İsrailli tanınmış yazarlardan Gideon Levy, İsrail toplumunu “ülkesinin politikalarıyla ve insan olarak kabul etmedikleri Filistinlilere karşı işlediği suçlarla hiçbir şekilde alakadar olmayan kavmiyetçi bir toplum” olarak tanımladı. Levy İsrail toplumunun ahlaklı olduklarını iddia etmelerine rağmen arka bahçelerinde, yani işgal altındaki Filistinlilere karşı işlenen suçlara kulak tıkadıklarını, bütün bu çelişkiler içerisinde nasıl yaşadıklarını daima sorguladığını ifade etti: “Nasıl oluyor da Filistinlilere karşı yapılanlara sessiz kalıp bir de modern olduklarını iddia edebiliyorlar? Nasıl oluyor da Filistinlileri hedef alan bir şiddet eyleminden en fazla 20 dk. Sonra kendilerine gelip rahat bir hayat sürmeyi başarabiliyorlar?”
Levy’nin açıklamalarına 10 Nisan 2015 Cuma günü Washington’da “İsrail Lobisi ABD ya da İsrail Açısından Hayırlı mı?” başlığı altında “Washington’un Ortadoğu Raporu” Enstitüsü tarafından düzenlenen toplantıda yer verildi. Enstitü kar amacı gütmeyen, Arap-İsrail kavgasını, İsrail işgalinin işlediği suçları ortaya çıkarmayı hedefleyen bir araştırma kurumu… Bu anlamda aynı ismi taşıyan ve aylık olarak çıkan dergisinde İsrailli ve Amerikalı Yahudilerin, Amerika’da yaşayan Miko Peled, Peter Falk, Dima Halidi, Huveyda Araf, Paul Findley -Emekli kongre üyesi ve “Konuşmaya Cesaret Ettiler” başlıklı bir kitap kaleme almış ve kitapta İsrail lobisinin 80’li yıllarda yaptıkları şantajlarla siyasi hayatını nasıl bitirdiklerinden söz etmiştir- gibi Filistinlilerin açıklamalarına yer veriliyor.
“Kaç İsrailli bir an olsun kendisini Filistinlilerin yerine koymayı denemiştir?” diyen Levy açıklamalarını sürdürüyor: “Mesela bir örnek vereyim: Bu soruyu İsrail’in eski başbakanı Ehud Barak’a sormuştum: “Filistinli olsaydın ne yapardın” diye… Olabilecek en doğru ve gerçekçi cevapla yanıt vermişti: “Hiçbir alternatifim olmadığından bir terör grubuna katılırdım.” Üstelik bu soruyu sormam Filistinlileri insan olarak kabul etmeyen İsrail toplumunu öfkelendirmişti.”
Levy sözlerine şöyle devam ediyor: “İkinci intifada sürecinde Cenin’e gitmiştim. Cenin Batı Şeria’da bir şehir ve o esnada kimsenin içeri girmesine ya da dışarı çıkmasına izin vermiyorlardı. Filistinli bir ambulansın arkasında 40 dk.dan daha fazla bekledim. En sonunda indim ve ambulans şoförüne sordum “Neler oluyor” diye… O da “İşgalciler bize böyle yapıyorlar. Hiçbir gerekçe göstermeden sadece küçük düşürmek için bir saat boyunca bekletiyorlar” dedi. Bu durum beni daha da öfkelendirdi ve gidip İsrailli askerlere “Eğer ambulansın içinde tedavi olmayı bekleyen birinizin babası olsaydı ne yapardınız” diye sordum. Çok öfkelendiler ve babalarının hayatıyla Filistinlilerin hayatını bir tutma cesareti gösterdim diye neredeyse saldıracaklardı.”
“İsrail toplumu ülkesinin işlediği suçlardan etkilenmeyen, sanki başka gezegenden geliyormuş gibi davranan kavmiyetçi bir toplumdur. İsrailliler askerlik görevleri süresince Filistinlilere uygulanan baskı ve zulüm politikasına ortak oluyorlar. Aynı İsrailliler geçtiğimiz yaz üzerlerinden geçen ve Gazze’yi bombalamaya, yakıp yıkmaya giden uçak ve helikopterleri seyretmemişler miydi?”
“Bu haldeler, çünkü kendilerini yaptıkları zulümlere karşı uyuşturuyorlar. Kendilerini, seçilmiş ırk olduklarına, bir zamanlar zulme uğrayan taraf olduklarına, en tehlikelisi de Filistinlilerin insan olmadıklarına ikna etmişler. Bu sayede istedikleri her şeyi yapıyorlar. Bu anlamda Eski İsrail Başbakanı Golda Meir’in söylediklerini hatırlayalım: “Nazi Katliamından sonra Yahudiler her şeyi yapma hakkına sahipler…”
Levy, İsraillilerin uyuşturulduklarını, değişmelerinin de çok mümkün olmadığını söylüyor ve ekliyor: “İsrail lobisi hem ABD hem de İsrail açısından tehlikelidir.”
İslami Analiz