Malatya'da NATO'ya Hayır Eylemi (VİDEO-FOTO)

Kürecik NATO Radar Üssüne Hayır İnisiyatifi tarafından bugün cuma namazı sonrası Malatya Soykan Meydanı'nda 'NATO'YA VE ÜSLERİNE HAYIR CUMASI' temalı basın açıklaması düzenlendi.  

Görüntülenme: 1818 Tarih: 07 Mayıs 2019 12:39
Malatya'da NATO'ya Hayır Eylemi (VİDEO-FOTO)

Kürecik NATO Radar Üssüne Hayır İnisiyatifi tarafından bugün cuma namazı sonrası Malatya Soykan Meydanı'nda 'NATO'YA VE ÜSLERİNE HAYIR CUMASI' temalı basın açıklaması düzenlendi. 

Basın açıklaması Mehmet Kocaaslan hocanın Kur'anı Kerim tilavetiyle başladı. Kur'an tilavetinin ardından kısa bir konuşma yapan ilahiyatçı Mehmet Kocaaslan şunları söyledi: 'Değerli kardeşlerim! Başta Kürecik olmak üzere ülkemizdeki tüm NATO üslerinin sökülmesi ve kapatılması için burada toplandık. Kafirlere boyun eğmeyeceğiz. Bizim dostumuz ve yardımcımız Allah'tır. Kafirler ve müşrikler korkaktırlar. Zalimler için yaşasın cehennem.' 

Bu ayki basın açıklamasına Mavi Marmara gazilerinden Zekeriya Kanat da destek verdi.

Katil NATO Hesap Verecek, Kahrolsun Amerikan Emperyalizmi, Nikolas Maduro Yalnız Değildir, Türkiye NATO'dan Çıksın Üsler Kapatılsın, Kürecik İncirlik Kapatılsın, Kahrolsun Amerika Kahrolsun İsrail, Büyük Şeytan Amerika Yenilecek Direnen Halklar Kazanacak, Katil Amerika Türkiye'den Defol, Anadolu Uyan İzzetini Kuşan, Kahrolsun Suud Rejimi, Hicaz'dan Kudüs'e Direnişe bİn Selam, Direniş Cephesi Onurumuzdur ve Gazze'ye Selam Direnişe Devam sloganlarının atıldığı eylemde basın açıklamasını aktivist Bahir Ayın okudu. 

Okunan basın açıklamasının tam metni aşağıdaki şekildedir:

Bismillahirrahmanirrahim.

Değerli basın mensupları ve aziz vatandaşlarımız!

Mayıs ayının ilk cumasında ‘NATO’YA VE ÜSLERİNE HAYIR’ demek için yeni bir basın açıklamasında daha sizlerin huzurundayız.

İnsanlığın üzerine bir karabasan gibi çöken NATO’nun kuruluşunun 70. Yıldönümünde, Venezuela’dan Türkiye’ye Türkiye’den Afganistan’a kadar tüm dünya halkları NATO tehdidinden bir an önce kurtulmak istemektedir.

Büyük Şeytan ABD öncülüğündeki NATO; halkların iradesinin, bağımsızlığının, özgürlüğünün, emeğinin ve üretiminin yani kısacası insanlığın en büyük düşmanıdır. Bu yüzden NATO bir an önce yok edilmelidir.

Emperyalist ve Siyonist hedeflere hizmet eden bir şer ittifakı olan NATO, faaliyet gösterdiği ülkelerde kontrgerilla çeteleriyle halkları birbirine düşürmüş, ülkelerin en değerli insanlarına suikastlar düzenlemiş veya onların darağaçlarına gönderilmesine zemin hazırlamıştır.

Emperyalizmin yayılmacı hedeflerinin gerçekleşmesinde bir Truva atı görevi üstlenen NATO, ülkelerin iç ve dış siyasetini dizayn etmiş ve karşı devrimci hareketleri kanlı bir şekilde bastırmıştır.

NATO’nun kurulması ile ülkeler arasında silahlanma yarışı başlamış ve böylece halkların emeğini ve üretimini sömüren uluslararası silah şirketleri köşeyi dönmüştür.

Emperyalizm ve Siyonizm bugün Batı Asya’da, Balkanlar’da ve Latin Amerika’da saldırganlığının dozunu arttırmaktadır. Kolombiya ve Brezilya gibi işbirlikçilerin iktidarda olduğu ülkeleri kendine hizmet ettirten ABD bir yandan da Latin Amerika’da hegemonyasını yeniden tesis etmenin yolu olarak NATO üyeliğini öne çıkarmaktadır. Yani Latin Amerika ülkeleri de sinsice NATO tuzağına çekilmektedir.

Diğer taraftan NATO, Balkan halklarını daha fazla sömürmek için bu bölgede milliyetçiliği körüklemektedir. Batı Asya’da ise Arap NATO’sunu gündeme getirerek kendisine ve uşaklarına alan açmak istemektedir.

Son NATO zirvesinde çıkan ‘savunma harcaması’nı artırma kararı, tüm üyelerine halkın temel ihtiyaçlarından kısıp savaş makinesine bütçe ayırmayı dayatmanın adıdır.

NATO’nun nükleer silahlanma yarışına hız vermesi insanlığın geleceğini büyük bir tehlikeye atmaktadır.

NATO yetmiş yıldır faaliyet gösteren bir savaş örgütüdür. Yalanlarla, zorbalıkla, cinayet ve katliamlarla dolu yetmiş yıllık bir suç sicili birikmiştir.

İnsanlık NATO’suyla, PESCO’suyla, AB’siyle yeryüzünde barışın ve güvenliğin en büyük düşmanı emperyalizmden ve Siyonizm’den kurtulmalıdır. Bu nedenle özgür ruhlar ve direnişçi bireyler NATO, ABD ve Siyonist İsrail ile mücadeleyi gündemlerinden hiçbir zaman düşürmemelidir.

Özgür halklar NATO’nun tüm uzantılarıyla birlikte ülkelerimizden ve bölgemizden çıkması, üslerin kapatılması ve bu suç örgütünün yok edilmesi için mücadeleye devam etmek zorundadır.

Değerli basın mensupları ve aziz vatandaşlarımız!

Ülkemizin bir an önce NATO’dan çıkma süreci başlatılmalı bu bağlamda ilk iş olarak Seyyid Battal Gazi’nin şehrinde kurulu olan Kürecik NATO Radar üssü hiç vakit kaybetmeden sökülmeli burada çalışan ABD’li ve İsrailli personel ülkelerine gönderilmelidir.

Türkiye’nin ABD’nin uydusu olmak istemediğini ilan etmenin tam zamanıdır.

Biz, tüm siyasi partileri ülkemizin NATO’dan çıkması ve üslerin kapanması yönünde ortak irade göstermeye ve karar almaya; ayrıca Sivil Toplum Kuruluşlarını, alimleri, aydınları ve kanaat önderlerini bu konuda toplumu cesaretlendirecek açıklamalar yapmaya davet ediyoruz.

Biz, ülkemizde anti emperyalist ve anti Siyonist bilincin artması ve kök salması ve ayrıca Türkiye’nin NATO’dan çıkması ve üslerin kapanması talebimizi gündeme getirmek için her ayın ilk Cumasında burada olacağız. Her ayın ilk Cuma gününü ‘NATO’YA VE ÜSLERİNE HAYIR CUMASI’ olarak çeşitli etkinliklerle ihya edeceğiz İnşallah. Başta siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşları olmak üzere toplumun tüm kesimlerini bu önemli konuda Anadolu’muzun tüm şehirlerinde harekete geçmeye çağırıyoruz.

NATO genel sekreterinin 6 Mayıs’ta ülkemize gelecek olmasını da şiddetle kınıyoruz.

Kıymetli basın mensupları ve aziz vatandaşlarımız!

Kumarbaz Trump, Siyonist Rejimin güvenliğini sağlamak için uluslararası hukuku ve BM bildirilerini çiğneyerek bölgemizdeki meşru direniş hareketlerini ve orduları sırayla terör örgütü ilan etmektedir. Halbuki tüm dünya Büyük Şeytan ABD’nin terörü ortaya çıkarıp beslediğini çok iyi bilmektedir. Bizim açımızdan ABD, terörizmin destekçisi bir devlet ve Amerika Merkez Kuvvetler Komutanlığı CENTCOM da bir terör yapılanması ve örgütüdür. Aklı noksan Trump aldığı bu maceracı kararla Batı Asya’da bulunan tüm askerlerini ateşe atmıştır. ABD yıkıcı politikalarıyla Türkiye dahil tüm İslam ülkelerinin güvenliğini sabote etmeyi sürdürmektedir.

Değerli basın mensupları ve kıymetli vatandaşlarımız!

Bildiğiniz gibi Küresel emperyalizmin ve Siyonizm’in hizmetinde olan habis ve melun Suud Krallığı masumların kanını dökmeye devam ediyor.

Kutsal mekan ve şehirlerin de içinde bulunduğu Hicaz topraklarını işgal altında tutan zalim Suud rejimi bir yandan ABD ve Korsan İsrail ile işbirliğini en üst düzeye taşıyıp ülkenin yer altı kaynaklarını ve tüm imkanlarını emperyalizme ve Siyonizm’e peşkeş çekerken diğer taraftan da ülke içerisindeki haksızlık ve zulümlere karşı sesini yükselten insanları acımasızca katlediyor.

Büyük Şeytan ABD ve Siyonist İsrail’in özellikle kumarbaz Donald Trump’la birlikte başta Filistin olmak üzere İslam ülkelerine karşı pervasızca saldırdığı böyle kritik bir dönemde vampir Suud yönetimi, ülkedeki gayri meşru fasid düzene itiraz eden her Müslümanı idam etmekte veya zindanlara atıp hayatını karartmaktadır. Şu anda ister Sünni ister Şii olsun çok sayıda alim, akademisyen ve aktivist bu zalim Vehhabi yönetime itiraz ettiklerinden dolayı ya canlarından ya da hürriyetlerinden olmaktadır.

Melun Suud rejimi, şimdi de çoğunluğu Ehli Beyt mektebine mensup 37 masum mümini terör iftirasıyla idam ederek, yakın zamandaki en vahşi infazı gerçekleştirdi.

BM Komiseri, idam edilen masum Müslümanlardan en az 3’ünün reşit olmadığını söyledi. Yani hukuken idam edilemezlerdi.

Arabistan’ın altı şehrinde şehit edilen 37 kişiden 2 müminin pak naaşları halka gözdağı vermek üzere bir meydanda direğe bağlanarak teşhir edildi.

İnsan Hakları Örgütleri, suçları ‘kraliyet karşıtı gösterilere katılmak’ olan 37 müminin gözaltı sırasında ifadelerini işkence altında verdiğini ve mahkeme kararlarının da ‘Düzmece Duruşmalarla’ alındığını söylüyor.

Esasında uluslararası hukuka göre toplu idamlar bir savaş suçu ve cinayet sayılıyor. Fakat söz konusu suçu işleyen Suud Krallığı olunca ABD ve Batılı ülkeler deve kuşu misali başlarını kuma gömüyor.

Zalim Suud yönetimi idamı; halkın meşru siyasi, ekonomik ve sosyal taleplerini bastırmak için bir araç olarak kullanıyor.

Gerçi bu idamlar eli kanlı Suud rejiminin ilk cinayeti değil. Bu batı uşağı melun rejim kurulduğu günden bu yana Müslüman kanı dökmektedir.

Suudi Amerika Veliaht Prensi Muhammed bin Selman göreve geldiği 2015’ten bu yana muhaliflere yönelik ciddi baskı uyguluyor ve özellikle Siyonist İsrail’e açıktan destek veriyor. Selman, Suudi Arabistan’da yaşayan Filistinlilere ve Filistin direnişine destek veren vatandaşlarına da kan kusturuyor.

Melun Suud rejimi geçtiğimiz yıl 149 kişiyi idam etti. Bu yıl ise bu sayıya daha şimdiden 104 kişi daha eklendi.

Doğrudur, adil bir yargılama olmadan idam edilen bu kardeşlerimiz Suudi Amerika rejimine muhaliftiler fakat muhalefetleri ‘Sivil İtaatsizlik’ şeklindeydi. Yani bazı İslam ülkelerinde olduğu gibi sözde Arap Baharı adı altında ortaya çıkarılan karışıklıklarda ellerine silah alan veya tutuşturulan muhaliflerden değillerdi.

Biz, bu alçak ve satılmış Suud rejimini şiddetle kınıyoruz. Yüce Allah’ın laneti zalim ve gaddar Suud hanedanının ve atalarının üzerine olsun. Bu hainlerin zulmüne maruz kalarak şehit olan tüm kardeşlerimize ve şu anda cezaevlerindeki müminlere de selam olsun. 

Biz buradan, dünyanın tüm hür vicdanlı insanlarına, insan hakları örgütlerine ve İslami cemaat, parti ve sivil toplum kuruluşlarına sormak istiyoruz:

Yezidin soyu olan bu zalim Suud rejiminin Yemen’deki katliamlarına, kendi ülkesinde işlediği cinayetlere, Filistin ve Kudüs davasına yaptığı ihanete, kutsal mekanlarımız olan Mescidi Nebevi ve Beytullah’ı işgal altında tutmasına daha ne kadar susacaksınız?

Dünyanın körelmiş vicdanı bu hain Suud rejiminin pervasızca cinayetleri ve uygulamaları karşısında ne zaman harekete geçecek?

Türkiye’deki İslami cemaatler ve muhafazakar sivil toplum kuruluşları zalim Suud’un katliamlarına neden ses çıkarmıyor?

Dünya Müslümanları kutsal mekanlarına ve izzetlerine sahip çıkmak için daha ne bekliyor?

Biz, başta Türkiye Müslümanları olmak üzere tüm İslam dünyasını hain ve zalim Suud Krallığının cinayetleri karşısında sesini yükseltmeye, bu kötü gidişe dur demeye, hükümeti de Suudi Amerika öncülüğündeki şer koalisyonuna lojistik destek vermekten ve Suudlu pilotları ülkemizde eğitmekten vazgeçmeye davet ediyoruz. Hicazımızı işgal eden bu ABD ve Siyonist İsrail uşağı habis Suud rejiminin tarihin çöplüğüne atılmasının vakti gelip de geçmiştir bile!

Yüce Allah’ın izniyle Muhammedi ve Direnişçi İslam anlayışının evlatları yani Direniş Cephesi Erleri, çok yakında bu melun Suud hanedanına ve onların ağa babaları olan Büyük Şeytan ABD ve Siyonist İsrail’e gereken cevabı verecek, başta Medine-i Münevvere ve Mekke-i Mükerreme olmak üzere Kudüs’ümüzü işgalden kurtaracaktır. Rabbimizden bizlere de bu şanlı hareketin içinde birer nefer olarak yer almayı ve Özgür Kudüs’te İmam Mehdi’nin arkasında Hz. İsa ile birlikte omuz omuza namaza durmayı nasip etmesini niyaz ediyoruz.

Bu arada her hafta Cuma günü Gazze’de Siyonist Rejimle temas noktalarına giderek insanlık dışı ablukanın kalkması için gösteri düzenleyen Filistinli kardeşlerimizi Malatya’dan selamlıyoruz. Onlar bir iki saat sonra yine yürüyüş ve gösterilere başlayıp haklarını savunmak için Siyonist askerlerle çatışmaya girecekler. Desteğimiz ve duamız Gazzeli kardeşlerimizle.

Öte yandan rahmet ve bereket ayı olan Ramazan’a girmemize birkaç gün kalmışken özellikle din adamlarımızdan uyku orucu bozar mı sorularıyla uğraşmak yerine Amerika, İsrail ve Suud’la ilişkiler imanımıza bir halel getirir mi? Müslümanları katleden NATO’nun üslerinin ülkemizde bulunması caiz midir? gibi soruları gündeme getirmelerini ve halkımızı bilinçlendirmelerini istiyoruz.

Değerli basın mensupları ve muhterem vatandaşlarımız!

Bildiğiniz gibi mübarek Ramazan ayının son cuması tüm dünyada Kudüs Günü olarak yürüyüşlerle, basın açıklamalarıyla ve salon toplantılarıyla ihya ediliyor. Bizler de bu sene 31 Mayıs tarihine denk gelen bu önemli günü Soykan Meydanı’nda yapacağımız basın açıklamasıyla ve salon toplantısıyla ihya edeceğiz inşallah. İlerleyen günlerde bu programlarla ilgili detaylı bilgiyi medya yoluyla duyuracağız. Tüm vatandaşlarımızı bu etkinliklere katılmaya ve Türkiye’nin tüm il ve ilçelerinde Dünya Kudüs Günü’nü ihya edecek aktiviteler gerçekleştirmeye davet ediyoruz. Trump ve Siyonist damadının ortaya attığı ‘Yüzyılın Anlaşması’ adlı Kudüs ve Filistin’i tamamen işgal etmeye dayalı şer planın önüne geçmek için tüm dünya Müslümanları Kudüs Günü’ne sahip çıkmalıdır.

31 Mayıs Dünya Kudüs Günü’nün ardından 7 Haziran Cuma günü NATO’ya ve Üslerine Hayır demek için yine burada buluşmak üzere hepinizi yüce Allah’a emanet ediyoruz.

KÜRECİK NATO RADAR ÜSSÜNE HAYIR İNİSİYATİFİ 

kudusgunu.com

Görüntünün olası içeriği: 4 kişi, kalabalık ve açık hava

Görüntünün olası içeriği: 4 kişi, kalabalık ve açık hava

Görüntünün olası içeriği: 4 kişi, ayakta duran insanlar, kalabalık ve açık hava

Görüntünün olası içeriği: 3 kişi, Salih Yakup dahil, kalabalık ve açık hava

Görüntünün olası içeriği: 8 kişi, ayakta duran insanlar, ayakkabılar, kalabalık, çocuk ve açık hava

Görüntünün olası içeriği: 6 kişi, ayakta duran insanlar ve açık hava

Görüntünün olası içeriği: 4 kişi, kalabalık ve açık hava

Görüntünün olası içeriği: 4 kişi, açık hava

Görüntünün olası içeriği: 5 kişi, ayakta duran insanlar, kalabalık, ayakkabılar, ağaç, çocuk ve açık hava

Görüntünün olası içeriği: 3 kişi, Salih Yakup dahil, kalabalık ve açık hava

Görüntünün olası içeriği: 4 kişi, ayakta duran insanlar ve açık hava

Görüntünün olası içeriği: 5 kişi, ayakta duran insanlar

Görüntünün olası içeriği: 5 kişi, ayakta duran insanlar ve açık hava

Görüntünün olası içeriği: bir veya daha fazla kişi, kalabalık ve açık hava

Görüntünün olası içeriği: 6 kişi, ayakta duran insanlar, kalabalık ve açık hava

Görüntünün olası içeriği: 6 kişi, İlhan Emre dahil, kalabalık, ağaç, gökyüzü ve açık hava

Görüntünün olası içeriği: 4 kişi, kalabalık ve açık hava

Görüntünün olası içeriği: 3 kişi, ayakta duran insanlar ve kalabalık

 

Yorumlar