Nijerya'da Müslümanların öldürülmesi ve katliamı, ayrıca İslami Hareketlerin bastırılması özellikle de 2011 yılından beri şiddetlendi. O tarihten beri Nijerya hükümeti ve ordusu Amerika ve Siyonist Rejim gibilerinden aldıkları desteklerle bu şiddeti arttırmış ve bilhassa Şii gruplara mensup olanları geniş çaplı bir şekilde tutuklamaya başlamıştır.
Şimdi de Nijerya halkının Zarya bölgesinde katliam edilmesinin üzerinden dört yıl geçmiştir. 12 Aralık 2015'te bini aşkın Nijeryalı Şii, Nijerya ordusu tarafından suçsuz olmalarına rağmen şehit düşürüldü. Bu katliamın içleri sızlatan hikayesi Nijerya Müslümanlarından bir grubun Şiilerin sekizinci İmamı, İmam Rıza as'ın yas merasimleri için Zarya kentinin Bakıyetullah Hüseyniyesi'ni hazırladıkları andan itibaren başladı. Bu sırada Nijerya ordusu bu gruba vahşice saldırdı.
Bu vahşi saldırı sırasında, sıradan insanların yanı sıra Şeyh Zakzaki'nin yardımcısı Şeyh Muhammed Turi ve Şeyh Zakzaki'nin hekimi Dr. Mustafa Said ve ayrıca İbrahim Osman ve Cemmi Gelima gibi Nijerya İslami Hareketi üst düzey üyelerinden bir kaç kişi de düşürüldü. Bunun cinayetin ardından ise Nijerya ordusu bu hüseyniyeyi de ateşe verdi. Nijerya ordusu bu vahşice saldırı ile yetinmeyip daha sonraki günlerde de başka facialara imza attı. Nijerya ordusu hüseyniyeyi yaktıktan bir gün sonra sabahtan öğlene kadar Şeyh Zakzaki'nin evine saldırıp onu desteklemek üzere toplanan sivilleri katliam ettiler. Aslında oraya toplanan insanlar canları pahasına Şey Zakzaki'yi savundular.
Şeyh Zakzaki'nin davranışları, uzlaşmaya dayalı olup şiddetten uzaktı. Şeyh Zakzaki hiçbir zaman güvenlik takımı ve korumalarının silahtan yararlanmasına izin vermiyordu. Her halükarda Nijerya ordusu güçleri onun evini de ateşe verip alevlerde yanan eve bile saldırıp birçoğunu şehit düşürüp ve Şey Zakzaki'yi ağır bir şekilde yaraladılar. Bu saldırıda Nijerya güvenlik güçleri Şeyh Zakzaki'nin gözleri önünde 3 oğlunu şehit düşürdüler. Tabii bunun bir yıl öncesinde Kudüs günü yürüyüşleri ve gösterilerinde de Nijerya ordusu göstericilere saldırıp Şeyh Zakzaki'nin üç diğer oğlunu da şehit düşürmüştü. Böylece Şeyh'in 6 oğlu bir yıllık süre içerisinde şehit düşürüldü.
Nijerya ordusu tüm bu cinayetlerle yetinmeyip aynı günde Şeyh Zakzaki'nin eşine de kurşun sıkıp ardından da Şeyh Zakzaki'yi kurşunlayıp Şeyhi ağır bir şekilde yaraladı. Aynı sıralarda Şeyh'in kızı yakalandı ve feci bir şekilde yere serildi. Şeyh Zakzaki'nin ablası ise aynı yerde şehit düşürülür. Oradaki hamile bir kadın ise aldığı darbelerden çocuğu düşer ve kendisi de şehit olur. Nihayetinde Şeyh Zakzaki ve eşi bilinmeyen bir yere intikal ettirildi.
Bu facialar Nijerya anayasasında dinlerin özgürlüklerine yer verildiğine rağmen yaşanmıştır.
Şimdi de sorulması gereken soru ne silah taşıyan ne bir saldırı, sabotaj ve ayaklanmaya teşebbüs etmeye niyeti olmayan Müslümanların hangi suçla öldürülmesidir. Sadece Hüseyniye'de dini bir merasim düzenlemek için suçlu mu sayılmışlar?
Herkes tarafından iyi huylu ve karakterli bir kişi sayılan Zakzaki barış yanlısı ve şiddet karşıtı bir kişi olarak da bilinir. Şimdi böyle bir kişi neden işkence altında kalmış, ev hapsinde tutulmuş ve daha sonra zindana atılmıştır? Bu sorular ve beraberindeki yüzlerce soru işareti Nijerya genelinde Müslümanlar'a karşı bir cinayet sürecinin başlatıldığını gösteriyor. Ancak Nijerya ordusu ve hükümeti bu cinayetler karşısında hiçbir sorumluluk üstlenmemiştir.
Genel olarak Mülsümanlar'a karşı zulüm ve cinayetler karşısında sessizlik ve boykot siyaseti izleyen uluslararası kurumlar ve topluluklar da şimdiye dek Nijerya ordusu ve hükümetinin cinayetlerini kınamak için bir bildiri bile yayımlamamışlardır. Associated Press'in raporuna göre kimi insan hakları aktivisti cinayetlerin yaşandığı yılda yani 15 Aralık gününde Nijerya ordusunu yüzlerce insanı öldürmekle suçladı. Bu raporda tahminen bin kişinin ölümüne yol açan katliam, Müslümanların Zarya şehrindeki katliamı olarak adlandırıldı.
Şeyh Zakzaki'nin kızı Süheyla Zakzaki Tahran'da düzenlenen bu facianın yaşanmasının 14'üncü yıldönümü oturumunda şöyle bir açıklamada bulundu: "Dört yıl önce Nijerya ordusu insanlık dışı bir şekilde aralarında 297 kadın, 23 gebe kadın, 548 erkek ve 193 çocuğun bulunduğu bini aşkın suçsuz insanı katliam etti. 39 aile de tamamen yok edildi. Nijerya ordusu binaları yakıp yıkarak, insanları diri diri yakarak, ve bebekleri bile öldürerek tiksindirici bir cinayete imza attı.
Süheyla Zakzaki sözlerine şunları da ekledi: "Tüm bu vahşilik, ordunun iddiasına göre, ordu komutanının öldürülmesine bir tepki idi. Ancak şimdi her şey ortaya çıkmış ve bu cinayetin tasarlanmış ve yönetilmiş bir cinayet olduğunu gösteriyor. Bu cinayetler Zakzaki ve onu izleyenlerin yok edilmesi için planlanmış, böylece Nijerya'daki İslami Hareket susturulmaya ve sonlandırılmaya çalışılmıştır.
Şeyh Zakzaki'nin kızı konuşmasının devamında şöyle bir açıklamada da bulundu: "O olaydan sonra Şeyh Zakzaki, eşi Malama Ziynet ve birçok kişi adaletsiz bir şekilde yakalanıp serbest bırakılmaları için her türlü girişim de engellendi. Ayrıca Nijerya İslami Hareketi'nin bir çok defa düzenlenen barışçıl protesto gösterileri ve toplanmalarda da birçok insan rejim güçleri tarafından öldürülmüş ve kimi durumlarda da Müslümanları katliam etmek için paralı gruplar faaliyete geçirilmiştir.
Tüm bunlar, Nijerya yüksek mahkemesinin 2016 yılında Şeyh Zakzaki'nin serbest bırakılması hükmünü verdiği halde yaşanmıştır. Ancak Nijerya ordusu bu hükmü yürürlüğe sokmaktan hep kaçınmıştır.
Şeyh Zakzaki'nin kızı ayrıca Şeyh Zakzaki ve annesinin durumunun vahameti ile ilgili de şöyle dedi: "Anne ve babamın sağlık durumları günden güne daha da kötüleşmektedir. Bu hükümetçe bilinmektedir. Şeyh'in sağlık sorunları onu kalp krizi geçirme aşamasına getirmiş . Annemin durumu da o kadar kötü ki yürüyemez hale gelmiştir. Son zamanda da Şeyh'in tüm bu sağlık sorunlarının yanı sıra bir de zehirlendiği haberini aldık. "
Bu sözlerden Şeyh Zakzaki'nin son günlerde kirli ve hijyensiz bir ortama intikal ettirildiği ve yeni işkenceler ve zulümlere maruz kaldığı anlaşılmaktadır.
Nijerya ordusu ve hükümetinin Nijerya İslami Hareketi lideri Şeyh Zakzaki ile düşmanlığı, Nijerya İslami Hareketini siyasi bir hareket olarak düşünmelerinden dolayıdır. Nijerya Afrika kıtasının en kalabalık ülkesi ve dünyanın en kalabalık 10'uncu ülkesidir. 170 milyon nüfusa sahip olan Nijerya'nın yarısı Müslümanlardan oluşmaktadır. Nijerya'da Şiilerin nüfusunun artması ile Siyonist Rejim ve Suudi Arabistan Nijerya hükümetini Şiilerin devrime girişimlerinden korkutmuş ve Müslümanların bastırılması için Boko Haram gibi IŞİD'e bağlı terör örgütlerini mali ve askeri açıdan desteklemiştir.
Boko Haram terör örgütü Müslümanları en feci şekilde öldürmektedir. Müslümanların öldürülmesi ve katliamı ve İslami hareketlerin bastırılması bu ülkede özellikle de 2011 yılında başlamıştır. Bu yıldan beri Nijerya ordusu ve hükümeti Siyonist Rejim İsrail ve Amerika gibi menfur rejimlerin destekleri ile Şii gruplara mensup olanları başına buyruk bir şekilde tutuklamaya başlamıştır. Tabii bu süreç içerisinde Şiiler yakalanıp, hiçbir yargı denetiminden geçmeyerek işkenceye maruz kalıp katliam edildiler. Bu girişimler Boko Haram'ın Şiilere karşı yaptığı terör saldırılarına paralel olarak yürütüldü ve finansmanlığı da Suudi Arabistan tarafından yapıldı. Böylece Nijerya merkezi hükümeti ve Siyonist Rejim İsrail bu bölgelerde Şiiliği yok etmek için Şiiler karşıtı girişimlerde bulundu ve sonunda da 2015 cinayetleri ile sonuçlandı.
Şeyh Zakzaki'nin içi boş bahaneler ile yakalanması da aslında Suudiler, cinayetkar Siyonistler ve Amerika'nın işbirliği ve koordinasyonu ile Nijerya'daki Müslümanların hareketinin yayılmasını önlemeye yönelikti. Nijerya hükümeti ve yandaşları bu ülkenin Kuzeyindeki İslami Hareketin büyümesinden ve hatta komşu ülkelere yayılmasından büyük tehlike duyup Müslümanları ve bu hareketi yok etmeyi kafaya koydular. Tüm bunlara rağmen Nijerya İslami Hareketi sadece dini ve kültürel bir hareket olup siyasi açıdan da sadece bebek katili Siyonist Rejim İsrail'e karşı faaliyet yürütüyordu. Nijerya İslami Hareketinin en önemli talepleri arasında Nijerya'nın Siyonist Rejimle ilişkileri kesmesini istemesine değinebiliriz. Zaten Nijerya ordusu da bu ülke ve Siyonist Rejim arasındaki ilişkilerden dolayı 2014'te Kudüs gününde Şiilerin Siyonist Rejim karşıtı gösterilerini bastırdı. Bu saldırılarda Şeyh Zakzaki'nin 3 oğlu olmak üzere 33 kişi şehit düşürülmüştü.
2015 yılının sonlarında da Şeyh Zakzaki'nin merkezi hükümete bir mektup yazarak Siyonist İsrail ile ilişkilerin kesilmesini istediği sırada Nijerya ordusu bu talebe bin kişiyi şehit düşürüp Zarya'daki Bakiyetullah Hüseyniye'sini yakarak yanıt verdi. Şeyh Zakzaki o dönemde verdiği röportajda şöyle bir açıklamada bulunmuştu: "Merkezi hükümet Nijerya'nın petrolüne susamış Batı'nın uşağıdır. "
Şimdi de Şeyh Zakzaki ve eşinin vahim durumu ve ve mahpusta tutulmaları Nijerya'da ve diğer ülkelerde Müslümanların itirazlarına neden olmuştur. Ancak Amerika ve Siyonist Rejimin siyasetlerine uygun bir şekilde hareket eden insan hakları kurumları ve toplulukları sorumluları hala sessizlik takınarak bu büyük insanın şehadete uğramasını bekliyorlar. Tüm bunlara rağmen Şeyh Zakzaki bildiği yoldan sapmayacak ve gönüllerde kalmaya devam edecektir.
parstoday