Şehitlerin Rabbi olan yüce Allah’ın adıyla.
Şehadetinin 2. sene-i devriyesinde Kudüs Gücü’nün ölümsüz komutanı general Kasım Süleymani ve yine terörist ABD ordusunun saldırısında birlikte şehit oldukları Haşdi Şabi komutanı Ebu Mehdi El Mühendis’i bir kez daha rahmet ve özlemle anıyoruz.
Hiç kuşkusuz, Serdar Süleymani’nin hepsi birbirinden önemli ve değerli vasıf ve özelliklerinin içerisinde en önemli ve onu diğerlerinden ayıran vasfı; Kudüs (Filistin) davasına olan aşkı, sadakati ve bu yolda yaptığı fedakarlıklarıydı.
Şehit Süleymani’nin son 10 yılda Suriye ve Irak’ta büyük şeytan ABD tarafından doğrudan desteklenen IŞID teröristlerine ve diğer tekfirci gruplara karşı verdiği destansı mücadele onun Kudüs davasına yaptığı hizmetleri gölgede bırakmıştır. O, dost ve düşmanları tarafından kamuoyunda daha çok bu yönüyle tanınmış/tanıtılmıştır. Tabi bunda kendisinin görevi gereği Kudüs ve Filistin ile ilgili yürüttüğü hizmetleri gizli yapmak zorunda kalmasının da payı vardır.
Serdar Süleymani, özellikle 1998 senesinde İmam Hamenei tarafından Kudüs Gücü komutanı olarak görevlendirildikten sonra Filistinli ve Lübnanlı direniş gruplarıyla yoğun bir teşrik-i mesai içine girdi.
Şehidi zaten yakından tanıyan Hamas, İslami Cihad ve Hizbullah gibi direniş teşkilatlarının liderleri onunla koordineli bir çalışma içerisine girerek siyonist düşman karşısında zafer üstüne zafer kazandılar.
Hizbullah’ın 2000 ve 2006’da gasıp İsrail’e indirdiği darbelerde ve yine Gazze direnişinin 2008, 2012, 2014 ve 2021’de siyonist rejimin burnunu yere sürtmesinde Şehit Süleymani’nin çok büyük payı vardır.
General Süleymani ve Hizbullah’ın şehit komutanı İmad Muğniye Gazze’de siyonist düşmanın korkulu rüyası olan tünellerin mimarlarıdır. Aynı zamanda uzun ve kısa menzilli füzeler, İHA’lar ve SİHA’lar Kasım Süleymani’nin, İmad Muğniye’nin ve Seyyid Hasan Nasrallah’ın üstün gayretleri sonucu Gazze’ye sokulmuştur.
Hatta şu anda bu silahların Gazze’de bizzat direniş grupları tarafından üretilmesi, İmam Hamenei’nin emir vermesiyle Şehit Süleymani tarafından organize edilmiştir.
Bütün bu saydığımız hususları Filistin ve Lübnan İslami Direnişinin liderleri defalarca kamuoyu önünde açıklamışlardır. Tabi maslahat gereği daha açıklanmayan bir çok hususta mevcuttur. Onlar da zamanı gelince açıklanacaktır inşallah.
Şehit Süleymani eğer Suriye ve Irak’ta çıkarılan fitnelerle uğraşmak, vaktinin ve enerjisinin çoğunu bu ülkelerdeki ateşi söndürmek için harcamak zorunda kalmasaydı, emin olun bugün Kudüs’ümüzü siyonist işgalden kurtarmaya bir adım daha yaklaşmış olurduk. Fakat yine de Kasım Süleymani, Irak ve Suriye’de siyonist ve emperyalistler tarafından kurulan şom planları bozarken bir eliyle de Gazze ve Batı Şeria’nın imdadına yetişiyordu. Çünkü Kudüs ve Mescidi Aksa davası onun pak yüreğinde sönmeyen bir kordu.
O, yaptığı bir konuşmada, bugün Batı Asya’da ve Dünya’da gelişen tüm siyasi olayların Mescidi Aksa eksenli olduğunu vurguluyordu. Mescidi Aksa’ya sahip olmanın Dünya’ya sahip olmak anlamı taşıdığını çok iyi biliyordu.
İnancından kaynaklana siyasi basireti, her ne olursa olsun Şehit Süleymani’yi bir an bile olsun Kudüs (Filistin) davasından ayıramadı.
O, Suriye ve Irak’ta IŞİD ve terörist ABD askerleriyle mücadele ederken, bunun Kudüs davasını savunmak için bir kilometre taşı olduğu bilinciyle savaşıyordu.
Şehit Süleymani ferasetli ve basiretli gözüyle Kudüs’ün siyonist işgalden çok yakında kurtulacağını gören ve bu uğurda çarpışan mücahid ve muvahhid bir Allah dostu idi.
Hamas lideri İsmail Heniyye’nin buyurduğu gibi, General Kasım Süleymani Kudüs Şehid’i idi.
Ruhu şad olsun.
Kemal Kemahlı 03.01.2022