Milli Gazete yazarı Ali Haydar Haksal, özelde Suriye’de genelde ise Ortadoğu coğrafyasında İsrail’in denkleme nasıl dahil olduğunu belirttiği bir yazı kaleme aldı.
İşte o yazı:
Bu durumun bundan başka bir tanımlaması olamaz. Fransa’daki olaylardan sonra Suriye konusu hızlandı. Türkiye öyle bir çıkmazın içine düştü ki işin içinden çıkılamıyor. Dört bir yanda kuşatma altında. Devler arenasında ortada kalmış gibi duruyor. Her emperyal ülke, Türkiye üzerinde Demoklesvari kılıç sallıyor. Fransa patlaması bir bahane oldu. Beşar Esad bir tarafa can havliyle yaslanmak zorunda. Yoksa sonu olacak. Hiç kimse sonunu hazırlayacak bir teslimiyete razı olamaz. Bu, onu onaylıyoruz anlamına gelmesin.
Sovyet Rusya fiili olarak devreye girince durum daha karmaşık hâle geldi. Amerika emperyali ile birlikte görev paylaşımı içindedirler. IŞİD veya DEAŞ’ı Amerika vuruyor. Diğer muhalifleri, yani el-Nusra’yı da Rusya vuruyor. Fransa intikam almak için Suriye’de bir kenti, kendilerine göre IŞİD’in üssünü yerle bir etti. İncirlik NATO bahanesi ile artık tam bir istila üssü. İngiltere dün akşam itibariyle uçaklarını gönderdi. Almanya ve Fransa da öyle. Suriye denen bataklık nasıl bir dev ki bütün dünya üzerine çullanmış durmadan bombalıyor, taş üstünde taş bırakmıyor. Üstelik Türkiye bir yol geçen hanına döndü. Suriye topraklarına yağan bombalar ve kimyasallardan sonra belki de yüz yıl kendini toparlayamayacak. Ot bile bitmeyecek. Kültür tarihi yerle bir. Şehirleri tanınmayacak kadar harabe. 8 milyon insan batılıların kapılarında sürüngen ve dilenci. Arap-Amerikan Baharı, felâketinden sonra Akdeniz Müslümanların bataklığı. Yurtlarından olan insanlar orada acımasızca ölüme terk ediliyorlar.
Türkiye’nin başında PKK hemen her gücün elindeki Demokles’in kılıcı. Amerika havada bir kuşatmayı sürdürürken PYD’ye bilmem kaç bin ton silah ve yardımda bulunuyor. Rusya uçağı düşürülünce onlar da PYD’ye gene benzer yardımda bulunuyor.
Suriye’de çakalların istilası dememiz boşuna değil. 02.12.2015 tarihinde haber ajansları yeni bir haber geçti. Hiç de yadırgadığımız bir haber değil. Haber şu: “İsrail radyosunun haberine göre, Netanyahu, Celile bölgesiyle ilgili Akka kentinde düzenlenen toplantıya katıldı.
Golan Tepeleri’nde İran’ın yeni bir cephe oluşturmasının engellendiğini belirten Netanyahu, ‘Aynı şekilde Suriye’den Lübnan’a ölümcül silahların nakledilmemesi için de çalışıyoruz ve çalışmaya devam edeceğiz. Çıkarlarımızın zarar görmemesi ve bize karşı yeni bir cephe oluşturulmaması için Suriye’de zaman zaman faaliyet gösteriyoruz’ değerlendirmesinde bulundu. İsrail ordusu ve Suriye topraklarındaki Rus güçleri arasında yaşanabilecek bir olayın önüne geçmenin önemli olduğunu ifade eden Netenyahu, taraflar arasında bu konuda koordinasyonun sağlandığını kaydetti.” Haber bu kadar ve ayrıntılı bilgi için yeterli. Daha önce de bu köşede bu kalemin sahibi sürekli olarak bir vurguda bulunuyor. Orta Doğu veya Suriye özelinde Amerika ile İsrail’e dikkatle bakmak gerekir. Bir tedirginlik bir telâş var mı diye. Adamlar kendilerinden emin ve rahat. Olduğundan da fazla.
İsrail Suriye ile öteden beri ilgili. Orada bir kuşun uçması bile kendilerini ilgilendirir. Suriye’de bir İslâm devleti kurulmasına asla razı olmaz. İsrail’i Amerika ve İngiltere’den ayrı düşünmek safdillik. Böyle olunca Amerika dostluğuna asla güven olmaz. Öncelikleri Siyonist bir İsrail’dir.
30 Kasım 2015 tarihli “Hamaset yüklü bir dünyadayız” sosyal medya üzerinde çokça paylaşılan yazımıza siyasal bir körlükle karşı çıkılıyor. İçine düştüğümüz bataklığı ve sonunu kimse görmek istemiyor. İşte körlük buna denir. Bu bataklığın içine nasıl sürüklendiğimizi, yıllardır canhıraş karşı çıktığımızı bu köşe takip edenler bilir. Keşke biz yanılmış olsaydık da bu felaketler kapımıza, coğrafyamıza dayanmamış olsaydı.
Bu işin içinden nasıl çıkılacak bilemiyoruz. Ne yazık ki bırakın dünya Müslümanlarını Türkiye Müslümanları bölük pörçük hiç kimse bir araya gelmiyor gelme niyetinde de değil. Yazık çok yazık. Vah bize vahlar bize…