İranlı Emekli General Mansur Hakikatpur Azerbaycan-İran-Ermenistan Eksenli İddialara Cevap Verdi

 

Görüntülenme: 722 Tarih: 13 Kasım 2022 20:05
İranlı Emekli General Mansur Hakikatpur Azerbaycan-İran-Ermenistan Eksenli İddialara Cevap Verdi

Birinci Karabağ savaşında Azerbaycan topraklarını savunmak için bu ülkeye giden İranlı emekli General Mansur Hakikatpur, Cuma akşamı (11.11.2022) Kudüs TV’de canlı olarak yayınlanan Üçüncü Göz programında İran-Azerbaycan-Ermenistan eksenli olarak son zamanlarda kasıtlı olarak ortaya atılan iddialara cevap verdi.  

Normalde, General Hakikatpur’un açıklamaları simultane şeklinde tercüme edilmiş olmasına rağmen, canlı yayın olması hasebiyle tercümede bazı eksikliklerin olduğunu gördüğümüz için siz kıymetli www.kudusgunu.com takipçilerimiz için bu önemli açıklamaları, tercümedeki noksanlıkları tamamlayarak istifadenize sunmayı uygun gördük.

Siz değerli takipçilerimizden, Siyonist İsrail’in Azerbaycan ve İran’a komşu diğer İslam ülkelerindeki şer faaliyetlerinin de ilk kez açıklandığı bu önemli röportajı dikkatle ve sabırla okumanızı ve bu açıklamaları sosyal medya hesaplarınızda paylaşmanızı istirham ediyoruz.   

Kudüs TV Genel Yayın Yönetmeni Nureddin Şirin’in; ‘İran Ermenistan’a yardım ediyor mu? İran ile Azerbaycan ilişkileri ne durumda? Siyonist İsrail’in Azerbaycan’daki faaliyetleri neler?’ şeklindeki sorularına, İranlı emekli General Mansur Hakikatpur şu şekilde cevap verdi:

‘İran İslam Cumhuriyeti, Azerbaycan Cumhuriyeti’ni resmi olarak ilk tanıyan ülkedir. İran İslam Cumhuriyeti, Karabağ toprakları hakkındaki fıkhi ve şer’i görüşünü en üst düzeyde ifade etti. Bendeniz, Ayetullah Hamenei’den, ‘Karabağ İslam toprağıdır’ şeklindeki fetvasını şahsen aldım. Biz, evvelden beri Karabağ toprağını Azerbaycan ve İslam toprağı olarak biliyorduk, biliyoruz ve devamlı da böyle bileceğiz. Bu iddiamın ispatı da, tarih boyunca Azerbaycan ile kurduğumuz ilişkilerde açıkça görülmektedir.

Azerbaycan’ın düzenli bir ordusu yokken, biz İran olarak 6500 askeri Azerbaycan ordusu için eğittik. O zaman Haydar Aliyev bana dedi ki, ‘Sen, bizim için asker değil, adeta bir kaplan ordusu eğittin.’

Savaşın o en zor şartlarında Haydar Aliyev Rus gazinolarında gönül eğlendirirken, biz savaş meydanında Azerbaycanlı aziz kardeşlerimize yardım ediyorduk. Bendenizin, şehit Ruşen Cevadov’a teslim ettiği ve Karabağ bölgesinde kullanılan silah ve mayınlar, Ermeni güçlerin ilerlemesini durdurdu. Bu silah ve mayınların hepsi Azerbaycan’a hediye olarak verildi. Yani bunlara karşılık para alınmadı. Ayrıca lazım olan diğer tüm askeri teçhizatları da imkanlarımız ölçüsünde Azerbaycan’a teslim ettik. Bunların belgeleri de mevcuttur.

Tam bu dönemde biz Devrim Muhafızları olarak, kendi yetkililerimizden, Ermenistan’ın askeri gücünü artıracak tüm malzemelerin İran sınırından geçmesini engellemek için ellerinden geleni yapmalarını istedik. Azerbaycan’ın orta seviyedeki idari yapısında ve hatta bazen üst düzeylerde şeytanlık peşinde olanlar vardı. İhanetleri yüzünden Şuşa’nın ve bazı bölgelerin düşmesine sebep olan yönetimdeki bazı şahıslar medyada boy gösteriyordu. Biz, askeri danışmanlık görevinin yanında Karabağ’dan hicret etmek zorunda kalan kardeşlerimizi ağırlamak için İmişli’de yüz bin kişilik bir mülteci kampı da kurmuştuk.

İRAN ERMENİSTAN’A ASKERİ YARDIMDA MI BULUNUYOR?

Bir gün ben ve Haydar Aliyev orayı ziyarete gittik. O gün, o bölgeye 20 km uzaklıktaki bir bölgeden Ermeniler Azerbaycan toprağına füze saldırısı düzenledi. İşte! O bahsettiğim şeytani yetkililer hemen o gün, o füzeyi Ermenilere İran’ın verdiğini iddia ettiler. Bizim Azerbaycan ordusuna askeri danışmanlık yapmaya başladığımız ilk günden itibaren o bahsettiğim şeytani şahıslar, İran’ın Ermenistan’a yardım yaptığı yalanını yaymaya başladılar. Ben, Aliyev’e bundan duyduğum rahatsızlığı ilettim. Ona dedim ki, ‘Bizim sizin için gece-gündüz çalıştığımıza şahitsiniz. Fakat sizin arkadaşlarınız, bizim, Ermenilere füze verdiğimiz yönünde şayia yayıyorlar.’

Bunun üzerine Aliyev bana döndü ve dedi ki, ‘Bunlar, bir grup delidir.’ Ben de kendisine şu cevabı verdim: ‘O zaman delilerinizi bağlayın.’ Bu sözüm üzerine Aliyev güldü.

Bizim, Azerbaycan’la iyi ilişki içerisinde olmamızı istemeyen bazıları başından beri bu şayiadan yararlanarak şeytanlık yapıyordu.

Biz; tüm siyasi, kültürel ve savunma kapasitemizi geçtiğimiz yıllarda Azerbaycan’ın hizmetine sunduk. Diğer taraftan biz Ermenistan ile komşuyuz. Onlarla normal siyasi, kültürel, ticari ilişkilerimiz var. Bize karşı Ermenistan’ın uygunsuz bir hareketini görmedik. Fakat Azerbaycan’ın orta ve alt tabakasından bize karşı kendilerine yakışmayan hareketlere şahit olduk. Biz, Azerilerin nankörlüğünden dolayı üzgünüz.

AZERBAYACAN-İSRAİL İLİŞKİSİ

Onlar, bizim İsraillilerle düşman olduğumuzu ve onlarla tüm dünyada savaştığımızı biliyorlardı. Fakat İsraillileri Azerbaycan’a yerleştirdiler. Yine bizim, teröristlere karşı hassasiyetimizi bilmelerine rağmen teröristleri bölgeye taşıdılar. Allahu Teala bunların foyasını ortaya çıkardı. Şiraz’da Şahçerağ türbesine terörist saldırı düzenleyen grubun lideri Azerbaycanlıdır. Bu teröristin Azerbaycan istihbaratı ve IŞİD ile bağlantısı bizim açımızdan malumdur ve biz bunun hesabını Azerbaycan ile göreceğiz.

İran’ın Ermenistan’a yardım yaptığı bir şayiadır. Şu anda Azerbaycan kamuoyunda İran’a karşı bu asılsız propagandayı yapıyorlar. Basiretli ve bilinçli Azerbaycan halkı, İran İslam Cumhuriyeti’nin Ermenistan’a askeri yardım yapmayacağını çok iyi bilir. 

Biz, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki sorunların müzakere yolu ile yüz yüze görüşerek hal olacağına inanıyoruz. İki ülke arasındaki görüşmelerde İsrail, Arabistan, teröristler, Pakistan ve diğer şahısların yer almaması gerekir.

KARABAĞ DAHA TAM OLARAK ÖZGÜRLÜĞÜNE KAVUŞMADI

Biz, Karabağ’ın Azerbaycan’a ait olduğuna inanıyoruz. Karabağ’ın özgürlüğüne kavuştuğunu söyleyen Aliyev bey yalan söylüyor. Karabağ daha özgürlüğüne kavuşmadı. Karabağ’ın sadece bir bölümü özgürlüğüne kavuştu. Biz, siyasi sınırlara riayet edilerek Karabağ’ın Azerbaycan’ın gözetimi altında özerk bir bölge olmasının mümkün olduğunu düşünüyoruz. Bölgedeki tüm resmi sınırların muhafazasıyla. Fakat Azerbaycan’ın yanlış bir yolda yürüdüğünü görüyoruz. Azerbaycan bu takip ettiği yolda giderse Karabağ’a sahip olamaz, Karabağ üçüncü bir ülkeye bağlanır. Azerbaycanlıların doğru şekilde hareket etmeleri ve başkalarına bahane vermemeleri gerekir. Akdi takdirde Azerbaycan ileride Karabağ’ı ele geçiremeyecektir.

İran İslam Cumhuriyeti Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki sorunların giderilmesine yardımcı olabileceğini resmen ilan etmiştir.

AZERBAYCAN-İSRAİL İLİŞKİLERİ NE ZAMAN KURULDU?

Azerbaycan’dan İsrail’e göç eden Yahudiler; Sovyetlerin yıkılmasıyla birlikte Azerbaycan ile İsrail’i siyasi, güvenlik, askeri ve iktisadi yönden yakınlaştırma projesini başlattılar.

Bendeniz, Bakü’de askeri danışman olarak bulunduğum günden itibaren, benim de ikamet ettiğim otelde İsrail unsurlarının varlığını yakından gördüm.

O dönemde İsrail Hava Kuvvetleri Komutanı, çeşitli hediyelerle Bakü’ye geldi ve Azerbaycan ordusuyla irtibat kurdu. Bizimle birlikte Bakü’de bulunan Türkiyeli dostlarımız da bunu yakından gördüler.

Yani İsrail askeri ve istihbarat yetkilileri yaklaşık 30 yıldır bu bölgede var. Bendeniz, hatırlarsanız geçen sene Ekim ayında sizin kanalınıza, İran’a nüfuz eden ve düşürdüğümüz İHA’nın İsrail tarafından Azerbaycan toprakları kullanılarak İsfahan’a gönderildiğini anlatmıştım. (1) (Çevirenin notu: General Hakikatpur’un geçen sene anlattığı bu önemli olayı çevirinin sonuna ekleyeceğiz.)

İLHAM ALİYEV ÇOK BÜYÜK BİR KUMAR OYNUYOR  

O röportajda da belirttiğim gibi, şehit Ebu Mühendis El Mehdi, ‘Irak’ta Haşdi Şabi güçlerini bombalayan bir İHA’nın Azerbaycan topraklarından kalktığını’ bana söylemişti. Bu konuda Azerbaycan ordusu ve İran ordusu yetkilileri olayı yerinde araştırdıktan sonra İlham Aliyev bize dedi ki, ‘Bu, bizim ordumuzun işi değil, misafirlerimizin (yani İsrail’in) işi.’ Bu ilişki devam etti.

Biz birkaç sene önce, Arabistan ve İsrail’in Azerbaycan ile IŞİD arasında ilk irtibatı kurduğu istihbaratına ulaştık. Azerbaycan’ın, Pakistan gibi bazı ülkelerden hafif silahları satın alarak IŞİD’e verdiğini biliyoruz. İrtibatı Azerbaycan’da nasıl kurduklarından, bu silahları kimlerin ve nerede teslim ettiklerinden haberdarız. İsrail’in Azerbaycan’a son zamanlarda hangi silahları verdiğini de biliyoruz. Eğer Azerbaycan hükümeti bu söylediklerimi inkar ederse, bendeniz bir sonraki röportajda sizin kanalınızda bunların belgelerini gösterebilirim. Bir kısım silahları İsrail Azerbaycan’a ismini şu anda vermeyeceğim bir Afrika ülkesinde teslim etti. Azerbaycan da o silahları IŞİD’e verdi.

İran’ın Ermenistan’a silah yardımı yaptığı yalanını ortaya attıkları bu dönemde, biz, Azerbaycan’ın bölgeye yönelik hainliklerini gösteren binlerce belgeye sahibiz ve vakti gelince bunları tek tek ifşa edeceğiz.

İlham Aliyev çok büyük bir kumar oynuyor. Bu kumarın bir bölümü, İsrail ile ilişkilerini geliştirmek. Diğer tarafı da Vahabiler, teröristler ve Suudi Arabistan’dır. Bu kumarda, (kendi yanlışlarının üzerini örtmek için) İran yetkililerinin Ermenistan’la askeri alanda iş birliği yaptığı yalanını atmaktadır.

İSLAM ÜLKELERİ ARASINDA VAHDET

Sizin de bildiğiniz gibi biz, İslam aleminin vahdeti konusunda fiili olarak inisiyatif aldık. Biz, Müslümanların vahdetinin temini için 43 yılda çok büyük bedeller ödedik. Biz; Irak ve Suriye’de (IŞİD’e karşı mücadelede) askerlerimizi İslam aleminin vahdetine feda ettik. İslam ülkeleri arasında vahdet ve iş birliğinin gelişmesi için kendi milli menfaatlerimizden vaz geçtik. İtikadi menfaatlerimizi her zaman için milli menfaatlerimizin önüne aldık. Eğer biz bugün Filistin davasından el çeksek tüm problemlerimiz hallolur. Biz bugün mahrum ve mazlum Yemen halkından desteğimizi çeksek birçok problemimiz ortadan kalkar. Biz, bugün Irak için her alanda elimizden gelen her şeyi yaptık. Rehberin Malik Eşteri konumundaki büyük İslam komutanı General Kasım Süleymani’yi şehit verdik. Bunların hepsini İslam dünyasının vahdeti için yaptık.

Maalesef, İlham Aliyev İsrail’in müziği ile dans etmektedir. Aliyev, bir Şii diyarı olan Azerbaycan’da İmam Hüseyin aleyhisselamın bayrağının dalgalanmasına karşıdır. Biz İran olarak Azerbaycan’ın özgürlüğü için elimizden ne geliyorsa yaptık. Karabağ’dan çıkmak zorunda kalan Azerbaycanlı kardeşlerimiz için kurduğumuz yüz bin kişilik kampın masrafı günlük yüz milyonlarca tümendi.

Eğer İslam ülkelerinde iktidarda olan hükümetler kendi milli ve itikadi menfaatleri üzerinde hareket etseler, bizim onlarla hiçbir problemimiz olmaz.

Fakat sayın Aliyev, Netanyahu’nun emirlerini yerine getirmeye kalkarsa, bizim bunu kabul etmemiz mümkün değil. İran İslam Cumhuriyeti tüm çabasını İslam ülkeleri arasında vahdetin geliştirilmesine harcamıştır ve bu konuda çok ağır bedeller ödemiştir.

Biz, eğer İlham Aliyev bize doğru bir adım gelirse, ona doğru beş adım gelmeye hazırız.

Fakat Aliyev’in bugün bu adımı atacak milli iradesi yoktur. Aliyev, İsraillilerin ve Vahabilerin ağzına bakmakta ve onların sözüne göre amel etmektedir.

(1)Ben İran parlamentosunda güvenlik komisyon başkan yardımcıydım. İran nükleer Araştırma Merkezi'nin bulunduğu Natanz'da bir İHA'yı bizim hava savunmamız düşürdü. Bu Helmis türü bir İHA idi. İran İslami Şura Meclisi beni bu konuyu incelemekle görevlendirdi. İlgili askeri komutanları çağırdım. Ellerindeki bütün bilgileri getirdiler. Bu olaydan tam yarım saat önce bir İHA'nın Azerbaycan topraklarından kalkıp Natanz'a doğru geldiğini kaydetmişler. Sonunda Bu İHA'nın Azerbaycan’dan kalkıp Natanz'a geldiğinden hiç şüphe kalmamıştı. Nokta olarak bunu tespit ettik. Hangi üstten kalktığını da biliyoruz. Biz her şeyden vazgeçebiliriz, ama onur ve şerifimizden asla taviz vermeyiz. İran yüksek güvenlik konseyine bir uyarıda bulundum. “Bu konunun sonuna kadar üzerine gidip sonuçlandırmazsanız; savunma bakanını buraya çağırır ve mecliste gensoru ile düşürürüm” dedim. Böyle bir karar verildi orda. Savunma bakanı ve o istihbarat komutanı olan şahıs özel bir uçak ile bu uyarımızı Azerbaycan cumhurbaşkanına iletmek üzere Bakü’ye gittiler. Gidecekler ve bu uyarıda bulunup hiç beklemeden döneceklerdi. Savunma bakanı dönüp bana şöyle bir rapor verdi. İlham Aliyev bey, savunma bakanı ve ilgili komutanların bulunduğu bir toplantıda kendisine durumu aktardık. Oradan bize doğru kalkan İHA ile ilgili bütün bilgi ve belgeleri önüne koyduk. Vurulan İHA'nınparçalarını topladık. Filistin’de, Lübnan’da düşürülen ihaların parçalarıyla karşılaştırdık. Düşürülen bu İHA'nın bir İsrail hava aracı olduğuna hiç bir şüphe kalmamıştı. İlham Aliyev'in kendi savunma bakanı o toplantıda kendisine “evet, bu İHA Azerbaycan topraklarından kalktı” dedi. Bu itiraf üzarine bizim savunma bakanımız; “o halde siz suçlusunuz ve bunun bir karşılığı olacaktır” dedi. “Bunu söylediğimde İlham Aliyev’in rengi sarardı. Elleri titredi. Çok öfkeli bir şekilde Azerbaycan hava kuvvetleri komutanına dönerek bağırdı. Siz mi yaptınız, Bunu” dedi. Azerbaycan hava kuvvetleri komutanı “hayır biz yapmadık buradaki misafirlerimiz yaptı” dedi. Bunun ardından İran savunma bakanı Aliyev’e gerekli ultümaton da bulundu. Ve “bunun kesinlikle karşılığı verilecek” dedi. Beklemeden Tahran’a geri döndüler. Onlar hemen peşinden Tahran’a geldiler özür dilediler. Bakın bunu İran tarafında yetkililer kabullendiler. Ama ben bunu asla kabullenemedim. Ama büyüklerime karşı saygı duyduğum için sustum. Ama kendilerine şu uyarıda bulundum. “Bu bir daha tekrarlanırsa, orayı biliyorum. Ve orayı yerle bir ederiz” dedim.

https://kudusgunu.com/d/32488/iranli-general-mansur-hakikatpur-dan-azerbaycan-israil-iliskisine-dair-carpici-aciklamalar

Yorumlar