İntifadada göze çarpan özelliklerden biri kuşkusuz işgale, işgalcilere, çetelere karşı savaşan gençlerin bunların çocuklarına dokunmamalarıdır. Bu tavırlarıyla bütün dünyaya yaptıkları eylemleri öldürme ve yok etme içgüdüsüyle değil, zulmü bertaraf etmek ve gasp edilmiş haklarını geri almak amacıyla yaptıkları mesajını vermek istediler.
Bütün dünyaya ikinci olarak da, intifadayı başlatan ve sürdüren gençlerin, evlerini gece yarısı kundaklayarak Filistinli çocukları yakan ve her şeyi yakıp yakmayı caiz gören Siyonist düşmanları gibi olmadıkları mesajını verdiler.
Direnişçilerin bu ahlaki tutumu, özellikle Itamar eyleminde iki Siyonist’i öldürüp çocuklarına dokunmamaları Siyonist basını epey meşgul etmişti.
Aynı ahlaki durumu Beha Alyan ile Bilal Ğanim’in meşhur otobüs eylemlerinde de görmek mümkündür. Eylemden önce bu iki kahraman, çocuk ve yaşlıları otobüsten indirdikten sonra askerlere saldırmıştılar.
Aynı tutum iki gün önce El-Halil’de meydana gelen kahraman eylemde de kendini gösterdi. Eylemciler aracın yanına gelip iki Siyonist’i öldürdü ama çocuklara ilişmediler.
Eylemler sonucu tutuklananlar sorgularında çocuklara dokunmama prensiplerini açıkça ifade etmelerine rağmen, Siyonist subaylar bunları ifadelerine eklemiyorlar. Sorguda bir subayın direnişçiye “bunları ifadelerinize eklemeyeceğiz. Sizi dünyaya melekler gibi göstermeyeceğiz” demesi, direnişçilerin bu ahlaki ve insani tutumunu ötmeye çalışmaktan başka bir şey değildir.