Aksa Tufanı ve Gerçekler (Analiz)

Aksa Tufanı operasyonu, Filistin-Siyonist çatışması tarihinde benzeri görülmemiş sonuçlara imza attı ve İsrail ve müttefiklerinin bölgedeki projelerine yönelik ölümcül darbelerin yanı sıra, ‘Şehit Seyyid Hasan Nasrallah'ın dediği gibi İsrail, örümcek ağından bile daha zayıftır’ sözünü kanıtladı. 

Görüntülenme: 208 Tarih: 11 Ekim 2024 09:41
Aksa Tufanı ve Gerçekler (Analiz)

Hamas hareketinin askeri kanadı Kassam Tugayları tarafından 7 Ekim 2023 sabahı gerçekleştirilen tarihi Aksa Tufanı Operasyonunun üzerinden tam bir yıl geçti. Filistin topraklarının Siyonist rejim tarafından işgal edilmesinden bu yana Filistin-İsrail çatışması tarihinde Siyonistlere yönelik en büyük saldırı olarak kabul edilen bu operasyon, İsrail ve destekçileri için büyük bir şok oldu.

Aksa Tufanı İsrail'in örümcek ağından bile daha zayıf olduğunu kanıtladı

Bu operasyonda İsrail ordusunun Gazze tümeni tamamen çökertilmiş ve Siyonist rejimin yenilmez ordusu efsanesi de yerle bir edilmiş, ardından da şehit Seyyid Hasan Nasrallah'ın "İsrail örümcek ağından bile daha zayıftır" söyleminin uygulamalı örneği olan Siyonist varlığın çöküşü ve kırılganlığına dair çeşitli senaryolar öne sürüldü.

Siyonist rejimle yapılan en uzun direniş savaşının üzerinden artık bir yıl geçti. Bu dönemde Siyonistlerin iç güvenliği ve ekonomisi felç olmuş, özellikle askeriyede eşi benzeri görülmemiş can ve mal kayıpları yaşanmıştır.

Bu nedenle savaş başladıktan sonra İsrailliler arasında tersine göç oranı eşi benzeri görülmemiş bir seviyeye yükseldi ve savaşın ateşinden kaçmak ve güvenli bir yerde yaşamak için daha önce geldikleri Amerika ve Avrupa'ya kaçtılar.

Gazze'de ve şimdi de Lübnan'da masum sivillere karşı işlenen tarihi insanlık karşıtı suçlara ve çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 50 bine yakın insanın katledilmesine rağmen işgalci rejimin başında Hamas'ın yok edilmesi ve Siyonist esirlerin askeri güçle geri getirilmesi olan savaş hedeflerinin hiçbirine ulaşamaması dikkat çekicidir.

Direniş sayesinde yeni bir ‘Siyonistlerin bölgeyi terk etmesi’ olgusunun ortaya çıkışı

Öte yandan Hizbullah'ın halka ve Filistin direnişine verdiği onurlu destek performansı ve bu hareketin 8 Ekim'den bu yana işgal altındaki Filistin'in kuzeyinde Siyonistlere karşı yürüttüğü operasyonların gölgesinde, kuzeydeki yerleşim yerlerinin çoğu boşaltıldı ve bu bölgede yaşayan Siyonistler, Filistin'in işgalinden bu yana ilk kez çevre yerleşimlerin sakinleri gibi bölgeyi terk ediyor.

Aksa Tufanı savaşından bir yıl sonra elde edilen sonuçlar bir yana, bu savaş direnişle Siyonist rejim arasındaki çatışmanın kurallarını önemli ölçüde değiştirmiş, direniş tarafından yeni denklemler çizilmiştir.

Bu arada geçtiğimiz yıl Gazze'nin en büyük askeri destekçisi olarak kabul edilen Hizbullah, Filistin'deki mazlumlara destek olmak için birçok fedakarlık yaptı ve sahip olduğu en kıymetli şey olan Hizbullah Genel Sekreteri Sayın Seyyid Hasan Nasrallah'ı Kudüs Şehitlerinden biri olarak takdim etti. Ancak çok ağır olan bu baskıların hiçbiri Hizbullah'ı onurlu duruşundan çekilmeye zorlayamadı.

Böylece Lübnan direnişi, Siyonist düşmanla sürekli çatışma halindeyken, Batı ve ABD'nin bu rejime sınırsız askeri desteğine rağmen dengeyi koruyabildi ve Siyonistleri bir yıl boyunca yıpratma savaşı içinde tutmayı başardı. Bu sayede Filistin'deki direnişin de omzundan büyük bir yükü aldı.

Bu bir yıl boyunca dünya insanlarının Aksa Tufanı’nda gördüğü en büyük sahneler, Filistin halkının kahramanlık, güç, cesaret ve güçlü iradesi ile direniş sahneleri olmuştur. Siyonist düşmanın vahşi saldırganlığı nedeniyle büyük zorluklara maruz kalmalarına rağmen asla pes etmedikleri ve direnmeye devam ettikleri sahneler.

Aksa Tufanı, direnişin sergilediği performansı, Siyonist rejimin acizliğini, güvenlik zafiyetini, bu rejimin askeri ve iç cephesini koruma konusundaki başarısızlığını ortaya koyarken, Siyonistleri de şaşkınlık içinde bıraktı

Aksa Tufanı’nın direniş cephesi açısından bazı öne başarıları

Aksa Tufanı, Filistin-Siyonist çatışmasının yeni aşamasında tarihi bir dönüm noktası olarak kabul ediliyor ve dolayısıyla direniş cephesinin çeşitli olaylarla ve fedakarlıklarla dolu bir yılın ardından, bu operasyonun bazı sonuçlarına ve bölgede yarattığı yeni gerçekliğe bakmak yerinde olacaktır.

- Çeşitli direniş gruplarının Aksa Tufanı savaşına katılımı ve halka ve Filistin direnişine verdiği destek, ilk kez "saha birliği" kavramının pratik bir yansımasını gösterdi ve Siyonist rejimi büyük bir riskle karşı karşıya bıraktı: çok cepheli bir savaşla Aksa Tufanı Gazze’de başladı ama kısa sürede Lübnan cephelerine, ardından Yemen ve Irak cephelerine ve İran İslam Cumhuriyeti'nin stratejik desteğiyle genişledi.

- Çatışmaların kızışması ve savaşın tüm bölgeye yayılma ihtimaliyle birlikte bu savaşta başlangıçta kendisine iddialı hedefler koyan Siyonist rejim, birçok siyasi ve güvenlik liderine göre artık varlığını sürdürme mücadelesi veriyor. İşgalci rejim İsrail en zor günlerini yaşıyor ve tarihte bu kadar korkunç olaylar görmedi. Siyonist çevreler, yerleşimcilerin mevcut kaotik durumu gördükten sonra İsrail'de (İşgal Altındaki Filistin) kalmayı yeniden gözden geçirdiklerini, birçoğunun Amerika ve Avrupa'ya ya göç ettiğini ya da göç etmeyi düşündüğünü itiraf ediyor. Siyonist rejimin Kan Ağı, İsraillilerin yüzde 14'ünün Gazze savaşından sonra göç ettiğini ve bir daha geri dönmeyi düşünmediğini açıkladı.

- Siyonist rejimin iç cephesinin zaten birçok bölünme ve ayrılıktan muzdarip olduğu bir ortamda, Aksa Tufanı, Siyonist toplumun daha da parçalanmasına katkıda bulundu. Direnişin işgal altındaki Filistin'in çeşitli şehirlerine her gün düzenlediği füze bombardımanı, İsrail kabinesi ve ordusunun yerleşimciler arasında İsrail'in ana cephesini koruyamadığı konusunda birçok soruyu gündeme getirdi.

- Aksa Tufanı Savaşı'nın benzeri görülmemiş bir sonucu da, yetmiş yıl boyunca dünya kamuoyunu aldatan ve kendi sahte anlatısını dünyaya empoze eden Siyonist rejimin, masum sivillere karşı işlediği acımasız ve insanlık karşıtı suçları ifşa ederek uluslararası tecrit altına alınmasıydı Uluslararası mahkemeler de kamuoyunun baskısı altında İsrailli yetkilileri yargılamak zorunda kaldı ve aralarında Netanyahu'nun da bulunduğu pek çok kişi hakkında tutuklama emri çıkarıldı.

- Aksa Tufanı, yeni nesil Filistinlilere ve Araplara direniş ruhunun geri dönmesini sağladı ve Filistin halkının özgürlük hakkı, özgür dünya halkları tarafından tanındı. Bu operasyon, Siyonistlerin vahşeti ile baş etmenin tek yolunun silahlı direniş olduğunu kanıtlamış, birçok Arap rejiminin işgalci rejimle uzlaşma tuzağına düştüğü bir ortamda Aksa Tufanı normalleşme projesindeki İsrail'e büyük bir darbe indirmiştir.  Aksa Tufanı operasyonu, Filistin direnişinin Amerika ve Batı'nın sınırsız desteği altındaki işgalci rejime karşı durabildiğini ve bölgedeki güç dengelerini etkileyebildiğini kanıtladı. Bu mesele Filistin halkının birçok baskıya rağmen topraklarının özgürlüğü için fedakarlık yapma ruhunu ve motivasyonunu güçlendirdi.

- Aksa Tufanı, İslam ümmetinin pusulasının bir kez daha bu ümmetin temel meselesi olan Filistin meselesine dönmesine neden oldu. Bu nedenle Suudi Arabistan dahil Arap ülkeleri, kamuoyunun baskısıyla işgalci rejimle normalleşme projesini tamamlayamadı ve bugün Arap uzlaşma rejimleri tüm Arap ve İslam milletleri tarafından kınanmaktadır.

-  Aksa Tufanı, Filistin davasını yeniden küresel önceliklerin başına taşımış ve tarihte ilk kez Avrupa ülkeleri de dahil olmak üzere dünyada birçok ülkenin bağımsız Filistin devletini tanımasını sağlamıştır.

Siyonistler hayatta kalma mücadelesi veriyor

Aksa Tufanı operasyonunun ikinci yılına girmiş bulunuyoruz ve Siyonist rejim, Gazze bataklığında büyük kayıplar verdikten sonra savaşı kuzey cephesine genişletti ve ardından Lübnan'a vahşi saldırılar düzenledi.Amerika'nın tonlarca bombalarıyla gerçekleştirdiği vahşi hava saldırılarıyla Lübnan'ın direnişini bastıramayan Siyonistler, şimdi de bu ülkeye kara saldırısı başlattı. Ancak işgalci ordunun askerleri, Lübnan'ın sınır bölgelerine girmeye çalıştıktan sonra her defasında kendilerini direniş ateşinin ortasında buldular ve sadece bir hafta içinde onlarca kişi öldürüldü, hayatta kalanlar ise kaçtı.

Gözlemciler, İsrail'in 2006'da Hizbullah'la yapılan savaştan daha iyi bir konumda olamayacak ve Netanyahu'nun bahsettiği yeni Ortadoğu'nun, tıpkı Temmuz 2006 savaşında ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'ın Orta Doğu’su gibi bir illüzyondan başka bir şey olmadığı Ortadoğu'nun çehresini değiştirecek olanın direniş olduğuna inanıyor.

Aksa Savaşı'ndan bir yıl sonra Siyonistlerin anlayamadığı şey, İsrail'in artık Ben-Gurion döneminin İsrail'i olmadığı ve ölümcül darbeler aldıktan sonra tekrar ayağa kalkamayan yaşlı bir adama benzediğidir. Dünyanın her yerinden Yahudiler, Filistin'in kendilerine vaat edilen topraklar olduğuna dair yanıltıcı bir inançla 1948'de bu Arap ülkesini işgal etti. Ama bugün, 75 yıl sonra, varoluşlarının geleceğine dair hiçbir güvencelerinin olmadığını anlamışlar ve sonsuz bir başarısızlık içinde yaşıyorlar.

tesnim

Yorumlar