Bunu da belirtmeliyim ki bugünkü şartlarda ilk hava saldırısıyla kaçan klasik orduların zamanı tamamen sona erdi.

      İsrail istihbarat ve güvenlik servislerinin İran ve liderleri aleyhine yeni bir terör dalgası oluşturma eylemleri, Tel Aviv'in yıkılışını beraberinde getiriyor, zira bu eylemler nedeniyle İsrail Büyükelçilikleri, diplomatik heyetleri, İsrail menfaatleri ve liderleri dünyanın her yerinde intikam operasyonlarının hedefi olacaktır. İsrail böyle bir durumda sadece İran ile karşı karşıya gelmeyecek bilakis Irak, Lübnan ve Filistin'de onlarca İran yanlısı grupla karşı karşıya gelecektir. Hal böyleyken esas soru şudur: Acaba İsrail ilk olarak böyle bir savaşı başlatmaya cüret edebilir mi? Ve ikinci aşamada böyle bir savaştan başarıyla çıkabilecek midir?

      İsrail, paralı askerleri sayesinde İran’ın nükleer bilim adamlarına ve Hizbullah'ın İmad Muğniyye, Samir Kantar, Cihad Mugniyye gibi bazı liderlerine ve saha komutanlarına suikast düzenlemeyi başarabildi. Hizbullah ve İran' Suriye buhranıyla meşgul olmalarından dolayı bu suikastlere cevap veremedi. Ama şimdi Suriye buhranının son günlerine ulaşılmasıyla birlikte şartlar tamanen değişti.

     Netenyahu, bu rejimin bekası için, Hizbullah'ın askeri ve siyasi gücünün artmasından, Hizbullah'ın Filistin'de Hamas ve İslami Cihad hareketleriyle sürekli güçlenen koalisyonundan ve İran'ın tehditlerinden endişeleniyor. Netenyahu'nun içinde boğulduğu yolsuzluk dosyasından kurtulmak için ahmaklık yapması ve İsrail'in asla kazanamayacağı, ağır ve zor bir yenilgi alacağı ahmakça bir savaşı başlatması uzak ihtimal değil. Tabi ki o böyle bir ahmaklık yapmasa da  İsrail zaten zayıflamış durumda. Rejim bekası, tıpkı Almanların ikinci Dünya savaşından sonraki durumu gibi tamamen dış güçlere bağlı.

      Netanyahu ve yeni Arap yandaşları gelecekte de İran tehlikesi hakkında uyarıda bulunacaklar, ama Siyonist Rejim Başbakanının tehditlerini icra etme cüreti yok. Çünkü ne gibi gelişmelerin onu beklediğini biliyor; atılmaya hazır füzeler, gerilla savaşı, bomba yerleştirilmiş İHA’lar, kefenleri üzerinde ve gerçek savaş ya da şehadetten başka düşünceleri olmayan yüz binlerce mücahit.

kudusgunu.com

Yorumlar