Dr Mahmud El Acremi Yazdı: 2. Kudüs Kılıcı Savaşı Yolda Mı?

 

Görüntülenme: 792 Tarih: 28 Şubat 2022 00:10
Dr Mahmud El Acremi Yazdı: 2. Kudüs Kılıcı Savaşı Yolda Mı?

Dr. Mahmud El-Acremi
Hepimiz biliyoruz ki, Filistin direnişiyle direnişin sahip olduğu silahlar işgal altındaki Filistin toprakları üzerinde kurulan gaspçı işgalci varlık için birinci tehdittir. 

Aynı şekilde bunlar işgal ordusunun (yok edilmesi, bertaraf edilmesi için) öncelikli taraf, askeri operasyonlar için hedeftir. İster Batı Şeria’da olsun, ister abluka altındaki Gazze Şeridi'nde olsun, direniş gruplarına saldırmak ve zarar vermek için fırsat kollamaktadır. 

İşgal altındaki Filistin topraklarının Batı Şeria bölgesinde bugün şahit olduğumuz gelişmeler gelecek çatışmanın daha büyük olacağını, bizlerin Batı Yaka’nın dağlarına ve ovalarına yayılacak bir halk intifadasının eşiğinde olduğumuzu gösteriyor. Bu durum Kassam’ın bölgede etkin hale gelmesine zemin hazırlayacaktır.

Gazze’deki kahraman direniş Kudüs, Cenin, Nablus ve El-Halil’de olup bitenleri dikkatle izliyor. Kudüs ve Mescidi Aksa ise mücahitlerin kıblesidir. İşgalcinin nazi askerleriyle çapulcu Yahudi yerleşimcilerin bölgeye sokulmalarını durdurmak için elleri tetikte ve ağır ağır adım atıyorlar. Her zaman sözlerine sadık kalan mücahitler bir daha söz verdiler… Düşmanın Şeyh Cerrah’ta saldırı ve tecavüzlerine devam etmelerine izin vermeyeceklerini, Kudüs Kılıcının kınına sokulmadığını, işgal altındaki Filistin topraklarında bir tek Siyonist kalmayıncaya kadar da sokulmayacağını ifade ettiler.

İşgal rejiminde yayınlanan Haaretz gazetesinin de ifade ettiği üzere, geçen Mayıs ayında meydana gelen gerginlikler (ve akabinde meydana gelen savaş) Siyonist işgal istihbaratını şoke etmişti. Çünkü Hamas hareketi Kudüs şehrindeki işgal hedeflerini bombalayarak işgal ordusuna sürpriz yapmıştı. Bu durum her an tekrarlanabilir. Hatta geri sayım başlamıştır diye denilebilir.

Gazete devamla, “Ordunun İsrail parlamentosu Knesset üyesi Itamar Ben-Gvir’i uzaklaştırma ve ofisini kapatma girişimi ve bu girişiminde başarılı olması, Hamas ve diğer direniş gruplarının arabulucu durumundaki Mısır üzerinden Tel Aviv’in ateşle oynadığını, muhtemel bir Kudüs Kılıcı-2 Savaşı'nda direnişin çok sert karşılık vereceği hususundaki mesajına bir karşılık ve dolayısıyla patlamaya hazır mayınları kaldırma çabası olabilir.” değerlendirmesini yaptı. 

Diğer taraftan oldukça zayıf sayılan aşırı sağcı Naftali Bennett hükümetinin düşürülmesi için de basit bir itme kâfi gelebilir. Onun istediği de budur zaten. Düşürüldükten sonra, genelde Kudüs’te ve özelde Şeyh Cerrah’ta artan gerginliğe ve ateşe benzinle gitmekte çıkarları olan aşırı sağcı Siyonist oyların büyük bir kısmını almak istiyor. 

Maariv gazetesine konuşan Siyonist analist ve uzmanlar, Hamas hareketinin şu anda füze gücünü geliştirmek, Gazze sınırında yerin altında ve üstünde olan 65 kilometre uzunluğundaki duvar problemini nasıl aşacağına kafa yormakla uğraşmasına rağmen, kendisi her türlü olasılığa hazır olduğunu ve daha önce defalarca bunu müşahede ettiklerini ifade ediyorlar. 

(Geçen yıl Mayıs ayında Siyonist yerleşimcilerin Kudüs’e, Kudüs halkına ve özellikle Şeyh Cerrah’a saldırıp halkı buradan çıkarma girişimleri üzerine meydana gelen) Kudüs Kılıcı Savaşı düşmanla savaşta bir dönüm noktasıdır. Çünkü bu savaşta Kudüs bileme taşı, düşmana karşı mücadele merkezi, Filistin halkının vahdet tabelası, bir daha durmayacak eylemi oldu. Gazze, Nablus, Cenin, Yafa, Led, Ummu’l-Fahm ve En-Nakab’da halk meydanlara indi. Halk kahraman direnişinin arkasında bir adamın duruşu gibi durdu. Batı Şeria ve Kudüs’te bulunduğu, köy, belde şehirlerde adamlarla, malla, işgal askeriyle çatışarak ve istişhad eylemlerinde bulunarak direnişe destek verdiler. Sokağa çıkma yasağı gibi hayatı felç ettiler. Bunun sonucunda işgal rejimi havaalanlarıyla limanları kapattı, ekonomi ve eğitim durma noktasına geldi. Beş milyondan fazla yerleşimci sığınaklara indi.

Yapılan değerlendirme ve tahminler, önümüzdeki savaşın, izzetli Gazze’deki direnişin düşman kalelerini ve Yahudi yerleşim alanlarını vurmak şeklindeki salt askeri boyutlu olmayacağını gösteriyor. Aksine, askeri operasyonlara paralel olarak Batı Yaka ve 1948’de işgal edilmiş Filistin topraklarında Filistinliler kitleler halinde Yahudi yerleşim alanlarına yürüyecek. Günübirlik askeri operasyonlarla halk direniş eylemleri ve Yahudi yerleşimcilerin saldırılarına halkın direniş göstermesi devrim yağmurunun başladığını gösteren emarelerden başka bir şey değildir. Bu, gelecek zafer gününü yakınlaştıracak bir viraj olacaktır.

Düşman başka cephelerde de savaşla karşı karşıyadır. Filistin’in En-Nakab bölgesindeki halkımızın intifadasını iyi ve dikkatli okumamız gerekir. Filistin halkının direnişiyle irtibatlı, sel gibi gelen ve daha önce görülmemiş bu hacimdeki ulusal direniş, çok önemli bir gelişmedir. 

Diğer taraftan direnişin ateşi cezaevlerinde giderek alevlenmektedir. Esirler, düşmanın zulüm ve barbarlığına çıplak göğüsleriyle direniş gösteriyorlar. Direnişlerini artırmak için planlara sahip olduklarını ifade ediyorlar. Günlük sayım yapmak isteyen gardiyanların taleplerini yerine getirmemekle başlayan, zindanlara girmeme, açlık grevini başlatma ve gardiyanlarla çatışmaya kadar gidebilen bir direnişi göstermeye hazır olduklarını söylüyorlar. İdari cezalarla hapiste olan esirler ‘kararımız özgürlük’ sloganıyla 47 gündür işgal mahkemelerini boykot etmekte ve idari tutuklama siyasetine son verilmesini istemektedirler. 

Direniş gruplarının yanında, bütün Filistin halkı da onları desteklemektedir.

Özgürlük savaşı başlamak üzeredir. Direniş güçleri Filistin’in Batı Şeria bölgesinde tek bir tutum halinde hareke geçmiştir. Özellikle sahada tek bir tutum sergiliyorlar. Birçok operasyon, koordinasyon neticesinde meydana geliyor. Özellikle görev ve bölge noktasında tam bir işbirliği ve koordinasyon söz konusu. Cenin ve Nablus bunun açık örneğidir. Kahraman direniş erlerine yönelik tam bir aşağılık örneği sergileyen Filistin Yönetimi'ndeki bazı hainlerin komplo ve ihanetlerine rağmen bu birliktelik devam ediyor. 

En son Filistin Yönetimi'ne bağlı cani subayların planı ve Siyonist özel birliğin operasyonuyla Nablus’ta üç kahraman direnişçi şehit edildi. 

Evet, ribatta olan Filistin halkı direniş ve mücadele meydanlarında sesini yükseltmekte, düşmanla işbirliği yapan ve halkına karşı ihanet içinde olanlara; kısas gününün gelmekte olduğu, işlenen cinayetlere karşılık verileceği, direniş erleriyle aktivistlerin Beyta, Beyt Decen, Berka, Beyt Furik, Nablus, El-Halil ve Ramallah’ta tutuklanmalarının azimlerini kıramayacağı, aksine intikam ateşini körüklediği, onlarla işgalci efendilerinin bastıkları yerin yangına dönüşeceği mesajını veriyorlar.

Direniş günleri işgal ordusuyla Yahudi yerleşimci terörünü durdurmak için sahadaki vahdeti ve koordinasyonu sağlamanın, güçleri arasında seferberlik ilan etmenin ve belirlediği hedeflere doğru kitleye liderlik etmenin bugün çok daha önemli ve zaruri olduğunu çok iyi idrak etmiştir. Düşmanın elini kesmek, işlediği ve bugün Cenin ve Nablus’ta işlemeye devam ettiği cinayetlerini durdurmak için bundan başka bir yol da yoktur. 

Temmuz 2014'te ve Mayıs 2021'de meydana gelen Kudüs Kılıcı savaşlarıyla geçen birkaç gün içinde meydana gelen ve hâlâ devam eden büyük çatışmalar, bu halkın birlik içinde hareket ettiğini, mücadelede omuz omuza verdiğini gösteriyor. Birkaç hafta önce Berka’da, ondan önce Beyta’da ve yakın zamanda Es-Sile El-Harisiyye’de ve Şeyh Cerrah’ta görülen direniş bunu yansıtıyor.

Gazze ise, düşmanın Şeyh Cerrah’ta istediği gibi at koşturmasına müsaade etmeyecek ve kendi planını orada hayata geçirmesine fırsat vermeyecektir. 

Kudüs Kılıcı Savaşı sonrası kesinlikle öncesi gibi olmayacaktır. 

Filistin Enformasyon Merkezi

Yorumlar