Sudan'daki siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, medya, gençlik ve bilim grupları Cumartesi günü "İsrail ile İlişkilerin Normalleşmesine Karşı Direniş İçin Sudan Halk Güçlerinin" kurulduğunu açıkladı.
Cumartesi günü Sudan'da en önde gelenleri "El-Muttamar El-Şabi" Partisi (Halk Kongresi), "Şimdi Reform" Hareketi, “Minber el-İslam el-Adl” (Adil Barış Kürsüsü), “Şebab el-Mustagılin” Birliği (Bağımsız Gençlik) ve “Heyet-i Uleme-i Sudan” (Sudan Alimler Birliği Konseyi) olmak üzere 28 parti, grup ve örgüt, "İsrail ile İlişkilerin Normalleşmesine Karşı Direniş için Halk Güçleri" tüzüğünü imzaladı.
Bu halk cephesinin oluşumu, cumartesi günü Sudan'ın başkenti Hartum'da düzenlenen bir basın toplantısıyla duyuruldu.
Bu tüzüğü imzalayanlar arasında “El-İttihad-ı Sudani lil Ulema ve’l Eimme ve’l Daat” (Sudan Alimler, İmamlar ve Vaizler Birliği), “İhvan-ı Müslimin” (Müslüman Kardeşler) “Tecemmü Akademiyyun Zıddi Tedbi ve “Rabıyati İlamiyun Zıddi Tedbi” (İlişkilerin Normalleşmesine karşı Akademisyenler Birliği ve İlişkilerin Normalleşmesine Karşı Gazeteciler Birliği) de vardı.
Siyonist rejimle ilişkilerin normalleşmesine direniş için halk güçlerinin temsilcisi Dafiyullah Tac’us Sır basın toplantısında şunları söyledi: ‘Kaynaklarımızı ve servetimizi çalmaya gelen işgalci Siyonist rejimle ilişkilerin normalleşmesinden hiçbir şey kazanmayacağız.’
Bu temsilci ayrıca, ülkedeki tüm siyasi grupları ve partileri İsrail ile ilişkilerin normalleşmesine karşı çıkan bir tüzük imzalamaya çağırdı.
Bu direniş hareketinin temsilcisi aynı zamanda, Sudan'ın geçiş hükümeti ile Siyonist rejim arasındaki ilişkilerin normalleşmesine karşı bir milyon imza toplamak için bir halk hareketinin başlatıldığını açıkladı.
Sudan Halk Kongresi Partisi lideri Tarık Babekr düzenlediği basın toplantısında şu ifadelerde bulundu: ‘İsrail ile ilişkilerin normalleşmesi meselesinin siyasi, ekonomik ve sosyal boyutları vardır. Sudan'daki tüm liberal siyasi partileri ilişkilerin normalleşmesini reddetmeye çağırıyoruz çünkü ilişkilerin normalleşmesi bize özgürlüğü ve demokrasiyi tanımayan bir diktatörlük getirecektir. Filistin halkının başkent Kudüs'teki tüm topraklarına erişim haklarını savunuyoruz ve şehrin doğu ve batı olarak bölünmesini asla resmi olarak tanımıyoruz.’
Uzlaşma Karşıtı Halk Güçlerinin bildirisinde şu ifadeler yer aldı:
‘Filistin davası, toprakları işgal edilmiş ve kutsallıklarına saygısızlık yapılmış bir ulusun davasıdır ve Filistin halkının hakları, özgür ulusların ve tüm insan haklarının mutabakatıdır.
İsrail ile ilişkilerin normalleşmesi, baskıcı ve zorba İsrail rejimi için psikolojik ve siyasi bir zafer ve mazlum Filistin ulusuna acımasız bir darbedir.
Siyonist rejimle ilişkilerin normalleşmesini, karanlıkta ve yanlış yola saparak gerçekleşen ve istemeden Sudan'ı tuzağa düşüren aşağılayıcı bir anlaşmadır.’
Sudan Dışişleri Bakanlığı 23 Ekim'de geçiş hükümetinin İsrail ile ilişkileri normalleştirmeyi kabul ettiğini açıkladı. Sudan, Siyonist rejimle uzlaşan Mısır (1979), Ürdün (1994), BAE ve Bahreyn'den (2020) sonra beşinci ülke oldu.
Yakın zamana kadar Sudan'ın Siyonist rejimle olan düşmanlığı, bu ülkenin siyasi ve ulusal doğasının ayrılmaz bir parçasıydı. Öyle ki, Siyonist rejim, Güney Sudan güçlerine Sudan'dan ayrılmaları için silah ve eğitim yardımı sağlamış ve Güney bağımsızlığının Sudan'dan ayrılmasında rol oynamıştır.
Sudan'ın Siyonist rejimle normalleştiğinin açıklanmasının ardından, iktidar koalisyonu ortak partileri de dahil olmak üzere Sudan'daki bazı siyasi gruplar, bu anlaşmaya şiddetle karşı olduklarını ifade ettiler.
rasthaber