Ebu Diyab, işgal altındaki Kudüs'ün kuzeydoğusundaki Anata beldesinde gerçekleştirilen tüm yıkımların bu bölgeyi "Büyük Kudüs" olarak isimlendirilen alana dahil etme projesinin bir parçasını oluşturduğunu söyledi. 

Ebu Diyab, işgal rejiminin C bölgesindeki yahudi yerleşim merkezleriyle bağlantı kurmak için Anata'da bir gedik açmaya çalıştığına dikkat çekti. 

Ebu Diyab işgal rejiminin Kudüs ahalisinin sosyal ve ekonomik güvenliğini tamamen yok etmeyi ve böylece onları göçe zorlamayı, sonra da şehri tamamen yahudileştirmeyi hedeflediğini hatırlattı. 

Ebu Diyab, işgal rejiminin Kudüs'le ilgili oyunlarının ve projelerinin önüne geçilmesi için bu kutsal şehrin ahalisinin göstereceği kararlılığın ve vereceği mücadelenin son derece önemli olduğuna dikkat çekti. 

Ebu Diyab, Kudüs'teki halkın direnişinin arkasında resmi kanalların bulunmadığını, Filistin Yönetimi'nin de bu halkın mücadelesinin arkasında durmadığını dile getirdi. 

İşgal güçleri dün (24 Şubat Perşembe) Anata beldesinde iki evi ve ticari amaçla kullanılan bir odayı yıkmıştı. 

İşgal rejimi bu yılın başından itibaren Kudüs'teki yıkım faaliyetlerine hız verdi. Onlarca ev ve iş yerine de "ruhsatsız" olduğu iddiasıyla yıkım ihtarı gönderildiği belirtildi.

Filistin Enformasyon Merkezi