Malatya'da Nato'dan Çıkılsın Üsler Kapatılsın Feryadı Yükseldi (Foto-Video)

 

Görüntülenme: 1086 Tarih: 07 Ekim 2022 16:00
Malatya'da Nato'dan Çıkılsın Üsler Kapatılsın Feryadı Yükseldi (Foto-Video)

Malatya'da Kürecik NATO Radar Üssüne Hayır İnisiyatifi  tarafından Cuma namazının ardından Soykan Meydanında NATO'ya ve Üslerine Hayır temalı basın açıklaması düzenlendi. Eylemde ayrıca Mescid-i Aksa'ya yönelik saldırılar protesto edildi ve şehit Yasin Börü ve arkadaşları rahmetle yad edildi. 
Kahrolsun Nato Kahrolsun Amerika, Terörist Nato Türkiye'den Defol, Katil ABD Türkiye'den Defol, Katil NATO Hesap Verecek, Kahrolsun ABD Kahrolsun Nato, Nato'dan Çıkılsın Üsler Kapatılsın, Kürecik  Radarı Kapatılsın, Kürecik İncirlik Kapatılsın, Kahrolsun İsrail Kahrolsun Amerika, Müslüman Uyuma İlk Kıblene Sahip Çık ve Filistin Emanet Anlaşma İhanet sloganlarının atıldığı eylemde basın açıklamasını Mavi Marmara Gazisi Mehmet Tunç okudu. 
Okunan basın açıklamasının tam metni şu şekildedir:
Bismillahirrahmanirrahim.
Değerli basın mensupları ve aziz vatandaşlarımız!
‘NATO’YA VE ÜSLERİNE HAYIR’ demek için yeni bir basın açıklamasında daha sizlerin huzurundayız. Hepinize hayırlı cumalar diliyoruz. Mevlid kandilimiz de mübarek olsun.
Kıymetli vatandaşlarımız ve değerli basın mensupları!
Bilindiği gibi NATO, İkinci Dünya Savaşından sonra kuruldu.
Büyük Şeytan Amerika, Dolar saltanatını kurmuştu. O dönemde Amerika, dünya ekonomisinin yarısını üretiyordu.
ABD, Japonya’ya atom bombası atarak bütün dünyayı tehdit altına almış ve özellikle yeni rakibi olan Sovyetler Birliği’ne gözdağı vermişti. Amerika, Batı Avrupa ülkelerini de denetim altına almış, hatta Almanya’nın bir kesimini işgal etmişti.
NATO, Amerika’nın ekonomik ve askerî üstünlüğünün dorukta olduğu 1949 yılında kuruldu.
NATO’nun açılımı Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’dür. Ancak NATO gerçeğine bakınca, ABD ile diğer üyeler arasında karşılıklı antlaşmadan çok, ABD diktasının diğer üye ülkelere dayatılması görülür. NATO, Fransa Cumhurbaşkanı De Gaulle’ün daha 1960’lı yıllarda vurguladığı üzere, ABD’nin “müttefikleri” üzerindeki denetim örgütüdür. Bu denetimi Amerika, özellikle Gladyo aracılığıyla sağlamaktadır.
NATO, sözde Kuzey Atlantik ülkelerini Sovyetler Birliği tehdidine karşı savunmak için kurulmuştu. Ancak iki blok arasında bir savaş olmadı ve Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra aslında NATO’nun kuruluş gerekçesi de ortadan kalkmış oldu. Ne var ki NATO, Amerika’nın zorlamasıyla devam etti. Çünkü NATO’nun dün olduğu gibi bugün de geçerli olan asıl önemli işlevi, NATO üyelerini savunmak değil, büyük şeytan Amerika’nın çıkarlarını korumaktı.
ABD’nin NATO ülkelerini yönetmede kullandığı mekanizmaya kendi içlerinde SüperNATO demişlerdir. Bu derin yapı, Norveç ve Almanya’dan Yunanistan ve Türkiye’ye kadar bütün NATO ülkelerinin içinde gizli anlaşmalarla örgütlenmiştir.
SüperNATO, üye ülkelere yerleştirilmiş paralel yönetim merkezleridir. Her ülkede SüperNATO’ya genellikle o ülke tarihinden “millî” isimler verilmiştir. ABD emperyalizminin çıkarlarına hizmet eden sözde ‘’milliyetçilik’’, örneğin İtalya’da Latince kılıç anlamına gelen Gladyo adını alarak İtalyanlaştırılmıştır.
Gladyo’nun NATO ülkelerindeki işlevini anlamamıza yarayan en açık bilgileri bir zamanların İtalya Cumhurbaşkanı Fransesco Cossiga vermiştir. NATO, Cossiga’nın Nur Batur’a anlattığı gibi, Stay Behind Nets (SBN) denen gizli örgütlenme aracılığıyla bağlı ülkelerin cumhurbaşkanlarını dahi ülkesinin başına Amerikan bekçisi olarak oturtur. İtalya Cumhurbaşkanı; kendisiyle birlikte Fransa Cumhurbaşkanı Giscard d’Estaing, İngiltere Başbakanı Margaret Thatcher ve Almanya başbakanları Helmut Schmidt ve Helmut Kohl’ün ABD’de eğitilerek ülkelerinin başına adeta atandıklarını itiraf etmektedir. Gladyo’nun başında öncelikle NATO ülkesinin hükümet yöneticilerinin bulunması sağlanmaktadır. Ordu, onların komutası altındadır. NATO ülkelerindeki Özel Harp birimleri genellikle Gladyo’nun askerî alandaki çekirdek gücünü oluşturur.
NATO tarihinde Gladyo, en büyük sabotajlarını Türkiye’de yapmıştır. Emekli Orgeneral Sabri Yirmibeşoğlu, 6-7 Eylül 1955’te İstanbul ve İzmir’de azınlıklara karşı uygulanan terör ve yağmayı “muhteşem bir Özel Harp operasyonu” olarak nitelemişti. 
12 Mart 1971 öncesinde arabalı vapurların batırılması, Atatürk Kültür Merkezinin yakılması, şiddet hareketlerinin kışkırtılması, Sunay-Tağmaç darbesini hazırlayan eylemler ve arkasından getirilen ünlü müdahale ve uygulamalar da, toplam olarak Gladyo’nun istikrarsızlaştırma ve sözde “Huzur Operasyonu” idi.
Türkiye’deki 1977-1980 arasındaki istikrarsızlaştırma operasyonu ve 12 Eylül 1980 darbesi de Gladyo tertibiydi. 12 Eylül 1980 sabahı CIA İstasyon Şefi Paul Henze, Washington’a “Bizim oğlanlar başardı” diye Gladyo operasyonunu rapor ediyordu. Böylece Kenan  Evren yönetimindeki Türkiye’ye, 1980 yılında ABD’nin Ortadoğu jandarmalığı görevi verildi. 
NATO Gladyosu, 1973 yılından sonra Ermeni terör örgütlerini ülkemize karşı kullandı. 
Yine Gladyo, 1971 ve 1980 darbelerini hazırlama sürecinde ve 1990 sonrasında etnik ve mezhepsel ayrılığı kışkırttı; gençliği birbirine kırdırdı; 1 Mayıs Taksim, Kahramanmaraş, Erzincan, Çorum, Sivas Madımak, Kemaliye Başbağlar katliamlarını tertipledi, çeşitli sabotajlar düzenledi, Org. Eşref Bitlis ve Yazar Uğur Mumcu gibi çok sayıda sivil ve askeri katletti. 
Hiç şüphesiz son 70 yılın bütün “faili meçhullerinin” faili, NATO’dur.
NATO’ya girmek uğruna ABD emperyalizminin emrinde Kore’ye asker yollandı. Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri Cezayir başta olmak üzere mazlum milletlerin kurtuluş savaşlarına karşı emperyalist işgalcileri destekledi. 
NATO’ya girdikten sonra Millî Savunma Sanayimiz ağır darbe yemiştir. ABD’nin hibe ya da çok düşük fiyatla silah vermesiyle başlayan sinsi girişimler, savunma sanayimizin körelmesine neden olmuştur. ABD, bazı silah, donanım ve yedek parçaları yapmaya giriştiğimizde, o malzemeyi hibe olarak göndermek yoluyla yerli üretimi önlemiştir.
ABD bütçesinden Türkiye’ye ayrılan yardımlar, daha Türkiye’ye gelmeden, nakit hibe denen yoldan ABD’den yeni silah alımlarına aktarılmıştır. Diğer yandan ABD’nin modası geçmiş silahları da yine hibe adı altında Türkiye’ye verilmiştir. Ancak bunların kullanılması için gerekli yedek parça ve diğer aksamlar gerçek değerinin üstünde fiyatlarla satılmış ve Türkiye bunları almak zorunda bırakılmıştır. 
NATO sürecinde Türkiye, ABD için bulunmaz bir silah pazarı hâline getirildi. NATO ortak istihbarat paylaşımı kapsamında sahte düşmanlar imal edilerek ve o sahte düşmanların elinde olmayan silahlar varmış gibi gösterilerek, Türkiye, millî güvenlik stratejisinin ve ihtiyacının dışında silahlanmaya zorlanmıştır. 
Fransa, Hollanda, Belçika gibi ülkeler, NATO Müşterek Görev Kuvvetlerine simgesel olarak katılırken, en büyük katılımı Türkiye sağlamıştır.
George Soros, 2002 de Sabancı Üniversitesi’nde yaptığı konuşmada, “Stratejik konumuna bağlı olarak, Türkiye’nin en iyi ihracat ürünü ordusudur” diyerek, bize Atlantik Sisteminin Türkiye’ye bakışını öğretmiştir.
NATO bugün çıkmazdadır.
ABD, NATO’yu, Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra müttefiklerini kontrol amacıyla kullandı. Almanya ve Fransa, artık buna razı değil. NATO’nun bu önemli ülkeleri, ABD’nin Ukrayna ve Gürcistan’ı NATO’ya alma planlarından endişeliler ve Rusya’yı hedef alan stratejiden rahatsızlar. Fransa Cumhurbaşkanı Macron, “NATO’nun beyin ölümünün gerçekleştiğini” dünya kamuoyuna duyurdu.
ABD’nin Tek Kutuplu Dünya iddiası yerle bir oldu. ABD, dünya imparatorluğu kuramadı ve kuramaz. Washington yönetimi, “tek dişi kalmış canavar” durumuna düştü ve NATO ülkeleri üzerindeki denetimini kaybetti. ABD’nin yenilgileri, NATO’da iç çatışmaları gündeme getiriyor. NATO, doğuya doğru hamle yaptıkça, kendi uçurumuna doğru gidiyor. NATO, bölünmeye ve dağılmaya doğru gidiyor.
Allah’ın izniyle Türkiye’nin NATO’dan ayrılması, Atlantik İttifakı’nın dağılması sürecini hızlandıracaktır.
Değerli basın mensupları ve aziz vatandaşlarımız! 
Dünyada yaşanan son sıcak gelişmeler dikkate alındığında ülkemizin bir an önce NATO’dan çıkma süreci başlatılmalı bu bağlamda ilk iş olarak Seyyid Battal Gazi’nin şehrinde yani Malatya’mızda kurulu olan ve Siyonist İsrail’e hizmet eden Kürecik NATO Radar üssü hiç vakit kaybetmeden sökülmeli burada çalışan ABD’li ve İsrailli personel ülkelerine gönderilmelidir. 
Biz, tüm siyasi partileri ülkemizin NATO’dan çıkması ve üslerin kapanması yönünde ortak irade göstermeye ve karar almaya; ayrıca Sivil Toplum Kuruluşlarını, alimleri, aydınları ve kanaat önderlerini bu konuda toplumu cesaretlendirecek açıklamalar yapmaya davet ediyoruz. 
Biz, ülkemizde anti emperyalist ve anti Siyonist bilincin artması ve kök salması ve ayrıca Türkiye’nin NATO’dan çıkması ve üslerin kapanması talebimizi gündeme getirmek için her ayın ilk Cumasında burada olmaya devam edeceğiz. Her ayın ilk Cuma gününü ‘NATO’YA VE ÜSLERİNE HAYIR CUMASI’ olarak çeşitli etkinliklerle ihya edeceğiz İnşallah. Başta siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşları olmak üzere toplumun tüm kesimlerini bu önemli konuda Anadolu’muzun tüm şehirlerinde harekete geçmeye çağırıyoruz. 
Aziz vatandaşlarımız, bu arada ilk kıblemiz Mescidi Aksa’ya yönelik siyonist tehdit artarak devam ediyor. Dini bayramlarını bahane eden siyonistler her gün Mescid-i Aksa’ya baskın düzenliyor. Tüm Müslümanları Kudüs’ümüzü ve Mescidi Aksa’mızı savunma yolunda harekete geçmeye davet ediyoruz. Yoksa yarın çok geç olabilir. Ayrıca hükümetin siyonist israil'e büyükelçi atamasını da şiddetle kınıyoruz. 
Öte yandan kurban eti dağıtırken teröristler tarafından 2014 yılında hunharca şehit edilen Yasin Börü ve arkadaşlarını şehadetlerinin yıldönümünde rahmetle anıyoruz. 
4 Kasım Cuma günü yine bu meydanda buluşmak ümidiyle Allah’a emanet olun.
KÜRECİK NATO RADAR ÜSSÜNE HAYIR İNİSİYATİFİ

Yorumlar