İran’da devrimin 36’ncı yıldönümü sebebiyle çeşitli etkinlikler düzenleniyor.
Ülkenin başkenti Tahran’da halk saat 08:00 itibari ile Azadi Meydanına yürüdü. Meydana bağlanan yollar kapatıldı. Polis güvenlik önlemleri aldı ve alana giren herkese üst araması yapıldı.
Devrim kutlama etkinlikleri yerel saat ile 09.30’da başladı. Son konuşmayı ise iran cumhurbaşkanı Hasan Ruhani yaptı. Ruhani, devrimin üç ana sloganı olduğunu, bunların bağımsızlık, özgürlük ve İslam cumhuriyeti olduğunu söyledi.
Nükleer müzakereler konusunda da konuşan Ruhani, görüşmelere sadece siyonistler gibi halk düşmanlarının karşı olduğunu savundu.
Ruhani, seçimlerde hükümetin verdiği sözlere bağlılığını yeniden vurguladı ve sözlerinin ardı ardına yerine getirileceğini söyledi.
Konuşmanın büyük kısmı ekonomi üzerine oldu. Ruhani, hükümetin ekonomik icraatlarını savundu ve ekonominin durgunluktan çıktığını kaydetti.
Konuşmanın sonunda ise Ruhani, İran’ın dış politikada dünya ile yapıcı bir tutumda olduğunu, devrim ve ülke çıkarlarını korumaya dayalı bir dış politika izlendiğini vurguladı.
DEVRİM DOLAYISIYLA GENEL AF
İran'ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, devrim kutlamaları münasebetiyle 1020 mahkumun affedilmesi veya cezalarının hafifletilmesini öngören kararı onayladı.
İran resmi ajansı İRNA'da yer alan habere göre, Hamaney, İran Yargıtay Başkanı Ayetullah Sadık Amuli Laricani’nin talebi üzerine 1020 mahkumun affedilmesi veya hafifletilmesine ilişkin kararı onayladı.
Söz konusu karara göre, bazı mahkumların cezalarının tamamen affedileceği ifade edilirken karar kapsamındaki mahkumların işledikleri suçlara ilişkin bilgi verilmedi.
İran anayasasına göre, 'Devrim Rehberi' sıfatıyla ülkenin en üst mercii konumunda bulunan dini lider Hamaney, Yargıtay Başkanı'nın talebi üzerine bazı suçluları affetme veya cezalarını hafifletme yetkisine sahip bulunuyor.
Şahlık rejiminin halk devrimi sonucu 1979 yılında son bulduğu 11 Şubat tarihi, her yıl ülkede resmi törenlerle kutlanıyor.
İRAN İSLAM DEVRİMİ
1 Şubat 1979 tarihinde Şah İran'dan kaçmış ve Ayetullah Humeyni de sürgünde yaşadığı Fransa'dan ülkesine geri dönmüştü. Ayetullah Humeyni’yi karşılamak için 10 milyon kişi sokakları doldurdu ve 11 Şubat 1979'da önderlik ettiği büyük mücadele zaferle sonuçlandı.
Rıza Şah İran tarihinde görülmedik boyutlarda modernleşme ve reform politikalarını uygulamaya koymuştu. Laik eğitim kurumları açılmak suretiyle medreseye giden öğrenci sayısı düşürülerek halkın İslam'dan uzaklaştırılması amaçlanarak seküler bir hayat tarzı İran halkına empoze ettirilmeye çalışıldı.
Ulemanın etkisindeki örfi ve şer-i mahkemeler önce sınırlandırıldı ve sonra ortadan kaldırılmaya çalışıldı. Şah, batılı hayat tarzını benimsemiş bir halk hedefleyerek, kılık kıyafet tarzını da içine alan dini giysilerin giyilmesini ve kadınların başlarını örtmesini yasakladı.
DEVRİMİ ATEŞLEYEN NEDENLER
İran’da devrimi ateşleyen ve başarıya götüren nedenler arasında ABD ve diğer Batılı devletlerle girilen ilişkinin ortaya çıkardığı halk arasındaki hoşnutsuzluk ve yine halk arasında eşitsiz gelir dağılımı başta geliyor.
Diğer taraftan yeniden yorumlanan Şii düşünce; bunun ortaya çıkardığı somut mücadele, bu çerçevede oluşturulan güçlü liderlik ve bu liderliğe bağlı organizasyonların yürüttüğü çalışmalar inkılap sürecinin fikirsel ve eylemsel altyapısını oluşturması bakımından altı çizilmesi gereken bir husus.
İNKILAP BAŞLIYOR
Tüm bu nedenlerin de etkisiyle 4 Kasım 1979'da Ayetullah Humeyni'nin önderliğindeki İranlı Müslümanlar, İran Şahı Rıza Pehlevi'yi iktidardan düşürdü. Çatışmalar yüzünden Tahran morgu, sokakta can verip kimlikleri henüz tespit edilemeyen naaşlarla dolup taştı.
1978’de Şah karşıtı ilk büyük halk gösterileri başladı. Grevler ve gösteriler ülkeyi ve ekonomiyi felç ettikten sonra Şah Şubat 1979’da ülkeden kaçtı ve büyük bir halk kitlesinin karşılamasıyla Ayetullah Humeyni İran’a geri döndü.
Ordunun silahları, Evin siyasiler hapishanesi, Saltanatabad’daki SAVAK merkezi, Senato ve Şura Meclislerine ait binalar, radyo ve televizyon, Başbakanlık, Jandarma ve polis karakolları halkın eline geçti.
11 Şubat’ta İran ordusu, İran halkının sokak savaşlarında Şah’a bağlı silahlı gruplara karşı üstünlük sağlayınca kendini “tarafsız” ilan etmesiyle yıllardır İran topraklarına hakim olan Şah rejimi tamamen çöktü.
Şahlık rejiminin ana organlarının çökmesi üzerine İnkılap lideri İmam Humeyni halkı sükunete ve eski düzen ortamını yeniden kurmaya çağırdı.
İran’da 2500 yıllık Şahlık düzeni böylece, dağılırken, İmam Humeyni’nin liderliğinde kendini gösteren İslam İnkılâbı zaferini ilan etti.
1979’da İran resmen İslami Cumhuriyet oldu. Yeni bir anayasa hazırlanarak Ayetullah Humeyni ülkenin dini lideri oldu.
Ayetullah Humeyni halka hitaben yaptığı yeni bir konuşmasında, İslam İnkılâbının düşmana galip gelme açısından henüz sona ermediği, düşmanın her tür hile ve desise araçlarına sahip olduğu, bu yüzden eski iktidarını yeniden elde edebilmek için elinden gelen her tür hile ve komploya başvurabileceği konusunda halkı uyardı ve inkılapçı ruh halleri ve hassasiyetlerini olduğu gibi korumaya ve rehberlik buyruklarına da bağlı kalmaya davet etti.
ABD'NİN ETKİSİ İRAN'DA BİTTİ
Devrim öyle bir hızla gelişti ki, Amerikalı yetkililer bile son günlerde, İnkılabın zafere erdiğine inanamamış ve bu inkılabın güç aldığı prensipleri hala anlayamamışlardı.
“Beyaz Saray”, “Brezinski” aracılığıyla “Solivan”a “Acaba İran’da hala darbe imkânı var mı?” diye soracak ve İran gibi güçlü bir jandarmasını kaybetmeyi hiçbir zaman sindiremeyen ABD, İran'ı yeniden sömürüsü altına alabilmek için defalarca darbe girişimlerinde bulunmaktan, İran'a karşı Saddam aracılığıyla tam 8 yıl sürecek bir savaş çıkartmaktan, mezhep ihtilaflarını körükleyip ambargolar uygulamaktan vazgeçmeyecek, ama İran'ı dize getirmeyi başaramayacaktı.
İran Şahı, ABD'nin müttefiki olduğu için Başkan Carter İran'ın ABD'deki 12 milyar dolar tutarındaki varlığını dondurdu ve Şah döneminde kararlaştırılmış olan silah ve askeri araçların satışını inkılap sonrası durdurdu.
AYETULLAH HUMEYNİ KİMDİR?
Çocukluğundan itibaren dini medreselerde eğitim gören İmam Humeyni, genç yaşından beri Şah Rıza Pehlevi rejimine karşı mücadele verdi ve devrimden önce birkaç kez yaptığı rejim aleyhindeki konuşmalar yüzünden cezalandırıldı.
1964'de ülkesinden sürüldü. Kısa süre Irak ve Türkiye'de kaldıktan sonra gittiği Fransa'da 1 Şubat 1979'a kadar ikamet etti. Bu tarihte İran’a dönerek devrime öncülük etti.
Devrimden sonra da vefatına kadar yönetime danışmanlık yapmış, mütevazı bir hayat yaşamıştı.