Rapora göre 2017 ile 2020 yılları arasında yani Donald Trump'ın Başkanlığı döneminde Siyonist rejim İsrail, yerleşim alanlarında 26 bin 331 yeni konutun inşasına onay vermiştir.
Buna ilaveten 2013 ila 2016 yıllarında da 10 bin 331 konutun inşasına onay verilmiştir.
Yerleşim birimlerinin inşa edilmesi Siyonist Rejimin uzun vadeli stratejilerinden biri olarak Siyonist Rejimin İsrail'in kurulmasından 50 yıl önce dikkatle izlenmiştir. 1897 yılında düzenlenen ilk Siyonizm kongresinde, Siyonizmin amacının Filistin'deki Yahudiler için ulusal bir vatan inşa etmek olduğu bildirildi. Bu yüzden yerleşke alanlarının inşasının ilk amacı siyonistler için vatan kurmaktı.
1948 yılında siyonist İsrail'in kurulması ve ulusal vatan inşasının ardından, Siyonist yerleşim alanların inşası çerçevesinde, en önemlileri arasında işgal topraklarda demografik değişimlerin yapılması gibi önemli hedefler izlendi.
İsrail rejimi bu önemli hedefini dünya genelinden Yahudileri Filistin topraklarına göç ettirme siyaseti ile gerçekleştirmeye çalışıyor. Göçün artması ile bir başka önemli adım ilgi odağına yerleştirildi. Bu çerçevede göç ettirilen Yahudilere yerleşim alanları inşa edilmeye başlandı ve hep bu inşa süreci daha kuvvetli bir şekilde devam ettirildi.
Gerçekte yerleşim alanları inşası Filistinlilerin de kendi topraklarından zorla göç ettirilmesi ile doğrudan ilişkili oldu. Şimdi de siyonist rejim coğrafi anlamda Filistinlilerin yaşadığı bölgelerin derinliklerinde yeni yerleşim alanları inşa etmekle Filistinlilerin evlerini yıkıyor ve onları göçe zorluyor. Böylece dünya Yahudilerinin işgal altındaki topraklara göçünü arttırarak Filistin topraklarındaki demografik yapı ve dengeyi de bozuyor.
Böyle bir sürecin nihai amacı ise işgal altındaki toprakların tamamen Yahudileştirilmesi ve Filistin kimliğinin yok edilmesi ile birlikte coğrafi açıdan da yayılmaktır. Ayrıca bu doğrultuda güvenlik amaçları da güdüyor. Siyonist rejim yöneticileri yerleşim alanları inşasının devam etmesi ve işgal altındaki topraklarda nüfus yapısı ve dengesinin değişmesinin İsrail için daha fazla güvenlik getireceğini düşünüyorlar.
Uzun vadeli bir strateji olarak yerleşim alanları inşa edilmesi İsrail için büyük önem taşıyor, nitekim siyonist başbakanı Golda Meir 1960'lı yıllarda yaptığı açıklamada, "İsrail için belirli sınırlar söz konusu değildir. İsrail'in sınırları Yahudilerin yaşadıkları bölgelere kadardır." Dedi.
Tabii siyonist yerleşim alanları inşa sürecinin devamı, bir cinayet sayılır. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Aralık 2016'da 2334 sayılı kararı ile bu girişimi kınamıştır. BM yerleşim alanları inşa edilmesi sürecinin durdurulmasını istese de İsrail rejimi bu kınamalara kayıtsız kalarak yerleşim alanları inşa etmeye devam ediyor.
İşgalci rejimin Güvenlik Konseyi kararlarına kayıtsızlığın önemli nedenlerinden biri, Amerika başkanı Donald Trump'ın İsrail'i desteklemesidir. Amerika'daki farklı hükümetler hep İsrail'in Filistinlilere karşı işlediği cinayetlere destek vermiştir. Ancak Trump bu desteği zirveye taşımıştır. Irkçı Yüzyılın Anlaşması projesinde yerleşim alanları inşa konusuna yer verilmese de projenin ruhunda ve özünde bu konu desteklenmiştir. Suriye'nin Golan bölgesi ve Kudüs’ün işgal topraklarına ilhak projeleri, İsrail rejiminin yeni yerleşim alanları inşa etmesi ile doğrudan ilişkilidir.
Trump'ın bu destekleri ve gerici Arap rejimlerinin siyonist rejim İsrail ile ilişkilerini normalleştirilmesi ayrıca İsrail rejiminin Güvenlik Konseyi kararlarına kayıtsızlığı sonucu son 4 yılda yerleşim alanları inşa süreci iki buçuk kat daha artmıştır.
parstoday