KAMUOYUNA ÖNEMLİ DUYURU
Dünya, çok önemli değişimlerin yaşandığı olağanüstü bir eşikten geçiyor. Bir yanda İslam coğrafyasını kan gölü haline getiren ve sonu gelmeyen savaşlar, bir yanda dünyayı kasıp kavuran bulaşıcı hastalıklar ve son olarak da Avrupa’da patlak veren Rusya - Ukrayna savaşı. Tüm bu yaşananların arkasında sinsi ve etkin bir gücün olduğu, insaf ve izan sahibi kimseler tarafından teslim edilmektedir. Bu gücün Siyonizm olduğu her türlü izahtan varestedir.
Tüm bu yapılanların, 5000 küsur yıllık bir hayal olan, güya, Allah’ın kendilerine yurt olarak vaat ettiği, ülkemizin Doğu ve Güneydoğu bölgelerinin de bir kısmını içine alan “Arz-ı Mev’ud”u gerçekleştirme, buraları bir Yahudi toprağı haline getirme uğruna yapıldığı artık herkes tarafından bilinmektedir. Başta ABD olmak üzere Avrupa’nın birçok ülkesini ellerindeki sermaye, medya, sinema ve daha birçok yolla etkisi altına almış olan Siyonizm, hedefine ulaşmak için her türlü kötülüğü işlemeyi dini bir emir olarak telakki etmektedir. Nitekim yıllardır Filistin’de işledikleri cürümleri muharref Tevrat’tan aldıkları emirlerle yapmaktadırlar. Siyonistlerin, katliamlarına gerekçe olarak kabul ettikleri ve sürekli okudukları muharref Tevrat’ta şöyle buyurulmaktadır:
“Bak -İsrail- ulusların ve ülkelerin kökünden sökülmesi, yıkılıp yok olması, yerle bir edilmesi, kurulup dikilmesi için sana yetki verdim.” (Yeremya 1/10.)
“Yakalanan herkesin bedeni delik deşik edilecek. Ele geçen kılıçtan geçirilecek. Yavruları gözleri önünde parçalanacak. Evleri yağmalanacak. Kadınlarının ırzına geçilecek. Oklarıyla gençleri parçalayacak. Bebeklere acımayacak. Çocukları esirgemeyecekler.” (Yeşaya 13/15,16,18.)
“Tanrınız Rab kenti elinize teslim edince, orada yaşayan bütün erkekleri kılıçtan geçirin.” (Tesniye 20/13.)
İbadet anlayışı içinde çocuk ve sivilleri katleden Siyonistlerin katliamlarından sadece birkaçını kısaca hatırlayalım:
1. Hama Pazarı Katliamı (6 Temmuz 1937): 23 kişi şehit edildi.
2. Beled üş-Şeyh Katliamı (31 Aralık 1947): 600 kişi şehit edildi.
3. Semiramis Oteli Kundaklanması (5 Ocak 1948): 26 kişi yanarak şehit oldu.
4. Devayime Köyü Katliamı (28 Ekim 1948): 3000 kişilik köy halkı kurşuna dizildi, çoğu şehit edildi.
5. Sabra-Şatilla Mülteci Kampı Katliamı (15-16 Eylül 1982): 991 kişi şehit edildi.
6. Kudüs Katliamı (8 Ekim 1990): 30 kişi şehit oldu, 800 kişi yaralandı.
7. Hz. İbrahim Camii’nde Yapılan Katliam (25 Şubat 1994): Sabah namazında 67 kişi şehit edildi, 300 kişi yaralandı.
8. Cenin Mülteci Kampı Katliamı (Mart 2004): 1300 kişi şehit edildi.
9. Gazze katliamı (31 Mayıs 2010): 1500’den fazla kişi şehit oldu, 6000’den fazla kişi yaralandı.
10. 2021 Ramazan ayının son günlerinde başlayan ve bayram günleri de dâhil olmak üzere 11 gün devam eden Gazze’ye yönelik saldırılarda birçoğu kadın ve çocuk olmak üzere 254 kişi şehit oldu, 1000’e yakın kişi yaralandı.
11. 2010 yılında Mavi Marmara gemisi ile abluka altındaki mazlum Filistin halkına insani yardım malzemesi götürenlerden 9’u şehit edildi, onlarcası yaralandı. Maalesef bu müslüman kardeşlerimizin kanları kapalı kapılar arkasında pazarlık konusu edilmiş, eli kanlı Siyonist terör devleti ve katilleri affedilmiştir.
Her nedense son yıllarda, halkı Müslüman olan bazı ülkelerin idarecileri İsrail terör devleti ile normalleşme yoluna girmiştir. Karşılıklı büyükelçi atamaları ve ülkeler arası üst düzey ziyaretlerle başlayan gayesi meçhul bu sözümona “dostluk kervanı”na maalesef Ülkemizin idarecileri de katılmış, bu çerçevede çocuk katili terör devleti İsrail’in cumhurbaşkanı Yitzak Herzog’un 9-10 Mart tarihlerinde ülkemizi ziyaret etmesi kararlaştırılmıştır. Bu nasıl bir iştir.? Cumhurbaşkanımızın dahi “siz çocuk öldürmeyi çok iyi bilirsiniz” ifadesiyle bebek katili olduğunu tescil ettiği İsrail eski Cumhurbaşkanı Simon Peres’e TBMM’de verilen konuşma imkânı, içimizde bir yara ve kor olarak hala tazeliğini korurken; ellerinde masum insanların kanı bulunan terör devletinin mevcut elebaşının ülkemize gelmesini kabul etmemiz kesinlikle mümkün değildir.
Din Görevlileri Birliği Derneği olarak terör devleti ile ilişkilerin derhal kesilmesini ve bu ziyaretin bir an önce iptal edilmesini istiyoruz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Din Görevlileri Birliği Derneği