Sıradan bir filmden çok daha fazlası olan “Serap*” filmi, Filistin'deki Direniş Hareketi'nin gücünü gözler önüne serdi. Film bu gücün, eğer İsrail Gazze ile bir savaşa girerse, büyük sürprizler yapacak önemli bir aktör olduğunu kanıtladı.

El-Meyadin televizyon kanalında yayınlanan “Serap” adlı kısa film, Gazze'deki Hamas Hareketi'nin silahlı kanadı olan İzzeddin El-Kassam Tugayları'nın Tel Aviv'e verdiği önemli bir istihbarat dersi değerindedir.

Düşman İsrail, Direniş'in füzelerine ulaşarak parlak bir zafer elde ettiğini düşünüyorken, Filistinlilerin attığı yemi yuttu. Direniş tarafından hazırlanan “Serap” filmi, Filistinlilerin istihbarat alanında işgal devletinin daima başarılarıyla övündüğü “Şin Bet” servisinden üstün olduğunu gösterdi.

Filmin ayrıntılarına, Filistin Direnişi'nin nasıl planladığına ve İsrail'in Şin Bet servisindeki üst düzey görevlileri nasıl yanılgıya düşürdükleri konularına girmeyeceğim. Ancak filmde en dikkat çeken unsurlardan biri, Siyonist ordu Genelkurmay Başkanı ve birkaç görevlinin Gazze'den kendilerine ulaşan bazı bilgilerden dolayı övündüğü ses kayıtlarıdır. Filmin devamında bu bilgilerin İzzeddin El-Kassam Tugayları tarafından ortaya atılan zokalar olduğu ortaya çıkıyor. Bu durum, işgal devletinin en güçlü güvenlik organlarından biri ve en üst düzey yetkilileri için tam bir utanç kaynağıdır.

Filistin Direniş Hareketi'nin yeteneklerinden kuşku duyan bazı kişilere, “Serap” kısa filminin yayınlanmasını ardından sorulması gereken bir soru var: Düşman İsrail'e karşı savaşında yenilmiş bir zihniyete sahip olan bazı şüphecilerin, artık Filistin Direniş Hareketi'nin İsrail önünde kırılmayacağı ve gelecek savaşta hiçbir yenilgiyi kabul etmeyeceğinden emin olması gerekmiyor mu?

Bahsi geçen kısa filmde gösterilenler, Direniş'in düşman hakkında ifşa etmek istediği bilgilerdir. Yani İsrail, Direniş'in elinde ifşa edemeyeceği kadar önemli çok daha fazla bilgi ve sızıntılar olduğundan emin olmalıdır. Elbette bu bilgiler, istihbarat kaynakları ve bilgilerini korumak amaçlı gizli tutulmaktadır. Filistinli grupların İsrail'in derinliklerine ne derece ulaşabildiğini soracak olursak, bu sorunun cevabı İsrail içindeki başlıklar, isimler, kişilerin nitelikleri ve hassas mekânlara kadar girdiğini bilmeliyiz.

Filistinli grupların akıllı füzeler ve istihbarat bilgileri alanında kaydettiği büyük gelişme, işgal ordusuna karşı önemli bir caydırıcılık oluşturmaktadır. Bu durum Lübnan'daki İslami Direniş için de geçerlidir. Dolayısıyla Güney Lübnan ve Gazze, İsrail'in varlığı için adeta bir ölüm kalım tehlikesi oluşturuyor. İsrail bu tehlikeyi kolaylıkla bertaraf edemeyecektir. Çünkü görüldüğü üzere, İsrail'in düşmanı hakkında sahip olduğu istihbarat bilgileri karşısında, Direniş'in de işgal devleti ve olayları yönetme şekli hakkında çok kritik bilgilere sahip olduğu anlaşıldı.

Elbette gasıp İsrail'in zayıf bir devlet haline geldiğini ve tehlike oluşturmadığını asla söylemiyoruz. Aksine, gücün iki tarafı da askeri ve istihbarat alanında önemli kılan bir dengeye tanık olduğunu söylüyoruz. Bu durum, onlarca yıldır tehdit olarak gördüğü Arap ordularını yok etmek için çalışan işgal rejimi için büyük bir korku ve endişe kaynağı haline gelmiştir.

Sonuç olarak, “Serap” filminin belirli bir olayı anlatan sıradan bir filmden çok daha fazlası olduğunu ve Direniş Hareketi'nin gücünün boyutunu tüm dünyanın gözleri önüne serdiğini söyleyebiliriz. Bu güç eğer İsrail Gazze ile bir savaşa girerse, büyük sürprizler yapacak önemli bir aktördür.