Bugün Mavi Marmara Katliamının Yıl Dönümü

12 yıl geçti… Yıllar, asırlar bir şey ifade etmez… Kimin ne yaptığına, ne dediğine bakmadık, anormalleşmedik! Şehitlerimizin izindeyiz... 

Görüntülenme: 618 Tarih: 31 Mayıs 2022 08:35
Bugün Mavi Marmara Katliamının Yıl Dönümü

Siyonist İsrail rejimi askerlerinin Filistin’e insani yardım malzemesi götüren Mavi Marmara gemisine gerçekleştirdiği ve Türk vatandaşlarının şehit olduğu kanlı baskının yıl dönümünde hayatını kaybedenler rahmetle yâd ediliyor. Katliamın üzerinden on iki yıl gibi uzun bir süre geçse de Mavi Marmara mücadelesi zihinlerden silinmiyor. İşgalci İsrail rejiminin vahşi yüzünü ortaya koyan Mavi Marmara davası tüm mazlumlara ümit olmaya devam ediyor.

MAVİ MARMARA GEMİSİNİN SON HALİ YÜREKLERİ SIZLATMIŞTI

İsrail rejimi yetkililerine yönelik açılan davanın düşürülmesini izleyen süreçte Mavi Marmara gemisinin de akıbeti üzücü bir hal aldırmıştı. Gazze’deki mazlumlara insani yardım götürmek gayesiyle 2010 yılında yola çıkıp Siyonizm’e karşı mücadelenin sembolü haline gelen Mavi Marmara gemisi bir iş adamına satılmış ve ismi değiştirilmişti.

ALTI YIL ÖNCE DAVA DÜŞÜRÜLMÜŞTÜ

İşgalci İsrail rejiminin Mavi Marmara gemisine yönelik uluslararası sularda gerçekleştirdiği saldırının üzerinden on iki yıl geçerken altı sene önce tüm Müslümanları yasa boğan bir karara imza atılmıştı. İsrail’le normalleşme anlaşması kapsamında İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi saldırıya ilişkin, aralarında dönemin İsrail Genelkurmay Başkanı Rau Aluf Gabiel Ashknazi’nin de yer aldığı 4 katilin yargılandığı davayı düşürülmüştü.

FAHRİ YALDIZ

Yaldız, İHH’nın organize ettiği “Rotamız Filistin Yükümüz İnsani Yardım” kampanyasına destek olmak için Adıyaman’da bir kermes düzenlemiş ve hayırsever vatandaşların yardımlarını toplayarak filoya katılmıştı. Fahri Yaldız, yolculuğa çıkmadan önce sevenleriyle, yakın dost ve akrabalarıyla görüşmüş ve onlardan helallik istemişti. Ailesiyle çektirdiği aile fotoğrafı son fotoğrafı oldu. Adıyaman’dan Antalya’ya uğurlanırken otobüse binmeden önce annesinden kendisine sıkıca sarılmasını istemiş ve “Hakkını helal et!” diyerek ayrılmıştı. İsrail’in insani yardım filosunda yer alan Mavi Marmara gemisine düzenlediği saldırıda şehit olan Fahri Yaldız, geride dört erkek evlat bıraktı.

ÇETİN TOPÇUOĞLU

1956 yılında Adana’da doğdu. 1979 yılında Çukobirlik’te memur olarak işe başlayan Çetin Topçuoğlu 1998 yılında emekli oldu. İki yıl Adana Demirspor’da amatör olarak futbol oynadı. 1973 yılında tekvandoya başlayan Topçuoğlu, birçok defa dünya şampiyonu oldu ve ödül aldı. 1992 ve 1998 yıllarında yılın hakemi seçildi. İHH ve Adana İnsani Yardım Derneğinde gönüllü olarak çalıştı. İnsani yardım çalışmalarına aktif bir şekilde katılan Topçuoğlu, her daim mağdurun ve mazlumun yanında yer aldı. Çetin Topçuoğlu, “Rotamız Filistin Yükümüz İnsani Yardım” filosuna eşi Çiğdem Hanım ile katıldı. Dostlarıyla vedalaşırken son sözleri şöyle oldu: “Tekvandoda dünya şampiyonu olduk, şimdi sıra ahiret şampiyonluğunda inşallah.”

CENGİZ SONGÜR

Cengiz Songür gemide fark etmiş cebindeki mektubu. “Sana yazacağım yüzlerce cümle var ama kelimelerim düğümleniyor” diye başlıyor mektup, “Korkuyorum baba. Kardeşlerimin gözlerindeki hüznü, annemin yüzündeki endişeyi gördükçe korkuyorum. Ama seni sonunda kaybetmek de olsa git baba... Bir yetimin gülümsemesi için, bir annenin duası için git baba... Geriye bir tek adın da dönse git... Senin kızın olmak çok ama çok güzel baba…” diyor kızlarından biri. Yedi çocuklu 47 yaşındaki baba gururla gösteriyor gemideki yolculara mektubu. 31 Mayıs 2010’daki İsrail’in Mavi Marmara gemisine saldırısında cebindeki mektupla şehit ediliyor.

ALİ HAYDAR BENGİ

Güzel ahlakı ve yaşantısıyla herkes tarafından sevilen Diyarbakır’ın kanaat önderlerinden Ali Haydar Bengi, son yıllardaki ilmi çalışmalarında ve verdiği derslerinde, dinin doğru anlaşılması, Müslümanlar arasında birliğin sağlanması ve Kudüs’ün özgürleştirilmesi konularına önem verdi. Ali Haydar Bengi’nin Mehanur, Semanur, Senanur ve Muhammed Mustafa isminde dört çocuğu var. Üç yılı aşkın bir süredir abluka altında yaşayan Gazze’ye yardım götürmek için hazırlanan filoya katılmak için başvuruda bulunan Ali Haydar Bengi, buradaki formda yardımcı olabileceği alanları tercümanlık ve iletişim olarak belirtmişti. Bengi, 31 Mayıs 2010 günü İsrail’in Gazze’ye insani yardım götüren Mavi Marmara gemisine düzenlediği saldırıda şehit oldu.

CENGİZ AKYÜZ

Dostlarının hem iyi hem de kötü günlerinde yanında olması hasebiyle çok geniş bir çevreye sahip olan Akyüz, İskenderun İnsani Yardım Derneği üyesiydi ve İskenderun’daki birçok sivil toplum kuruluşunun çalışmalarına da gönüllü olarak katılmaktaydı. Bu yolculuğa çıktığında Cengiz Akyüz’ün en çok istediği şey Gazze’de yapılacak hastanenin malzemelerini buradaki kardeşlerine ulaştırmaktı. Gemiye binmeden önce hanımına son sözleri, “Çocuklara iyi bak, okumaya önem versinler ve namazlarını mutlaka kılsınlar!..” olmuştu.

CEVDET KILIÇLAR

Gazze’deki ambargoyu kaldırmak ve insani yardım götürmek için düzenlenen filonun içindeki Mavi Marmara gemisinde basın odasında çalışıyordu. Özgürlük filosuna İsrailliler tarafından açılan ateş sonucu şehit oldu. Filoya katılanların doldurduğu iletişim formunda yardım edebileceğiniz alanlarla ilgili kısmı “ne iş olsa yaparım” diye doldurmuştu en son. İnsanlık uğruna ne iş olsa yapmak üzere yola çıktı. 31 Mayıs 2010 Pazartesi günü sabah namazı vaktinde insani yardım götüren Mavi Marmara gemisine İsrail tarafından düzenlenen korsan saldırıda fotoğraf çekerken şehit edildi.

UĞUR SÜLEYMAN SÖYLEMEZ

1963 yılında Ankara’da doğdu. Serbest meslek mensubu olan Söylemez, 2010 yılının Mayıs ayında Gazze’ye insani yardım götüren filodaydı. Mavi Marmara saldırısının hemen ardından Uğur Süleyman Söylemez’in ismi gemide hayatını kaybedenler arasında geçti ancak daha sonra yaralılar arasında olduğu ve başından aldığı bir kurşunla ağır yaralandığı tespit edildi. 4 yıl boyunca Ankara’da komada olan Uğur Süleyman Söylemez, Ankara’daki evinden şehitler kervanına katıldı. Organize ettiği çeşitli sosyal etkinliklerle ihtiyaç sahipleri için insani yardım çalışmalarında bulunan Söylemez, verdiği sözde duran, güvenilir ve insani konularda hassas biri olarak tanınıyordu. Tuğba Hanım, eşinden bahsederken, “Onun her zaman Filistin’e yönelik özel bir ilgisi vardı.” diyor.

NECDET YILDIRIM

15 Ağustos 1978 yılında İstanbul’da doğdu. Başakşehir’deki iki buçuk yıllık komşuları Necdet Yıldırım’dan, “Her zaman güler yüzlü, sakin, sabırlı ve çok merhametli biri” olarak söz ediyor. Ailesi tarafından da merhametli, güler yüzlü ve bir sabır abidesi olarak tanımlanan Necdet Yıldırım, iş arkadaşları tarafından da çok seviliyordu. İşi gereği Çorlu’ya taşınan Yıldırım, Gazze ambargosunu kaldırmaya yönelik yardım konvoyuna gönüllü olarak katıldı. 31 Mayıs 2010 Pazartesi günü sabah 04.00 sularında insani yardım götüren Mavi Marmara gemisine İsrail tarafından düzenlenen saldırıda arkadaşlarına yardım etmek için geminin üst güvertesine çıktı. İsrail’in insani yardım gemisini durdurmaya yönelik kullandığı gerçek kurşunlarla şehit oldu.

İBRAHİM BİLGEN

Gazze’ye insani yardım götürecek olan filoya Siirt’ten katıldı. Filoya katılan gönüllülerin doldurması için hazırlanmış olan iletişim formunda, “Bu organizasyona herhangi bir kurum ya da grubu temsilen mi katılıyorsunuz?” sorusunu “bireysel” olarak cevaplamıştı. İsrail’in uluslararası sularda insani yardım gemisine yaptığı saldırıda şehit olan İbrahim Bilgen. Gönüllü bir birey olarak Gazze’ye insani yardım götürecek geminin içinde yer alıyordu sadece. Her nerede insanlık adına bir etkinlik olsa İbrahim Bilgen varlığıyla oradaydı. “Filoya neden katılmak istiyorsunuz, en fazla 200 kelimede belirtiniz” kısmını ise, iki kelimeyle doldurmuş İbrahim Bilgen İNSANİ YARDIM.

FURKAN DOĞAN

20 Ekim 1991 yılında New York’ta doğdu. Kayseri Özel Hisarcıklıoğlu Lisesi son sınıf öğrencisiydi. Filistin’e yardım filosuna Kayseri’den katıldı. Furkan Doğan, İnsani Yardım filosunda sivillerin yer aldığı Mavi Marmara gemisinde İsrail askerleri tarafından vurularak 19 yaşında şehit oldu. Filistin’de yaşayan ve acı çeken insanlara yardım götüren Mavi Marmara gemisine İsrail askerlerinin saldırısı sırasında ateş seslerini duyan Furkan, önündeki kâğıda şöyle yazmıştı: “Şahadet şerbetine son saatler. Var mı daha güzel şey? Varsa o da sadece annemdir. Ama ondan ben de emin değilim. İkisinin kıyası çok zor. Şahadet mi, annem mi? Salon boşaldı. Şu ana kadar olmayan ciddiyet bir anda herkesi kapladı…”

BEKİR ŞİRİN/MİLLİ GAZETE

Yorumlar