Filistin intifadası, Beyrut saldırısı ve el-Meyadin kanalı

Son Filistin intifadası Siyonistlerin tüm baskılarına, cinayet ve tutuklamalarına rağmen devam ediyor. Bir tarafta işgal edilmiş vatanını ve ümmetin mukaddesatını korumak isteyen Filistin direnişi, diğer taraftan ise insan katlini kendi gayri meşru hedeflerine ulaşabilmek için meşru gören bir yapı.  

Görüntülenme: 1093 Tarih: 13 Kasım 2015 01:15
Filistin intifadası, Beyrut saldırısı ve el-Meyadin kanalı

Elbette iki taraf mukayese edildiğinde Siyonistlerin askeri güçleri, silahları, uluslararası dengedeki ağırlıkları mazlum Filistin halkı ile mukayese edildiğinde mukayese edilemeyecek bir oranda boy gösteriyor. Siyonist yapılanma Filistin direnişine oranla daha iyi örgütlendi, rakibini parçalayıp zayıflattığı direniş bloklarıyla savaşmayı taktiksel ve siyasal açıdan daha iyi hamlelerle gerçekleştirdi. Tabiri yerindeyse iki tarafı yapısal açıdan mukayese ettiğimizde, terazinin Siyonist kefesi daha oturmuş bir yapıyı hemen işaret ediyor. Ama Kur’ân, yapısal dengelerin dünya içerisindeki asıl konumlanmasının, maddi yapılardan daha başka yapılarla kurulduğunu haber verdiğinden içimiz sükûnet buluyor: “Nice az topluluklar çok toplulukları yenmiştir.”

Son intifadaya adını veren Bıçaklı direniş, bunun yapısal olarak oturmuş Siyonist güce karşı verilebilecek mücadelenin artık ne düzeyde gerçekleştirilebileceğinin bir göstergesi, dışa vurumu olarak okunabilir/okunmalıdır. Filistinlilerin ellerine alabilecekleri silahlarının olmadığını, Batı Şeria’da gerçekleştirilmek istenen silahlanmayı hain el-Fetih yönetiminin engellemede nasıl başarılı olduğunu o bıçaklardan daha iyi anlatabilecek kim var?

Belki de Seyyid Hasan Nasrallah’ı hariçte tutmalıyız. Hemen hemen her konuşmasında ümmetin Filistin direnişini yetim bıraktığından söz etmeden geçmeyen direnişin Zeynebî feryadı, Dünya İslam Âlimleri üyelerinin Beyrut’ta bir araya gelişi münasebetiyle yaptığı konuşmada yine Filistinlilerin, Kudüs ve Mescid-i Aksa’yı savunarak ümmetin mukaddesatına bekçilik yaptıklarından söz etti. Ümmetin bir aybı olarak, Afganistan ve Suriye’ye gönderilen tekfirci “mücahitlerin” bugün Filistin’e sevk edilmesi durumunda mazlum Filistin milletinin mevcut durumunun değişeceğinden bahsetti.[1]

Belki de Sâbirîn hareketinin lideri Hişam Salim’i de bunun haricinde tutmalıyız. Çünkü siyonistler tarafından suikastta uğraması, bu lideri Filistin direnişi hakkında konuşmaktan alıkoymuyor. Mazlumların haklarını savunmalarına Allah’ın izin verdiğini, Filistin halkının ise Siyonist İsrail tarafından mazlumlaştırıldığını, Allah’ın mazlumlara yardım hususunda kâdir olduğunu, ifade etmekten geri kalmıyor.

Hişam Salim, son Filistin intifadasına dair konuşmasında özetle, kıt imkânlarına rağmen düşman Siyonizm ile savaşa devam edilmesi gerektiğine, Filistin halkını ve İslami mukaddesatı korumak için Filistin direniş güçlerinin birleşmesi gerektiğine, Mescid-i Aksa’nın Yahudileştirilmek istendiğine, düşmanın hiçbir plan ve eyleminden korkmamaya, bu intifadanın işgal edilmiş bir vatanı özgürleştirmek için gerçekleştirildiğine, Filistin halkının ayaklanışının herhangi bir siyasi çıkar ve ittifak için gerçekleştirilmediğine, direnişin tüm Filistin halkına mal edilebilecek şekilde yayılması gerektiğine değindi.[2]

Son Filistin intifadası televizyonlarımızda görmeye pek alışık olmadığımız bu simalar tarafından heyecanla karşılandı, desteklendi. Bu destekler devam ederken dün Güney Beyrut banliyösünde art arda iki intihar saldırısı gerçekleştirildi. Olayın yapılış ve planlanışı IŞİD ile ilişkisi adeta deklare etti. Lübnan sağlık bakanlığının en son açıklaması 41 şehit ve 180 yaralı olduğu yönünde. Filistin İslami Cihad hareketi hemen bir açıklama yaptı ve söz konusu terör saldırısının Lübnan istikrarın bozulması ve Filistin intifadasına yönelen ümmetin algısının başka yere çekilmesi istendiğine değindi ve terör eylemini kınadı. Kuveyt Emiri de Lübnan devlet başkanını arayıp Kuveyt’in terörü kınadığını bildirdi ve vefat edenler için başsağlığı diledi. Lübnan İslami Tevhid Hareketi de eylemin Lübnan içerisinde kargaşanın yaratılmak istendiği ve direnişin bu şekilde zayıflatılmak istendi şeklinde oldu. Lübnan Mezhepleri Yakınlaştırma Komisyonu ise, Lübnan halkının teröre fırsat vermemesini istedi.[3]

Lübnan içinden daha başka kınamalar da yapıldı. Bunlardan biri İran İslam Cumhuriyeti Lübnan büyükelçiliği oldu. Yapılan açıklamada sivil kadın, çocuk ve şehir sakinlerini hedef alan bu eylemin devam etmekte olan terörün bir uzantısı olarak değerlendirildi. Ayrıca bu saldırının Lübnan’da bir iç huzurun tesis edilmeye başladığı, toplumsal mutabakatın sağlandığı, istikrarın yakalandığı bir dönemde yapılmasının da manidar olduğunun altı çizildi. Zira bu durum Siyonizm ve onun destekçileri açısından hiç de iyi bir durum değildi.[4]

Tüm bunlar bazı hak sedası kanallar tarafından sansürsüzce dile getiriliyor ve siyonizmin, A.B.D.’nin tekfirci terörün ve yandaşlarının kirli eylemleri kamu vicdanını diri tutmaya çalışılıyor. Bunu yapan kanallardan biri Lübnan merkezli el-Meyadeen TV’dir. Bu kanal bir haber kanalı olmasına rağmen hiçbir şekilde direniş eksenine muhalif kesimlerin propagandasını ihtiva eden yayınlar yapmaz, kendini söz konusu kesimin sözcüsü kılmaz. Seyyid Hasan Nasrallah’ın birçok konuşmasını canlı yayın ile vermekten ne gocunur ve ne de birilerinin bir takım müeyyideler uygulayacağından korkar. İşte bu nedenle son günlerde Suudlar ve yandaşlarının desteğiyle uydu üzerinden yaptığı yayınlar engellenmeye çalışılıyor. Neden? Çünkü direnişin hakikat içeren mücadelesine destek çıkıyor. Lütfen bu kanalı Hizbullah’ın kanalı el-Menâr ile karıştırmayın. Bununla birlikte Batı medyası tarafından, yaptığı yayınlar nedeniyle İran ve Hizbullah propagandası yapan bir kanal olarak tanımlanmıştır.[5] Peki, el-Meyadeen tüm baskılara rağmen direnişe destek vermekten vaz geçti mi? Hayır!

İnsan bunlara şahit olunca ve Türkiye’deki onlarca haber kanalını da terazinin diğer kefesine koyunca arada ciddi bir fark olduğunu görüyor (burada Kudüs TV’yi tenzih ediyorum). Elbette bu farkın temel sebebi hürriyet yanlısı bir hak tarafgirliği ve menfaatperestlikten azat olabilmekten geçmiş.

Hasan Hüseyin Güneş 

intizar.web.tr

——————————————

[1] Ayrıntı için bkz. http://intizar.web.tr/guncel/haber/2145/suriye-ye-gonderilen-%E2%80%9Ccihatcilar%E2%80%9D-filistin-e-gonderilseydi–israil-mu#.VkVVi9LhDIU 13.11.15

[2] http://alsabireen.ps/ar/post/465/%D8%A7%D9%84%D9%82%D9%8A%D8%A7%D8%AF%D9%8A-%D8%B3%D8%A7%D9%84%D9%85-%D8%A7%D9%84%D8%A7%D9%86%D8%AA%D9%81%D8%A7%D8%B6%D8%A9-%D9%84%D8%AA%D8%AD%D8%B1%D9%8A%D8%B1-%D8%A7%D9%84%D8%A3%D8%B1%D8%B6-%D9%88%D9%86%D8%AD%D8%B0%D8%B1-%D9%85%D9%86-%D8%A7%D8%B3%D8%AA%D8%BA%D9%84%D8%A7%D9%84%D9%87%D8%A7-%D8%B3%D9%8A%D8%A7%D8%B3%D9%8A%D8%A7 13.11.15

[3] http://www.almayadeen.net/latestnews/2015/11/12/183864/%D9%84%D8%A8%D9%86%D8%A7%D9%86–%D8%AD%D9%85%D9%84%D8%A9-%D9%84%D9%84%D8%AA%D8%A8%D8%B1%D8%B9-%D8%A8%D8%A7%D9%84%D8%AF%D9%85-%D9%85%D9%86-%D8%A7%D9%84%D8%B4%D8%A8%D8%A7%D8%A8-%D8%A7%D9%84%D9%81%D9%84%D8%B3%D8%B7%D9%8A%D9%86%D9%8A%D9%8A%D9%86-%D9%81%D9%8A-%D9%85%D8%AE%D9%8A%D9%85-%D8%A8%D8%B1%D8%AC-%D8%A7 13.11.15

[4] http://www.manartv.com.lb/adetails.php?eid=1352008 13.11.15

[5] https://en.wikipedia.org/wiki/Al_Mayadeen 13.11.15

Yorumlar