Filistinli siyasi ve askeri uzmanlar, Filistin direnişinin işgalciyle olan savaşta yerden havaya atılan uçaksavar füzeleri ilk defa kullanmasının, işgalci İsrail’in hava silahlarının hareket alanını sınırlandırabileceğini, çatışma kurallarıyla savaş denklemini değiştirebileceğini gösterdiği gibi, aynı zamanda direnişin işgalci düşmanla savaşında yeni bir aşamaya girdiğinin de işareti olduğunu ifade ettiler.
Filistin direniş güçleri geçen 2 Ocak 2022 Pazar günü sabah erken saatlerde Gazze’nin batı bölgesinden işgalci İsrail helikopterlerine Sam-7 tipi yerden havaya atılan iki füze attı.
İşgal radyosu verdiği haberde “Gazze’ye yapılan hava saldırıları esnasında İsrail hava kuvvetlerine ait bir helikopter yerden havaya atılan anti uçak füzenin saldırısına maruz kaldı. Saldırıda ölen ve yaralanan olmamıştır.” ifadesini kullandı.
İsrail’de endişe
Askeri işlerde uzman emekli General Vasıf Ureykat yaptığı değerlendirmede “İsrail’in birinci ve en önemli gücü hava gücüdür. Uçakları nedeniyle her savaşta üstünlük elde ediyor. Sam-7 füzesi gibi silahların kullanılması ise, Gazze üzerinde uçakların rahat hareket etmelerini engellemek ve manevra alanını daraltmak anlamına gelecektir.” dedi.
Quds Press Ajansı'na haberi değerlendiren Ureykat “Filistin direnişinin bu füzelere sahip olması ve kullanması İsrail’i endişelendiriyor. Zira bunlar, uçakları, özellikle de helikopter, İHA ve SİHA’ları yakın mesafeden (3-4 km) vurabilecek kapasitededir. Bu füzelerin kullanılması, direniş güçlerinin İsrail uçaklarına karşı bu silahı elde etmek için ciddi bir çaba içinde olduğunu göstermektedir.” ifadesini kullandı.
Askeri uzman Ureykat sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sam-7 füzesi eski bir silahtır ve İsrail’in modern uçaklarına karşı çok etkili de olmayabilir. Ancak Filistin direnişinin mütevazı de olsa, ne tür olursa olsun silah elde etme iradesi, gayreti, ısrarı ve maneviyatı işgalci İsrail’i fazlasıyla endişelendiriyor.”
“İsrail karada, denizde ve havada üstünlüğün kendisinde olmasını istiyor. Filistin direnişi de omuzdan atılan, başlığında güçlü bir patlayıcı taşıyan ve oldukça hafif olan Sam-7 silahıyla bu denklemi bozmak ve bu üstünlüğü yıkmak istiyor. İsrail’in bunu ciddiye almaması mümkün değildir.”
Kullanımı kolay Sam-7 füzesi pilotların moralini bozuyor
Uraykat devamla; “Bu füze işgal rejimiyle pilotlarının hesabını alt üst edecek. Onların hedefi vurma ve manevra yapma kabiliyetini etkileyecektir. Onlar Gazze üzerinde bir engel olmadan istedikleri gibi hareket etmeye alışmışlar. İsabet etmeseler bile onların moralleri ve hedefe odaklanmaları üzerinde etkili olacaktır.” dedi.
Gazze’de savaş akademileriyle fakültelerinin olmaması nedeniyle Sam-7’lerin büyük ve profesyonel bir eğitim isteyip istemediklerine de değinen Uraykat; “Bu silahın kullanımı ilkeleri olan fakat askeri deneyimleri fazla olmayan direnişçiler için oldukça kolay olacaktır. Bu çok karmaşık bir silah değildir. Sam-7 füzeleri seksenlerde Güney Lübnan’da İsrail’e karşı etkili bir şekilde kullanıldı ve birkaç savaş uçağı düşürüldü. Bu silahların kullanılması, direnişin bu konudaki doğal bir gelişimidir. Ortada süregelen işgalci İsrail’in saldırılarına karşı durma ve direniş iradesi var.” ifadesini kullandı.
Direnişten yeni bir mesaj
Güvenlik ve Strateji Uzmanı Mahmud El-Acremi ise, Filistin direnişinin Sam-7 silahını kullanmasının direnişin işgalciye “kalkışacağı aptalca bir girişime karşı hazır olduğunu, sadece Sam-7 füzeleriyle değil, zamanı geldiğinde göstereceği başka silahlarla düşmana sürpriz yapma iradesine sahip olduğu” konusunda yeni bir mesaj verdiğini söyledi.
Quds Press Ajansı'na konuyu değerlendiren El-Acremi; “Füzenin kullanılmasının siyasi mesajları var. Mesajın özü şudur. Düşmanın daha önce varılan uzlaşı ve anlaşmalara bağlı kalması gerekir. Yoksa işgal hükümetini düşürmek dâhil bazı hedefler için harekete geçecektir. Diğer bir amacı da 1948 yılında işgal edilmiş Filistin topraklarındaki Filistinlilerle Batı Şeria’daki Filistinlileri harekete geçirmek için denklem oluşturma isteğidir.” dedi.
Bu operasyonun uluslararası etkisine de değinen El-Acremi; “Bunun uluslararası düzlemde önemli bir etkisi var. Bu füzeler işgal rejiminin çamaşırlarını pazara çıkardı. Kuşatmayı ağırlaştırdığını, imarı engellediğini de ortaya koydu. Diğer bir mesaj da işgal altındaki Filistin topraklarında inşa edilen yerleşim birimlerindeki yerleşimcileredir. Onlara, işgalcinin askerlerini direnişin elinde bıraktığını, onları geri getirmek için her türlü imkânı ihmal ettiğini gösterdi.” ifadelerini kullandı.
Yeni bir aşamanın arefesindeyiz
El-Acremi değerlendirmesinde, olup bitenlerin Filistin direnişinin yeni bir aşamanın arefesinde olduğunu ortaya koyduğunu, gelecekte olacak muhtemel gelişmelere karşı hazırlandığını ortaya koyduğunu belirterek, bunu direniş liderlerinin sözlerinden, füze denemelerinden, Kudüs Zırhı tatbikatlarından anlamanın mümkün olduğunu söyledi.
El-Acremi devamla; “Direniş güçleri çök önemli atılımlar gösterecek. Muhtemel bir savaşta direniş güçleri sadece güney cephede (Gazze Şeridi'nde) savaşmayacaktır. Diğer taraftan güney cephe (Gazze) ile Batı Şeria ve 1948’de işgal edilmiş Filistin topraklarındaki intifada arasında güçlü bir koordinasyon var….” dedi.
Kudüs Kılıcı Savaşı'nın öncesiyle sonrası aynı olmayacak
Araştırmacı yazar ve siyasi analist Mustafa Es-Savvaf ise, direnişin işgalciye yönelik tehditlerinin boş olmadığını belirterek, direniş güçlerinin işgalcinin binbir hesap yapacağı kartlara sahip olduğunu söyledi.
Quds Press Ajansı'na konuşan Es-Savvaf; “Direniş güçleri işgal uçaklarına Sam-7 füzeleriyle karşı koymakla işgalciye birkaç mesaj verdi. Bunun yanında uçakların Gazze semalarını terk etmelerine sebep oldu. İşgal rejimi direnişin yaptığı tehditlerin boş olmadığını gayet iyi anladı. Pilotları direnişlerin elinde olanı kendi gözleriyle gördü. Sam-7 füzelerinin onu avlamaya hazır olduğunu pusuda kendilerini beklediğini müşahede ettiler. İşgalci daha önce bu füzelerden bahsetmişti. Ancak son operasyonda gerçek olduğunu gözleriyle gördüler.” dedi.
Es-Savvaf devamla, 2 Ocak Pazar gecesi olup bitenlerin direnişin bir güç gösterisi veya işgalciye mesaj vermek için yapılmış bir operasyon olabileceğini, bununla işgalciye, olası bir saldırıya hiç ummadığı ve hesaba katmadığı bir şekilde karşılık verebileceğini göstererek, 'Kudüs Kılıcı Savaşı'ndan önce ve bu savaşta olup bitenlerle, bundan sonra olacaklar kesinlik aynı olmayacaktır’ mesajı verdiğini ifade etti.
Düşmanla çatışmaların tabiatında büyük bir değişimin meydana geldiğini, işgalcinin gece atılan bu füzelerle bunu daha iyi anladığını, direnişin elinde gizli olanın ise daha büyük olduğunu belirten Es-Savvaf, direnişin şimdiye kadar silah test etmediği bu saatte yaptığı füze denemesiyle işgalciye ‘saldırılardan vazgeçmezsen, karşılığın ve tırmandırmanın daha büyük ve zor olacağı’ konusunda açık mesaj verdiğini hatırlattı.
Uçaksavar Sam-7 füzeleri 1968 yılında Rusya’da üretilip piyasa sürülmesinden sonra birçok ülke tarafından kullanılmaya başlanmıştır.
Silahın önemi omuzdan atılabilecek hafiflikte olması, alçak uçuş yapan düşman uçaklarına sürpriz yaparak onları düşürebilmesi, hiçbir gözetim araç ve cihazı tarafından fark edilememesidir.
Filistin Enformasyon Merkezi