Hizbullah’ın İsrail sınırında tetikte bekleyen mücahitleri ile bir gün geçiren El Menar muhabiri, Hizbullah ile ilgili daha önce bilinmeyen açıklamalar yaptı.

İşte muhabirin aktardığı o haber:

“Sabahın erken saatlerinde Lübnan’ın güney bölgelerine vardık. Hizbullah’tan birkaç kardeşimiz beni kendi araçlarına aldılar ve gitmemiz gereken köye kadar bıraktılar. Köylülerin ‘Hizbullah üssü’ olarak bildiği bir eve geldik, bu evi askerler kıyafetlerini değiştirmek için kullanıyordu. İlk askeri deneyime çıkan biri olarak, askeri kıyafetlerin İnsansız hava araçlarına yakalanmamak için kullanıldığını öğrendim.

Daha sonra ormanda yürümeye başladık. Yolların tamamı birbirine benziyordu ve yolu kaybetmemeniz için hiçbir neden bulunmuyor. İsrail sınırlarına çok yakında olan Hizbullah’ın gerçek üssüne vardığımızda bizi bekleyen bir kahvaltı vardı. Kahvaltıda olan çeşitlilik ve taze yiyecekler beni oldukça şaşırtmıştı. Mücahitlerin çok basit bir şekilde beslendiklerini düşünüyordum ancak köy yumurtası, peynir ve zeytin bol miktarda bulunuyordu. Özellikle kahvaltı sırasında şahit olduklarım, bana buranın bir askeri üs değil bir aile evi olduğunu hissettirdi. Askerler arasında ‘kim daha önce şehit olacak’ şeklinde şakalaşmalar ve iddialaşmalar oluyor, aralarındaki samimiyeti gözler önüne seriyordu. Üs yöneticisi Hacı Hadi de, “Böyle konuşup beni üzmeyin. 3 kere şehit olmaya yaklaştım ama geri geldim zaten, derdim başımdan aşkın” şeklinde mizaha katılıyordu.

Öte yandan gün boyu dikkatimi çeken Hacı Kamil’in yüzüğünün hikayesini anlatmayı Ebu Mehdi  kabul etti. Hacı Kamil için oldukça değerli olan o gümüş yüzük, Seyyid Hasan Nasrallah tarafından hediye edilmişti. Temmuz savaşında füze atışı konusunda büyük başarılar göstermesinden ve komutanları tarafından bolca övgü alan Hacı Kemil, Seyyid Hasan tarafından böyle bir hediyeye layık görülmüştü.

Söz konusu koruyucu görevde bulunan Hizbullah üssünün yakın geçmişte 3 İsrail saldırısına engel olduğunu öğrendim. Son engellemeyi, İsrailli özel birliklerin Lübnan topraklarına girmesini engelleyerek gerçekleştirdiklerini anlattılar.

Aldığım bilgilere göre bu Siyonist özel birlikler casusluk görevinde bulunuyor. Ancak kendini belli etmeyen Hizbullah askerleri, üslerinin keşfedilmesine izin vermiyor. Daha sonra Hizbullah’ın tünellerine misafir edildim. İçerisi bir ev gibiydi. Dışarıdan olan tek farkı, yer altında olmasıydı. Duvarlar güzel bir şekilde döşenmiş, elektrik hatları 7/24 çalışıyor ve demirlerin paslanmasını engellemek için nem alıcı cihazlar dahi bulunuyordu. Burada her şey en ince ayrıntısına kadar düşünülmüştü. Tünelin çöküşü halinde acil çıkışlar bulunuyor ve tünelin keşfedilmesine karşın gizlenme bölgeleri dahi bulunuyor. Bu tünellerde askerlerin oturup savaşı beklediklerini veya sadece zaman harcadıklarını düşünüyorsanız kesinlikle yanılıyorsunuz. Askerler devamlı olarak tünelleri genişletmekle, temizlemek ve daha da güzelleştirmekle çalışıyor. Hazırda bekletilen on binlerce füze kontrol ediliyor ve gerekli ekipmanlar temizleniyor.

Aldığım bilgilere göre bu tünellerde bulunan füzelerin ateşlenmesi, üst kademelerden emir geldikten en fazla 5 saniye sonra gerçekleşiyor.

Burada askerler her zaman her hangi bir askeri müdahale veya operasyon için hazır durumda bekliyor. Burada bir aile oluşturan ve gece-gündüz demeden ülkesini korumak için hazırda bekleyen İslami Direniş güçleri, herkese selamlarını iletmemi talep etti.

Bende buradan onlara yaşattıkları bu güzel deneyimler için en derin şükranlarımı sunarım”

on4