Yüzyılın Anlaşması Filistin'e Ne Getiriyor?

Filistin davası liman, havalimanı, arıtma tesisleri ve barajlarla mukayese edilemez, Filistin’in direnişçi milleti, Körfez ülkelerinin paralarına kanmayacak ve Amerika ve İsrail'in baskılarına hiçbir şekilde boyun eğmeyecektir.  

Görüntülenme: 2131 Tarih: 20 Haziran 2018 20:50
Yüzyılın Anlaşması Filistin'e Ne Getiriyor?

Rey El Yevm gazetesi, Yüzyılın Anlaşmasına ve Refah bölgesinde Gazze için yapılan inşaat çalışmaları hakkında yayınlanan bazı haberlere işaret ederek, Filistin milletinin düşmanlarının Filistin davasını ortadan kaldırmanın ve Gazze'yi Batı Şeria'dan ayırmanın peşinde olduklarını, Gazze'yi Mısır'a ve Batı Şeria'yı da Ürdün'e bağlamak istediklerini yazdı.
 

Qodsna’nın haberine göre, Rey El Yevm gazetesi Gazze için Mısır'ın Refah bölgesinde yapılan inşaatlar ve bu inşaatların Körfezdeki Arap ülkeleri tarafından finanse edilmesi hakkında bazı bilgileri paylaştıktan sonra şunları yazdı: Jared Kushner ve Jason Greenblatt ekipleriyle Ortadoğu'yu ziyaret etmek,  Mısır, Arabistan, İsrail, Ürdün ve Katar’a Yüzyılın Anlaşmasını anlatmak ve bu ülkelerin anlaşmanın tüm maddelerine katılmaları konusunda dikkatlerini çekmek için harekete geçtiler.

Bu ekibin ziyaret zamanı henüz belli değil ancak mevcut haberler ziyaretin önümüzdeki haftanın başından itibaren Mısır'dan başlayacağı yönünde, bu ülke Asrın Anlaşmasının icrasında, 2 milyon Gazze sakinin geçiminin iyileşmesi ile  Gazze'nin yanında Refah bölgesinde havalimanı, liman ve su ve elektrik barajları inşaatında önemli bir rol üstlenecek.

İsrailliler, Gazze kuşatmasının patlamayla sonuçlanacağı kanaatine vardı ve Filistin halkının direniş iradesini gösteren Geri Dönüş Yürüyüşlerinden duydukları endişe arttı. İsrailli keskin nişancılar 120 Filistinliyi şehit etmelerine rağmen bu iradeyi kırmayı başaramadılar bilakis bu cinayetler sonucunda tüm dünyada İsrail zor durumda kaldı.

Bu anlaşmanın üç mühendisi Kushner, Greenblatt ve manevi babaları rolünü üstlenen Netanyahu Gazze'yi tamamen Batı Şeria'dan ayırmak, Gazze halkının insani durumunu iyileştirmek için halkın su, elektrik ve yıllar sonra geçiş kapılarından giriş çıkışları özgürleştirmek gibi temel ihtiyaçlarını gidermek istiyor.
Yüzyılın Anlaşmasının ana yapısını oluşturan fikir Tony Blair'in Kuzey İrlanda hakkında başarıyla gerçekleştirdiği projesidir. Bu proje, İrlanda Cumhuriyet Ordusu’nun maddi destek sağladığı fakir bölgelere hizmet ve yardım etmenin yanında siyasi çözümler ve silahsızlandırmaya odaklanmıştı.

Arabistan, Katar ve BAE bu anlaşmanın ana finansörleri olacaklar ve Gazze Şeridi'nin temel alt yapısının inşası için gerekli parayı verecekler. Şimdiden Kushner ve Greenblatt'ın bir milyar dolar ödenek için BAE ile Arabistan'ı tamamen ikna ettiği haberleri medyada yer alıyor ve yine bu projenin finansörleri arasına Amerika temsilcileri ekibinin bölgeye yapacağı ziyaretle Katar'ın da dahil olacağı ifade ediliyor. Bu ziyaretin, Katar'ın maddi yardıma ikna edilerek Hamas'ın Yüzyılın Anlaşmasına muhalefetini yok etmek ve El Cezire kanalını tarafsızlaştırmak gibi iki hedefi var. Bu isteklerin gerçekleşmemesi durumunda Katar, ülkedeki yönetimin değişmesi gibi sonuçları beklemelidir.

Ebu Mazen (Mahmut Abbas) de Mısır ve Arabistan tarafından Amerikalı yetkililerle görüşmeme yönündeki ambargosunu kaldırıp ABD büyükelçiliğinin Kudüs'e taşınması olayındaki duruşundan geri atması yönünde baskı altında, ancak Ebu Mazen İsrail gazetelerinin haberine göre Arabistanlı yetkililerin maddi tekliflerine rağmen henüz direnmeye devam ediyor. Onlar, ‘Ebu Mazen iktidarda kalmaya devam etsin ancak Amerikalı temsilcilerle görüşüp, sözlerini dinlesin, kendi görüşlerini de bildirsin biz de destekleyelim’ diyorlar. Ancak bunun bu ziyarete siyasi bir kılıf uydurup Ebu Mazen tarafından yürütülen ambargoyu sonlandırmak için başka bir kurnazlık olduğuna dikkat etmek gerekir.

Liman, havalimanı, baraj ve su arıtma tesisleri inşaatı, Gazze'nin 1967 yılından önce olduğu gibi Mısır'a ve Batı Şeria'nın da federal ve konfederal çerçevede Ürdün'e geri verilmesi Amerika ve İsrail’in sözde barış projesinin ana maddeleridir. Yani her şekilde bu projede Filistin devletinin kurulmasına dair bir umut yok. İşgal altındaki Kudüs'e de İsrail'in resmi başkenti olarak ilan edildikten sonra bu anlaşmada yer verilmedi ve sınırlı sayıda Filistinli mültecinin Lübnan'dan geri dönüş hakkı düşünüldü, bu mültecilerde yalnızca Batı Şeria'nın Alef bölgesine gidebilirler.

Mısır şimdiye kadar bu haberler ve istihbaratlar hakkında görüş bildirmedi. Amerikalı temsilcilerin Mısır'ın Refah bölgesinde Gazze inşaatlarının gerçekleştirilmesi için tasarlanan projeleriyle birlikte Mısır'a yaptıkları ziyaret bölgenin Mısır'a dahil edilmesi için bir ön hazırlıktır, bizler Körfez ülkelerinin Amerikalı temsilcilerle bu anlaşmanın finansörlüğü için görüşmede hiçbir sıkıntılarının olmadığına inanıyoruz, sadece iki günlük bir süre zarfında Trump'a 500 milyar dolar takdim edip kendisi için kırmızı halılar seren bir ülkenin bir milyar dolar ödemede herhangi bir sorunu olamaz.

Filistin milletinin su, elektrik, liman ve havalimanına ihtiyacı var ancak şuna dikkat edilmeli ki bu hizmetler karşılığında milli kaynaklar, meşru olan geri dönüş hakkı ve özgürce kendi topraklarının tamamında kaderlerini belirleme haklarından vazgeçilmemelidir. Filistin meselesini sözde kökünden çözmek isteyen bu projeye karşı var olan tüm güçle hatta ihtiyaçlardan feragat etme uğruna direnilmelidir.
Filistin davası liman, havalimanı, arıtma tesisleri ve barajlarla mukayese edilemez, Filistin tüm bunlardan daha değerlidir. Filistin’in direnişçi milleti, Körfez ülkelerinin paralarına kanmayacak ve Amerika ve İsrail'in baskılarına hiçbir şekilde boyun eğmeyecektir. Ve zamanla her şey açıkça ortaya çıkacaktır.

kudusgunu.com

Yorumlar