Taş Atan Değil Bomba Atan Suçludur

Mazlumder’in çağrısıyla bir araya gelen İslami kimliğiyle tanınmış toplamda 10 sivil toplum kuruluşu Ankara Adliyesi’nin önünde Siyonist Büyükelçilik Konutu’nu taşladıkları iddiasıyla yargılanan üç aktivist için bir dayanışma eylemi düzenledi.  

Görüntülenme: 1271 Tarih: 27 Mart 2015 05:24
Taş Atan Değil Bomba Atan Suçludur

Mazlumder Ankara Şubesi’nin çağrısıyla bir araya gelen ve İslami kimliğiyle tanınan toplamda 10 sivil toplum kuruluşu Ankara Adliyesi’nin önünde Siyonist Büyükelçilik Konutu’na taş attıkları iddiasıyla yargılanan aktivistler için dayanışma eylemi düzenledi.

Eylemi gerçekleştirdikleri sırada 18 yaşından küçük olduklarından dolayı duruşmaları çocuk mahkemesinde görülen aktivistler, geçtiğimiz yaz aylarında Siyonist Rejim’in Gazze’de katliama giriştiği dönemde Siyonist Büyükelçilik Konutu önünde düzenlenen eylemde “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Kanunu’na” muhalefet ettikleri gerekçesiyle yargılanıyor.

Duruşma saatinde Ankara Adliyesi’nin ana giriş kapısında bir araya gelen grup, yargılanmakta olan aktivistlere destek içerikli basın açıklamasını okuduktan sonra yargılananlar duruşmadan çıkana kadar oturma eylemi gerçekleştirdi.

Topluluk tarafından okunan basın açıklamasında Siyonist Büyükelçilik Konutu’na taş attıkları iddiasıyla Türkiye vatandaşları yargılanırken, İsrail’le ticari ilişkilerin ivme kazandığı ve Mavi Marmara’da katliam emrini veren Siyonist komutanlar için mahkeme tarafından hükmedilen yakalama emrinin halen INTERPOL’e gönderilmediği vurgulandı.

Açıklamada “Siyonist Rejim uyguladığı ayrımcı ve katliamcı politikalarla, bölgemizde barışın egemen kılınamamasının en önemli sebeplerinden biridir. Biz burada toplananlar olarak bir kez daha coğrafyamıza kalıcı barışın gelebilmesinin tek yolunun Filistin topraklarında tek bir Filistin devletinin kurulması olduğunu hatırlatıyoruz.” ifadelerine yer verildi.

Açıklamanın okunmasının ardından aktivistlerin Adliye’den çıkışına kadar oturma eylemi gerçekleştiren grup üyeleri, yargılanan kişilerin aralarına katılmasının ardından olay yerini terk etti.

Açıklamanın tam metni şu şekilde:

Protestocular değil katiller cezalandırılsın!

Bilindiği gibi, geçtiğimiz Ramazan ayına tekabül eden 17 Temmuz 2014 tarihinde, Siyonist Rejim’in Gazze’de uyguladığı katliamı protesto etmek için İslami kimlik sahibi bir grup sivil toplum kuruluşu İsrail Büyükelçiliği Konutu önünde protesto gösterisi düzenlemişti. Gösterilerin ardından konu hakkında Elçilik konutu mensuplarının herhangi resmi bir şikayeti olmamasına rağmen savcılık tarafından re’sen bir soruşturma başlatılmıştı. Savcılığın hazırladığı iddianame mahkeme tarafından kabul edilmiş, Siyonist Rejim’i protesto etmekle “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Kanunu’na muhalefet ettiği” iddia edilen üçü 18 yaşın altında olan toplamda 11 kişi hakkında çeşitli ceza istemleriyle kamu davası açılmıştı. Bizler bugün burada haklarında ceza davaları görülmekte olan ve duruşmalarına katılan üç genç kardeşimizle dayanışmak için bulunuyoruz.

Varlığını akıttığı Filistinli kanına borçlu olan Siyonist İşgal Rejimi, Gazze’ye yönelik ambargo ve saldırılarına yıllardır devam ediyor. Neredeyse ritmik aralıklarla Gazze’de yaşamını sürdürmeye çalışan iki milyona yakın insanın üzerine bombalar yağdırıyor, binlerce insanı öldürüyor.

Siyonist İşgal Rejimi, geçtiğimiz yaz aylarında Gazze’ye yönelik yeni bir saldırı kampanyası gerçekleştirmişti. İsrail, saldırılar sonucunda 2 bin 110 Filistinliyi vahşice katletmişti. Medyaya saldırılarda hayatını kaybedenlerin %80’inin sivillerden oluştuğu yansımıştı.

Katliamın en koyu olduğu anda Siyonist Büyükelçilik Konutu önünde düzenlenen protesto gösterisine katılan ve o tarihte 18 yaşın altında olan 3 kardeşimiz, katillerin elçilik konutuna taş attıkları iddiasıyla bugün arkamızda yer alan mahkemelerde çeşitli ceza istemleriyle yargılanıyorlar.

Bu kardeşlerimizin itham edildiği tek suç Siyonist Rejim’in Türkiye Büyükelçiliği Konutu’nu taşlamak. Yani Türkiye, binlerce insanın katledildiği bir süreçte katliamcıların duvarlarına isabet eden birkaç taş parçası için 11 vatandaşını yargılıyor. Üstelik söz konusu yargısal süreç İsrailli makamlar şikayetçi olmamasına rağmen, tamamen savcıların insiyatifiyle işletiliyor.

Öte yandan Siyonist Rejim’i protesto edenler yargılanırken, miting meydanlarında bolca kullanılan Mavi Marmara’da gerçekleştirilen katliamın sorumlusu Siyonist komutanlar hakkındaki yakalama kararı bürokraside bekletiliyor.

Siyonist Rejim’i protesto eden kardeşlerimiz arkamızda yer alan binada yargılanırken, Siyonist Rejim’le yürütülen ticari ilişkiler rekor seviyelere ulaşıyor. Kardeşlerimiz yargılanırken, Türkiye’de yaşayan, aynı zamanda İsrail vatandaşı olan ve Gazze’ye yönelik katliama katılmak için savaş döneminde Filistin’e giden Siyonistler yurdumuzda serbestçe dolaşıyor.

Siyonist Rejim uyguladığı ayrımcı ve katliamcı politikalarla, bölgemizde barışın egemen kılınamamasının en önemli sebeplerinden biridir. Biz burada toplananlar olarak bir kez daha coğrafyamıza kalıcı barışın gelebilmesinin tek yolunun Filistin topraklarında tek bir Filistin devletinin kurulması olduğunu hatırlatıyoruz.

Türkiye Cumhuriyeti’nin yetkili makamlarına Siyonist Rejim’le kurulan diplomatik, ekonomik, siyasi ve askeri bütün ilişkilerin derhal kesilmesi çağrımızı yineliyoruz. Arkamızda yer alan mahkemelerde katilleri protesto edenlerin değil bizzat katillerin yargılanması çağrısında bulunuyoruz.

Kazanan katliamcı Siyonizm değil, halkların direnişi olacak!

Yaşasın halkların mücadelesi, yaşasın İslami direniş!

Akıncılar Derneği, Ankara Sivil Toplum Platformu, Başkent Kadın Platformu, Eğitim Bir-Sen 1. Şube, İlk-Der, Kardelen Derneği, Mazlumder Ankara Şubesi, Özgür Eğitim-Sen, Şehir ve Medeniyet Derneği, Umran Hareketi

  İslami Analiz

Yorumlar