Qodsna'nın haberine göre; ünlü İngiliz yazar ve Ortadoğu uzmanı Alan Hart, "Yahudilerin Asıl Düşmanı Siyonizm" adlı bir kitap yazdı. Hart, "Arafat, Terörist mi Barış Elçisi mi?" kitabını yazdıktan 20 yıl sonra, Siyonizm’in boyutları, hedefleri ve tarihsel sürecini inceleyen bu üç ciltlik kitabı kaleme aldı.
Hart, Amerika halkının İsrail-Arap çatışmasının hakikatinden ve Siyonist lobinin Amerika Devleti üzerindeki etkisinden habersiz olmasından duyduğu üzüntüyü dile getirerek, Amerikalıların bir an önce gaflet uykusundan uyanmalarını ve gerçeğin peşine düşmelerini dilediğini de yazdı.
Aynı zamanda BBC’nin eski TV programcısı olan Alan Hart kitabında, İsrail ve Arap taraflardan Yaser Arafat ve Golda Mayer gibi önemli siyasî isimlerden elde ettiği bilgileri de paylaştı. Kısacası Hart, Ortadoğu’nun diplomasi sırlarına vakıf bir isim.
Siyonizm’i eleştiren Hart, bunun aslında Yahudiliği tahrif ve yok etmeyi amaçlayarak uçurumun eşiğine sürükleyen bir sömürge planı olduğuna, hatta Yahudiliği efsane ve yanlış propagandalar ile tahrif ederek Yahudilerin de kendi gerçeklerini tanımasına engel olunduğuna inanıyor.
Hart, Siyonizm’in ve onun Filistinlilere karşı olan saldırgan ve ezici siyasetinin koşulsuz ve aşırı desteklenmesini, mevcut ve uzun vadeli tehlike olarak tanımlıyor ve 1967 savaşı ile Siyonizm’in kurulması arasındaki bağlantının sırrını gündeme getiriyor.
Hart'ın kitabında konu ettiği, aslında Siyonizm’in tüm yalanları ve düzmece tarihi. Hart, kitabına verdiği isimle ilgili olarak da şunları söyledi: Bugün dünya milletleri olarak artan bir İsrail karşıtlığına şahit olmaktayız. Bu Yahudi düşmanlığı değil, İsrail'in benimsediği vahşi siyaset ve yaptığı cinayetlerden kaynaklanan İsrail düşmanlığıdır.
Ancak İsrail düşmanlığının Yahudi düşmanlığına dönüşmesi tehlikesi de mevcuttur. Dolayısıyla çoğu Yahudi’nin, Siyonizm ve Yahudilik arasındaki farklar konusunda bilgilendirilmesi gerektiğine inanıyorum. Zira Yahudilik ve Siyonizm birbirinden tamamen farklı ve zıt iki kavramdır. Bu yüzden Amerika ve Avrupa'daki Yahudiler, Siyonizm ilkesinden uzak olduklarını duyurmalıdır.
Muhtemelen, Alan Hart'ın bu kitabı yazmadaki en önemli hedefi, Filistinliler için adalet istemesi. Zira şu sözleri buna bir delil: İlginç olan, zulüm altındaki Filistinlilerin tüm bu sıkıntı ve zorluklara rağmen asla insanî değerlerinden ödün vermiyor olmaları zira onların başına gelenler dünyadaki başka bir milletin başına gelseydi bu değerlere sahip çıkmazlardı. Ama Filistinliler asla ödün vermiyor, aksine onlara zulüm edenler tüm insanlıklarını ayaklar altına almışlar.
İngiliz yazar, söyledikleri ve yazdıklarıyla kimsenin ilgilenmediğinden yakınarak hiçbir İngiliz gazetesinin de kitabı tanıtmadığını vurguladı. Yazar ayrıca Siyonizm’in kara listesinde de yerini aldı.
Hart'ın görüşüne göre gazeteler Siyonistlerin hışmından korkuyorlar. Bu yüzden de yazar tam bir baskıyla karşı karşıya. Elbette bu durum sadece söz konusu yazar için geçerli, doğruları söyleyen herkese karşı baskı politikası uygulanmakta.
Yazar Hart açısından en büyük facia ise Arap Rejimlerinin de hakikatin gizlenmesi konusunda Siyonizm’le hemfikir olmaları. İşte bu yüzden yazar Hart Arap rejimleri tarafından yaptırımlara maruz bırakılmakta.
Hart sözlerine şunları da ekledi: Aslında mesele, İsrail'in Filistin dosyasını 1948'de kapatmasıyla birlikte Arap rejimlerinin de bu dosyayı kapalı tutmayı istemeleridir. Zira onların Filistin'in özgürlüğü için İsrail'le savaşa girmek gibi bir niyetleri yok. Eğer Siyonizm hikayesine işaret etmek istiyorsanız bu konuya da değinmelisiniz.
Dediğim şudur; hatta belki daha çarpıcı olarak demeliyim ki, Arap rejimleri güçsüz, bozuk ve baskıcıdır. Birçoğu da tarihî gerçekleri gizlemek ve nakletmemek konusunda Siyonizm’le ortaklar.
Siyonizm Nedir?
Yazar Hart'a göre, incelenmesi gereken konu, birçok Yahudi’nin Siyonizm’in içeriğinden habersiz oluşu ve birçoğunun atalarının yaşadığı topraklara dönmek istemeleri. Öncelikle bu toprakların, yani Filistin'in, Yahudilerin atalarının toprakları olmadığını söylemeliyiz. Elbette bazı İsrailli Yahudilerin eski İbranîlerin torunları oldukları iddiaları doğrudur. Ancak Siyonizm’e cevap olarak, İsrail'e gelen Yahudilerin büyük çoğunluğunun bu eski İbranî soy ile bir irtibatı yoktur. Zira onlar kısa dönemli İbranî hakimiyetinden uzun bir süre sonra Yahudiliğe geçmişlerdir.
Peki Siyonizm’in gerçek dakik tanımı nedir? Siyonizm yani ırkçılık, yani bazı Yahudilerin bel bağladığı sömürgecilik ve bu Siyonizm bazı Yahudiler için temizlenmiş ırkın hakimiyetini sağlamak adına oluşturulmuştur.
Hart ayrıca, Yahudilik ve Siyonizm kesinlikle birbirine zıt terimlerdir şeklindeki kendi yorumuna binaen sözlerine şunları da ekledi: Yahudilik aslında Hıristiyanlık ya da İslamiyet gibidir, buradaki kastımız muasır Yahudiliktir. İçinde aşağılık ve değersizlik barındıran eski formül değil. Zira muasır Yahudilikte tıpkı diğer iki örnekte olduğu gibi temel ve ahlâkî değerler mevcuttu. Fakat Siyonizm tüm bu değerleri yaraladı ve aşağıladı.
1967 Savaşı ve Siyonizm’le Bağlantısı
Qodsna'nın El Meyadin'den naklettiği habere göre, Alan Hart şunları kaydetti: Siyonizm hikayesi baştan aşağı bir yalandan ibaret. Daha önce de söylediğimiz gibi, hatta 1948'de de yani İsrail Rejiminin kuruluşundan beri İsrail'in varlığını tehdit edecek güçlü bir koalisyon hiç olmadı, Arap Rejimleri de onu ortadan kaldırmak gibi bir amacı hiç gütmedi. Savaştan kısa bir süre sonra ateşkes ilan edildi ve savaşın tekrar başlamasıyla da 90 bin tam teçhizat silahlanmış Yahudi, silah yönünden çok eksik 20 bin Arap askerle oldukça orantısız bir koşulda karşı karşıya geldi. 1967'de ben ATN haber kanalında çalışmaktaydım. Haberlerde bir Siyonist’ten savaşı Arapların başlattığı nakledilirken bir diğerinden Arapların savaş planları yaptıkları naklediliyordu. İşte bu yüzden bizler daha tedbirli olmak zorundaydık. Bu Siyonist’in açıklaması tamamen asılsızdı çünkü güçlü bir savaş planı zaten hazırdı. Yıllar sonra Ariel Şaron şöyle söylemişti: ‘Hiç şüphesiz bu savaş su kaynakları içindi.’
Hart, ‘Mineddahil’ programını sunan El Meyadin spikerine Siyonizm’le ilgili olarak şunları söyledi: Sizler şu an Siyonist yerleşimcilere bakarsanız hepsinin Batı Şeria'nın su kaynaklarına musallat olduğunu göreceksiniz. Aynen Siyonizm’in Fırat'tan Nil'e genişlemesi gibi. Tahminime göre, belli bir aşamadan sonra İsrail bir kez daha, Litani (Lübnan'da bulunan bir nehir) nehrini ele geçirmek için savaş ateşini yakacaktır.
kudusgunu.com