Hizbullah Hareketi Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah, Perşembe gecesi El-Cerih Günü (Gaziler Günü) münasebetiyle bir konuşma yaptı.

 

Seyyid Hasan Nasrallah, Hz. Ebu’l Fazl’ın (as) doğum gününü Gaziler Günü olarak ilan ederek, bu günü Lübnan’daki direnişin gazilerine tebrik etti. Hizbullah Hareketi Genel Sekreteri konuşmasının başında, bugünün gaziler günü olarak seçilmesinin nedenlerine değindi ve Hz Ebu’l Fazl Abbas’ın bir gaziden çok daha fazlası olduğunu söyledi. 

 

Seyyid Hasan Nasrallah başta tüm direniş şehitlerinin ailelerine teşekkür etti ve şehit ailelerine baş sağlığı dileyerek şu ifadelerde bulundu: ‘Direniş kuvvetleri ve onların aileleri, direnişin yolu ve hizmet etmeleri gereken bölge konusunda basiret sahibi oldular.’ 

 

Hizbullah Hareketi Genel Sekreteri, Yemenlilerin geçtiğimiz günlerde el Kaide gibi terörist gruplar ile ABD istihbarat teşkilatı arasındaki bağlantılar hakkındaki açıklamalarına değinerek şunları söyledi: ‘Bu terörist grupların varlığı ve onları kimin yarattığı ve desteklediği gerçeği gün geçtikçe ortaya çıkmaktadır. 

 

Bizler, ulusların ulusal ordularını yok etmek için ABD istihbaratı tarafından oluşturulan, kullanılan, desteklenen ve silahlandırılan terörist gruplarla karşı karşıyayız. ABD'nin Yemen'den Irak ve Suriye'ye kadar bu gruplara destek verdiği görülmektedir.’ 

 

Lübnan ve Lübnan'daki iç durum 

 

Hizbullah Hareketi Genel Sekreteri, ülkedeki durumun siyasi partilerin ve hareketlerin özel dikkatine ihtiyaç duyduğunu belirterek şu ifadelerde bulundu: ‘Bu durumla uğraşırken bilgelik, akılcılık ve sorumlulukla hareket etmemiz gerektiğini unutmamalıyız. 

 

Direnişin düşmanları ve onu destekleyen ülkeler, Yemen, Suriye ve Irak'ta iç savaşlar başlattılar, İran ve Lübnan'da iç savaş başlatmaya çalıştılar ve şimdiye kadar Lübnan'da bunu başaramadılar.’ 

 

Hizbullah'ın hükümet kurmak için silaha ihtiyacı yok 

 

Seyyid Hasan Nasrallah sözlerine şöyle devam etti: ‘Bazı yabancı ve yerli taraflar ülkeyi bir iç savaşa sürüklemeye çalışıyor ve bunu yapmak için "yakıt ve yakacak odun" arıyorlar. Hizbullah, bir hükümet kurmak veya ekonomik veya mali durumu iyileştirmek için silah kullanma niyetinde değildir.’ 

 

Nasrallah, Lübnan kriziyle ilgili bazı görüşleri eleştirerek şunları söyledi: ‘Bazı insanların bu kriz için yanlış nedenler varsayması, yanlış tedaviler aradığımız anlamına geliyor ve tabi hesap kapatmak isteyen ve mevcut krizlere çözüm bulmaya çalışmayanlar da var. 

 

Lübnanlıların karşı karşıya olduğu krizin pek çok nedeni var ve tek bir nedeni çözüp diğer nedenleri bir kenara bırakırlarsa istedikleri sonuca varamayacaklardır. 

 

Bazıları bu krizlerle ilgili olarak, Lübnan'ın tüm sorunlarının Lübnan'ın silahı yüzünden olduğunu söylüyor. Silahlarımızı bıraksak sorunlar çözülecek mi? Onlar sadece, “Hizbullah, Hizbullah Hizbullah….” diyorlar. Tüm suçu Hizbullah'a yüklemek ve Direnişin silahının tüm bu sorunların sebebi olduğunu söylemek zulümdür.’ 

 

Lübnan'ın temel sorunları ABD'den kaynaklanmaktadır 

 

Seyyid Hasan Nasrallah şu ifadelerde bulundu: ‘Lübnan'daki sorunların ve krizlerin, yurtdışına mal ve para kaçakçılığı, mevduatların bloke edilmesi, Beyrut limanındaki patlama ve gerilimler gibi birtakım nedenleri vardır ve Lübnanlılar bu faktörleri çözmelidir, yoksa bir çözüm yoluna ulaşamazlar. 

 

Ancak Lübnan üzerindeki ABD baskısının ve ülkeyi belirli ekonomik tercihlere gitmekle korkutmasının Lübnan krizinin ana nedeni olduğu söylenmelidir. Lübnan'daki mevcut kriz, geçmiş on yılların politikalarının bir sonucudur. Bu krizin çözümü yalnızca bir hükümetin kurulması değildir; Bir hükümet kurulması, krizin çözümüne giden yolun başlangıcıdır.’ 

 

Seyyid Hasan Nasrallah, Perşembe günü Lübnan'da kabine kurmakla görevli Başbakan Saad Hariri ile Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn’ın Baabda Sarayı'nda bir araya gelmesiyle ilgili olarak şunları söyledi: ‘Bu ikilinin gelecek Pazartesi günü uzmanlar kabinesinde anlaşması halinde, Hizbullah bu kabineye katılacaktır. 

 

Amerika Birleşik Devletleri Lübnanlıların sorunlarının çözülmemesi için onları korkutuyor ve Lübnan'da da bazıları Amerikalıların korkusundan Çin'e yönelmekten korkuyor. 

 

Eski Irak Başbakanı (Adil Abdülmehdi) Çin'e gitti ve bu ülkenin yetkilileriyle iyi anlaşmalar yaptı, ancak cezalandırıldı ve iktidardan alındı.’ 

 

Hariri’nin uzmanları kabinesi 

 

Seyyid Hasan Nasrallah konuşmasının devamında yeni kabinenin oluşumundaki çıkmaza dikkat çekerek, Saad Hariri'ye, hazırladığını söylediği uzmanlar kabinesinin önemli, büyük ve cesur kararlar alıp alamayacağını sordu? 

 

Nasrallah, Hariri’ye, tüm yoğun yüklere ve krizlere dayanabilecek bir kabine oluşturmasını tavsiye etti. Çünkü Seyyid Hasan Nasrallah’a göre Hariri “ateş topunu" tek başına eline alamaz. 

 

Hizbullah Hareketi Genel Sekreteri şu ifadelerde bulundu: ‘Lübnan'ın görevdeki Başbakanı, siyasi güçleri içeren bir kabine kurmalı, hepsi sorumluluklarını üstlenmeli ve bu sorumlulukları yerine getirmeyen herkes adalet önüne çıkarılmalıdır. 

 

Lübnan'da bir yetkili yok. Tüm siyasi güçleri Lübnan krizini çözmek için kendi iç yeteneklerini ve dış ilişkilerini kullanmaya çağırıyorum. 

 

İran, Lübnan'daki akaryakıt krizini çözmek için iyi bir teklif yaptı. Dolar kullanmadan İran'dan petrol türevleri alıp lira olarak ödeyebiliriz.’ 

 

Eğer kabinenin oluşumu uzun ve kritik hale gelirse ...

 

Seyyid Hasan Nasrallah, Lübnan krizini çözmek için bir kabine kurulmasının gerekli olduğunu belirtti ve şunları söyledi: ‘Lübnan kabinesindeki kriz devam ederse, ilk çözüm mevcut kabinenin faaliyetlerinin devam etmesidir. Bu kriz devam ederse anayasaya başvurmaktan başka çare yoktur.’ 

 

Hizbullah Hareketi Genel Sekreteri,  Lübnan lirasının dolar karşısında keskin bir devalüasyona uğramasına değindi ve Lübnan Merkez Bankası Başkanına hitaben şunları söyledi: ‘Liranın değerini kontrol etmek sizin göreviniz ve sorumluluğunuzdur ve bunu yapabilir ve doların yükselmesine izin vermeyebilirsiniz.’ 

 

Seyyid Hasan Nasrallah, Hizbullah kuvvetlerine ve destekçilerine yönelik onların dolar üzerinden maaş aldığı konusunda yapılan suçlamalar hakkında şunları söyledi: ‘Hizbullah kuvvetlerinin büyük bir kısmı gönüllülerden oluşuyor ve yaptıkları işbirliği ve çabalar karşılığında herhangi bir para almıyorlar. Hatta Lübnan'da bazıları yüksek maaş alırken bile, Hizbullah'tan maaş alanlar zor bir hayat yaşıyorlardı.’ 

Rasthaber