Lübnan'da Salı akşamı gerçekleştirilen, çağrı cihazlarını patlatarak düzenlenen terör operasyonunda çok sayıda kişi şehit oldu, 3 bine yakın kişi de yaralandı.

Lübnan'da çağrı cihazlarının patlatıldığı terör operasyonunda, Batı medyasında öne sürülen iddiaların aksine yalnızca Hizbullah güçleri hedef alınmadı. Bu saldırı sırasında yerleşim merkezlerinde kontrol ve izleme amacıyla çağrı sistemlerini kullanan çok sayıda bekçi da yaralandı veya şehit oldu.

Çağrı cihazı, kullanıcıya birinin kendisini aramaya çalıştığını bildirmek için radyo dalgaları üzerinden dijital sinyaller göndermeye dayanır; bu cihaz aracılığıyla, ortak bir iletişim aracı olduğunu belirten kısa metin mesajları da gönderilebilir. Akıllı telefonlar ortaya çıkmadan önce de özellikle doktorlar ve acil servis çalışanları arasında yaygınca kullanılıyordu.

Mobil veya internet iletişiminin çeşitli nedenlerle sınırlı olduğu veya kesintiye uğradığı alanlarda çağrı cihazları yine de yararlı bir iletişim aracı olabilir. Bu açıdan bakıldığında iletişim uzmanlarına göre Siyonist rejimin yaptığı sadece teknolojik terör değil aynı zamanda teknolojik terördür. Bir iletişim cihazı kitini uzaktan kontrol edilebilen ve aynı anda çok sayıda patlatılabilen bir silaha dönüştürmek, aslında bilgi ve iletişim teknolojilerinin işlevselliğine ve barışçıl doğasına yapılan bir saldırıdır.

Aslında Siyonist rejim, kitle iletişim cihazını terör aracına dönüştürerek, bu cihazları üreten firmaların itibarına darbe indirdi. Lübnan ve Suriye'de patlayan çağrı cihazlarının Tayvan'da yapıldığı söyleniyor. Çağrı cihazı AP924, Gold Apollo Company tarafından üretilmiştir ve bu şirketin merkezi Tayvan'ın New Taipei şehrinde bulunmaktadır. Şirket, alfanümerik çağrı cihazları ve vericiler de dahil olmak üzere kablosuz çağrı sistemlerinde uzmanlaşmıştır.

Şimdi soru şu: Bu şirket Siyonist rejime karşı yasal ve adli yollara mı başvuracak, yoksa Mossad'la suç ortaklığı yapmakla mı suçlanacak? Çağrı cihazı veya cep telefonu gibi iletişim teknolojilerinin insanlara suikast amacıyla kullanılması, uluslararası hukuk açısından yasa dışı bir eylem ve insan hakları ihlali olarak değerlendirilmektedir. Bu tür eylemler genellikle terörizm veya insanlığa karşı suçlar olarak sınıflandırılır ve terörizm ve insan haklarına ilişkin sözleşmeler de dahil olmak üzere çeşitli uluslararası yasalar uyarınca kovuşturulabilir.

İsrail rejimi, suikast gerçekleştirmek için paket bombalar, silahlı saldırı, araba bombaları, keskin nişancılar, zehirli kimyasallar, boğma, insansız hava araçları ve yoğun hava bombardımanı gibi çok sayıda yöntem kullandı. Bu eylemler bu rejim açısından o kadar hayati önem taşıyor ki, İsrail'in hayatının temelde terör üzerine kurulu olduğu söylenebilir. Bazı durumlarda Siyonist terör rejiminin politikası, aynı zamanda bu terörlerin derinliğini, kapsamını ve sıklıkla kullanıldığını da ortaya koyan inançlara dayanmaktadır.

Hizbullah'ın Gazze'yi savunarak korsan rejimin planlarının Gazze'de gerçekleşmesine izin vermemesine öfkeli olan Tel Aviv, bu suikastlarla başarısızlıklarını ve hüsranlarını örtbas etmek istiyor.

Yapılan son kalleş terör operasyonlarında çok sayıda sivilin yanı sıra çok sayıda Hizbullah üyesi de yaralanmış olsa da, Hizbullah'ın gücü ve kabiliyetleri, bu operasyonun onun caydırıcı gücünü bozabileceğinden çok daha fazladır. Buna dayanarak Siyonist rejim, son dönemde işlediği suçlarla Hizbullah'ın sürpriz eylemini ve sert tepkisini beklemek zorunda kalacak bir durumda.

parstoday