Katil Netanyahu'nun İktidara Gelmesinin Bölgesel Sonuçları (Analiz)

Batı Asya bölgesinde ve işgal altındaki toprakların içinde kaygıların zirveye ulaştığı bir sırada eski başbakanı Binyamin Netanyahu ve aşırı sağcıları İsrail’in başına geçti ve iktidarı eline geçirdi.Ve bu durum batı asya bölgesinde yeni endişelere yol açtı. 

Görüntülenme: 349 Tarih: 05 Kasım 2022 14:04
Katil Netanyahu'nun İktidara Gelmesinin Bölgesel Sonuçları (Analiz)

Siyonist rejimin Seçim Komitesi, oyların %100'ünü saydıktan ve bu rejimin eski başbakanı Binyamin Netanyahu koalisyonunun toplam 64 sandalye kazanarak zafere ulaşmasının ardından Knesset seçimlerinin kesin ve net sonuçlarını açıkladı. Böylece Siyonist parlamentoda 120 sandalyeden 64’ü Binyamin Netanyahu koalisyonuna gitti.
Bu zafer, Yahudi aşırılık yanlılarının 14 sandalye kazanmasıyla elde edildi ve bu da Siyonist rejimin iç koşulları ve bölgesel politikası hakkında endişeleri artırdı.
Irkçı ve aşırılıkçı unsurların varlığı, bazı Arap yetkililerin işgal altındaki topraklarda aşırılık yanlılarının iktidara gelmesinin sonuçlarından kaygılarını dile getirmelerine yol açmıştır. Gerçi İsrail parlamento seçimlerinden önce de bu yönde endişeler dile getirilmişti.
Bu bağlamda, Eylül 2020'de BAE ile Siyonist rejim arasındaki ilişkileri normalleştirme anlaşmasını imzalayan BAE Dışişleri Bakanı Abdullah Bin Zayed, geçen Eylül ayında Binyamin Netanyahu ile yaptığı görüşmede, radikal sağcıların varlığından duyduğu endişeyi dile getirdi ve seçimleri kazanırsa kabinesinde aşırı sağcı Siyonistlerin varlığından kaygılı olduğunu vurguladı.
Bu nedenle Arap rejimler ve uzlaşan ülkelerin bile, Siyonist rejimin parlamento seçimlerinin sonuçlarından memnun olmadığı söylenmelidir.
Bu arada, Siyonist rejimin parlamento seçimlerinin sonuçlarının bir başka sonucu da Filistin direnişinin güçlenmesi gibi görünüyor. Netanyahu'nun iktidardaki ortağı haline gelen Itmar Ben Gafir gibi aşırı sağcılar, açıkça Arap karşıtıdır ve Arapların işgal altındaki topraklardan sürülmesini vurgulamaktadır.
Bu aşırı radikal kişilerin Tel Aviv kabinesine girmesi ve de Binyamin Netanyahu’nun açısından Bennett-Lapid kabinesinin Filistinlilere yumuşak davrandığı ve Filistin ile Lübnan direnişine boyun eğdiği düşüncesinin varlığı, Filistinlilere yönelik ırkçılığın ve şiddetin artmasına neden olacaktır. Siyonist rejimin gelecekteki kabinesinde böyle bir şiddete odaklanılacağı öngörülebilir.


Filistin Özerk Yönetimi Başbakanı Muhammad Iştiyye, Siyonist rejimin parlamento seçimlerinde aşırı sağ partilerin yüksek oylarını, yerleşimcilerin ve işgalcilerin aşırılık ve ırkçılığa yönelik artan eğilimlerinin doğal sonucu olarak değerlendirdi.
"Aslanlar Yuvası"isimli direniş grubunun oluşumuna ve son aylarda Batı Şeria'da ve hatta işgal altındaki topraklarda gerçekleştirdikleri direniş eylemlerine gelince, Filistinliler ve Siyonistler arasındaki çatışmanın yoğunlaşmasına ve şiddetlenmesine tanık olunacağı işgal rejimine karşı Filistinliler arasındaki direnişin güçleneceği söylenebilir.
Lübnan ile denizcilik anlaşmasının iptal edileceği de, Netanyahu'nun yeniden iktidara gelmesinin önemli sonuçlarından biri olduğu da belirtilmektedir.
Binyamin Netanyahu yönetimindeki Siyonist rejimin gelecekteki kabinesinin oluşturulmasının bir başka olası sonucu da Lübnan ile denizcilik anlaşmasının iptal edilmesidir. Beyrut ile Tel Aviv arasında deniz sınırlarının çizilmesi konusunda yakın zamanda imzalanan anlaşma, Lübnan ve Hizbullah için önemli bir başarıydı.
Ancak Lapid bunu tarihi bir anlaşma olarak nitelendirirken, Netanyahu bunu tarihi bir teslimiyet olarak nitelendirdi ve başbakanlık görevini devralırsa bu anlaşmayı uygulamayacağını açıkladı.
Binyamin Netanyahu, parlamento seçimleri kampanyaları sırasında, başbakan olursa bu anlaşmayı iptal edeceğini ima ederek şunları söylemişti: “Oslo anlaşmasına ne yaptıysam buna da öyle yapacağım. Çünkü Oslo anlaşması da solcu bir hükümetin teslimiyet anlaşması idi. “

parstoday

Yorumlar