Yezit Netanyahu'nun Türkiye'ye Davet Edilmesi Ankara'da Düzenlenen Eylemle Protesto Edildi (Foto-Video)

 

Görüntülenme: 941 Tarih: 27 Temmuz 2023 12:30
Yezit Netanyahu'nun Türkiye'ye Davet Edilmesi Ankara'da Düzenlenen Eylemle Protesto Edildi (Foto-Video)

Yezit Netanyahu’nun Türkiye’ye davet edilmesi ve batı ülkelerinde kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’e yönelik saygısızlıklar Filistin Milleti ile Dayanışma İnisiyatifi tarafından Ankara Ulus Meydanında düzenlenen basın açıklaması ile protesto edildi.

‘Yezit Netanyahu Türkiye’ye Gelmesin!’ pankartının açıldığı eylemde Mavi Marmara gazilerinden

Zeki Kanat bir selamlama konuşması yaptı.

‘Kur’an’a Uzanan Eller Kırılsın’, ‘Müslüman Uyuma Kur’an’a Sahip Çık’, ‘Kahrolsun İsrail Kahrolsun Amerika’, ‘Filistin Emanet Anlaşma İhanet’, ‘Mavi Marmara Onurumuzdur’, ‘Şehitlerin Yolunu Sürdüreceğiz’, ‘Lebbeyk Lebbeyk Lebbeyke Ya Aksa’, ‘Ankara’dan Kudüs’e Direnişe Bin Selam’, ‘Siyonist Elçilik Kapatılsın’, ‘Siyonist Devlet Yıkılacak Elbet’ ve ‘Lebbeyke Ya Kudüs Lebbeyke Ya Aksa’ sloganlarının atıldığı eylemde basın açıklamasını Mavi Marmara gazisi Mehmet Tunç okudu.

Okunan basın açıklamasının tam metni şu şekildedir:

YEZİT NETANYAHU TÜRKİYE’YE GELMESİN!

Bismillahirrahmanirrahim

Kıymetli basın mensupları ve aziz halkımız!

Basın açıklamamızın başında İsveç, Danimarka ve Hollanda’da kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'e yapılan saygısızlığı şiddetle lanetliyoruz. Biz çok iyi biliyoruz ki İslam'a yönelik bu hakaretlerin arkasında Müslüman dünya ile Hristiyan dünyayı çatıştırmak isteyen Mossad'ın parmağı vardır. İslam ülkeleri bu konuda iş birliği yaparak, İsveç devletini bu suçluyu teslim etmeye zorlamalıdır. Kur'an'ı yakan o aşağılık şahıs İslam ahkamına göre yargılanmalı ve cezalandırılmalıdır ki bir daha kimse böyle bir küstahlığa cesaret edemesin. İsveç, Danimarka ve Hollanda devletlerinin görevi, kutsal kitabımızı yakan o şahısları İslam ülkelerinin yargı kurumlarına teslim etmektir. İslam ülkeleri İsveç'in büyükelçilerini sınır dışı etmelidir. Türkiye de İsveç'in Nato üyeliğine izin vermemelidir.

Değerli basın mensupları ve muhterem vatandaşlarımız!

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının geçen Cuma günü bildirdiğine göre, hükümetin daveti üzerine siyonist rejim başbakanı katil Netanyahu 28 Temmuz tarihinde necis bedeniyle ülkemiz topraklarını kirletecekti.

Bu tarih, aynı zamanda 10 Muharrem Aşura gününe yani İmam Hüseyin ve yaranlarının Kerbela’da zalim Yezit’in emriyle şehit edildiği güne denk geliyordu.

Fakat katil Netanyahu Pazar günü yaptığı açıklamada sağlık sorunları nedeniyle bu davete bir ya da iki hafta sonra icabet edeceğini açıkladı. Yani gelişini erteledi.

 

Geçici israil rejimi elebaşısı Isaac Herzog’un Türkiye’ye davet edilmesinin ardından, Mavi Marmara katliamının emrini veren çağın Yezit’lerinden Netanyahu’nun ülkemize davet edilmesi Ak Parti hükümetinin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Filistin davasını bir kez daha sırtından hançerlemesi anlamına gelmektedir.

Kudüs, Mescid-i Aksa, Gazze ve Batı Şeria eksenli çok kritik gelişmelerin ve büyük zulümlerin yaşandığı bir zaman diliminde katil Netanyahu’yu ülkeye davet etmek Filistin-Kudüs davasına büyük bir ihanettir. Başta HAMAS liderleri olmak üzere tüm Filistinli Direniş Gruplarının ve önemli şahsiyetlerin Dünya Müslümanlarını Mescid-i Aksa’yı ve Kudüs’ü korumaya davet ettiği bir dönemde, bu daveti nasıl izah edeceksiniz milletimize ve İslam Alemine?!

Ayrıca katil Netanyahu siyasi açıdan ülkesinde çok zor durumdayken siz bu davetle Netanyahu’ya can simidi atmış olmuyor musunuz? Terörist Netanyahu’nun siyasi ikbalini kurtarmak size mi düştü?!

Joe Biden bile katil Netanyahu’yu adam yerine koyup ABD’ye davet etmezken, size ne oluyor da bu Yezidi ülkemize davet ediyorsunuz?!  

Tüm siyonist yetkililer korsan İsrail’in yıkıma doğru gittiğini itiraf ederken, size ne oluyor da bu terörist rejimin ömrünü uzatacak siyasi hamleler yapıyorsunuz!  

Anladık ki Filistin ve Kudüs davasına ihtiram göstermiyorsunuz, fakat en azından sizden, kendi masum vatandaşlarınızın Akdeniz’in mavi sularında hunharca katledilmesi emrini veren katil Netanyahu’yu ülkemize davet etmeye utanmanızı beklerdik.

Filistin davası ve Mavi Marmara şehitleri yıllardır büyük yanlışlar üzerine bina ettiğiniz dış politikanızın en büyük kurbanlarıdır.

Yanlış dış politikanızı yine yanlış bir dış politika ile düzelteceğinizi zannediyorsunuz. Necaset, necasetle temizlenmez. Siyonistlere güvenilmeyeceğini öğrenemediniz mi daha? Başınız taşa değince ‘eyvah’ diyeceksiniz ve fakat yine iş işten geçmiş olacak.

Diğer taraftan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ifade ettiği üzere, hükümet siyonist İsrail'in Akdeniz'den çaldığı doğalgazı Türkiye üzerinden Avrupa'ya taşıma sevdasından da vazgeçmemiş maalesef. Sırf birkaç  yüz bin dolar için Türkiye'ye, korsan İsrail'in hırsızlığına ortak olmak yakışıyor mu? Hükümet bu ayıba ortak olma sevdasından bir an önce vazgeçmelidir. Irkçı İsrail'in gasp ettiği o doğalgaz Filistinli ve Lübnanlı kardeşlerimizin hakkıdır.

Bu Yezit Netanyahu, iktidara geldiği 2009 yılından bu yana resmi verilere göre Gazze ve Batı Şeria’da aralarında çocuk ve kadınların da bulunduğu yaklaşık 4 bin Filistinlinin şehit olduğu vahşi operasyonların emrini verdi. Bu Yezit soyu, 2010 yılında Mavi Marmara’ya saldırı emrini de bizzat kendisi verdi. 10 kardeşimizi bu katil şehit etti. Bizim bunu unutmamız mümkün değildir. Eninde sonunda katil Netanyahu ve tüm siyonistlerden bu katliamın hesabını soracağız Allah’ın izniyle.

Biz Türkiyeli Müslümanlar her fırsatta hükümetten korsan İsrail ile tüm ilişkileri kesmesini ve siyonist elçiliği kapatmasını istiyoruz ve bu haklı isteği de dillendirmeye devam edeceğiz.     

Yezit Netanyahu’nun ülkemize davet edildiği bu günlerde tüm siyasi partilere ve sivil toplum kuruluşlarına insanlık ve Filistin adına şu çağrıda bulunuyoruz:

Gelin! El birliği yaparak katil Netanyahu’nun ülkemize gelişini engellemek için bir an önce harekete geçelim. Hükümeti bu yanlıştan dönmeye zorlayalım. Mavi Marmara şehitlerinin hepimizin üzerinde hakkı var. Onlar milletimizin desteğiyle tüm insanlık ve Filistin adına bu kutlu yola çıktılar ve bedel ödediler. Yarın ruz-ı mahşerde onların önünde boynumuz bükük kalmasın.

Şimdi, gün harekete geçme günü ve katil Netanyahu’yu bu topraklara sokmama günüdür!

Tarih Türkiyeli Müslümanların önüne bu Hüseyni günlerde bir Aşura Destanı yazma fırsatını altın tepside sunmuştur. Merhum şehit Murtaza Mutahhari günümüzün Kerbela’sı Filistin’dir diyordu. İslam dünyasının Kerbela katliamına göz yaşı döktüğü ve Lebbeyke Ya Hüseyin dediği bu günlerde asrın Kerbela’sı olan Filistin davasına ‘Lebbeyke Ya Filistin, Lebbeyke Ya Kudüs, Lebbeyke Ya Aksa’ diyerek sahip çıkmak itikadi vazifemizdir.   

Selam hidayete tabi olanların üzerine olsun.

KAHROLSUN İSRAİL KAHROLSUN AMERİKA

ZİLLET BİZDEN UZAKTIR

MAVİ MARMARA ONURUMUZDUR 

YAŞASIN ÖZGÜR KUDÜS MÜCADELEMİZ

Filistin Milleti İle Dayanışma İnisiyatifi 

Yorumlar