Gaza karşı Gazze’yi satmadık!

TERÖR DEVLETİ İSRAİL İLE VARILAN ÖN ANLAŞMAYA, SİVİL TOPLUM KURULUŞLARINDAN SERT TEPKİ GELDİ...  

Görüntülenme: 1782 Tarih: 19 Aralık 2015 13:50
Gaza karşı Gazze’yi satmadık!

Türkiye ile İsrail’in Mavi Marmara katliamının üzerinden 5 yıl geçtikten sonra el sıkışması sivil toplum örgütleri tarafından da sert tepkiyle karşılandı. Tamamı Türkiye aleyhine 5 madde üzerinde varılan mutabakat metninin ortaya çıkması, Başbakanlık ve Dışişleri Bakanlığı tarafından da doğrulanması üzerine sivil toplum örgütlerinden peş peşe sert açıklamalar geldi.

Mazlumder Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal:

6 MİLYONDAN FAZLA FİLİSTİNLİ VATANLARINDAN KOPARTILDI

Mazlumder Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal: “Rus uçağının düşürülmesinden sonra, hem Suriye’de hem de Beşika’da asker çekmesiyle birlikte büyük bir şekilde mevzi kaybetmiştir.  Suriye ve Irak’taki hatalar Türkiye’yi İsrail’e mecbur bırakmış gözüküyor. Söz konusu İsrail olunca sade Gazze ablukası olarak görmek yanlış olur. Nihayetinde 6 milyon Filistinli vatanlarından kovulup koparılmıştır” dedi.

ŞEHİT ÇETİN TOPÇUOĞLU’NUN EŞİ ÇİĞDEM TOPÇUĞLU:

Sayın Cumhurbaşkanım  Allah için anlaşmayA imza atma

 “Mavi Marmara’ya saldıran bütün katiller cezasını çekecektir. Hiçbir davadan vazgeçilmeyecektir. Davalar pazarlık konusu edilemez” diyen Mavi Marmara gemisinde şehit edilen 10 kişiden biri olan Çetin Topçuoğlu’nun eşi Çiğdem Topçuoğlu, şehit ailelerin hak sahibi olduğunu söyledi. Topçuoğlu, “Sayın Cumhurbaşkanımdan şehit aileleri olarak ricamızdır. Allah (C.C.)’için lütfen bu anlaşmayı imzalamayın” diye seslendi.

İnsani Yardım Vakfı (İHH):

TÜRKİYE’YE DE, GAZZE’YE DE ÜMMETE DE KAYBETTİRİR

İnsani Yardım Vakfı (İHH) ise İsrail ile Türkiye arasında varılan ön anlaşmayı sadece sosyal medya hesaplarından değerlendirdi. IHH, 13 madde halinde sıralanan değerlendirmelerinde, hiçbir davadan vazgeçilmeyeceğini duyurdu. Yapılan açıklamada, “Sayın Cumhurbaşkanı; ‘hak sahipleri kanı akanlardır’ diyerek Mavi Marmara davalarında şehit ailelerinin hak sahipliğini defalarca söylemiştir” denilerek mücadeleye devam edeceklerini belittiler.

ANADOLU GENÇLİK DERNEĞİ GENEL BAŞKANI SALİH TURHAN:

Vicdanlarda Yer Bulamaz

Anadolu Gençlik Derneği Genel Başkanı Salih Turhan da açıklamasında, yaşananların kendilerini endişelendirdiğini aktararak, “Sözü edilen anlaşma maddeleri hiçbir yetkili tarafından izah edilemez. Böyle bir mutabakatın vicdanlarda yer bulması mümkün değildir” diye eleştirdi. Turhan, “Türkiye’nin yeri ABD, Avrupa Birliği ve İsrail üçlüsünün yanı değildir” diyerek, D-8 çağrısında bulundu.

Türkiye ile İsrail’in Mavi Marmara katliamının üzerinden 5 yıl geçtikten sonra el sıkışması sivil toplum örgütleri tarafından da sert tepkiyle karşılandı. Tamamı Türkiye aleyhine 5 madde üzerinde varılan mutabakat metninin ortaya çıkması, Başbakanlık ve Dışişleri bakanlığı tarafından da doğrulanması üzerine sivil toplum örgütlerinden peş peşe sert açıklamalar geldi. AGD, mutabakatın asla vicdanlarda yer bulmayacağını açıklarken, IHH, asla geri adım atmayacağını duyurdu. Mazlumder, anlaşmanın kabul edilemez olduğunu kaydetti. Mavi Marmara’da şehit olan Çetin Topçuoğlu’nun eşi Çiğdem Topçuoğlu ise ‘gaz için Gazze’yi satmadık’ diyerek sert eleştiriler getirdi.

MAZLUMDER: KABUL EDİLEMEZ BİR MUTABAKAT

Mazlumder Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal, gazetemize yaptığı açıklamada, Türkiye’nin yanlış dış politikalar yüzünden sürekli mevzi kaybettiğini aktararak, “Rus uçağının düşürülmesinden sonra, hem Suriye’de hem de Beşika’da asker çekmesiyle birlikte büyük bir şekilde mevzi kaybetmiştir.  Yalnızlaşan Türkiye, bölgede zor bir dönem yaşıyor. İsrail, Türkiye’nin en zayıf olduğu noktada ‘bir can simidi uzatıyor’ yaklaşımında bulunuyor. Suriye ve Irak’taki hatalar Türkiye’yi İsrail’e mecbur bırakmış gözüküyor. Söz konusu İsrail olunca sade Gazze ablukası olarak görmek yanlış olur. Nihayetinde 6 milyon Filistinli vatanlarından kovulup koparılmıştır” diye konuştu. 

TÜRKİYE, HAMAS’I GAYR-İ MEŞRU İLAN EDEMEZ

Ünsal, sözü edilen mutabakatın maddelerine de değerlendirerek, “Söz konusu mutabakat maddelerine de bir bakarsak, bir özür geldiği söylendi, ben bir özür dilendiğini bilmiyorum bir üzüntü beyanı vardı, üzüntü ile özür arasında büyük bir fark var. Sayın Cumhurbaşkanı Gazze ablukasının kaldırılmasını şart koşmuştu. O ablukanın kaldırılacağına dair herhangi bir şey yok. En dikkat çekici maddelerden birisi ise HAMAS’ın durumuna dair Türkiye’den beklentiler. HAMAS, Filistin direnişinin meşru bir aktörü. Sadece bir direniş örgütü değil, aynı zamanda parlamenter siyaset yapıyor. Türkiye’nin HAMAS’a dönük gayri meşru bir yaklaşımda bulunması kabul edilebilir bir şey değil. İnşallah böyle bir şey yoktur.  Ceza davaları ile ilgili maddeler var. Ceza maddeleri kişisel davalardır, öldürülen insanların aileleri ancak bu kararı verebilir” şeklinde konuştu.

ŞEHİT YAKINLARI: GAZ İÇİN GAZZE’Yİ SATMADIK

Terör devleti İsrail askerleri tarafından Mavi Marmara gemisinde şehit edilen 10 kişiden biri olan Çetin Topçuoğlu’nun eşi Çiğdem Topçuoğlu, mağdur ve mazlum aileler adına yaptığı açıklamada Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seslendi. Çiğdem Topçuoğlu, sözü edilen anlaşmadan haberdar olmadıklarının altını çizerek,  “Türkiye ile İsrail arasında yapılacak bir anlaşmanın Türkiye, Filistin halkı ve Ortadoğu halklarının aleyhine olduğunu düşünüyoruz. Gazze ablukası kalkmalıdır ve kalkana kadar mücadele edeceğiz. Ambargo abluka aynı şey değildir. Mesele, ambargo meselesi değil mesele abluka meselesidir. Ambargo İsrail’in kendi tarafından malzeme geçişi, abluka ise Gazze’ye deniz ve karadan uygulanan Akdeniz’in işgalidir” açıklamasında bulundu.

“Mavi Marmara’ya saldıran bütün katiller cezasını çekecektir. Hiçbir davadan vazgeçilmeyecektir. Davalar pazarlık konusu edilemez” diyen Topçuoğlu, şehit ailelerin hak sahibi olduğunu söyledi. Topçuoğlu, “ Sayın Cumhurbaşkanı; ‘hak sahipleri kanı akanlardır’ diyerek Mavi Marmara davalarında şehit ailelerinin hak sahipliğini defalarca söylemiştir. Türkiye’deki ceza davasında mahkemenin verdiği kırmızı bülten kararı derhal Interpol’e gönderilmeli. İsrail maddi-manevi tazminat ödeyecektir. Böyle bir ihlalin hukuki emsali en az cana candır. Böyle bir anlaşmanın konusu doğalgaz olamaz. İsrail ile anlaşma ve hele hele Mavi Marmara davasının aleyhine olan bir anlaşma Türkiye’ye de, Gazze’ye de kaybettirir. Sayın Cumhurbaşkanımdan şehit aileleri olarak ricamızdır. Allah (c.c)’için lütfen bu anlaşmayı imzalamayın” diye seslendi. Topçuoğlu sosyal medyadaki açıklamasında ise “Ey şehitler, nerede özgür Kudüs. Kanlarınız üzerinden pazarlık yapıp ablukayı kaldırmadık. Gazze’yi verdik, alacaklısınız. Abluka için gemiye bindiler. Gaz uğruna Gazze’yi satmadılar. Kanından pazarlık yapmadık. Ailenden alacaklı değilsin” diyerek iktidar sahiplerine göndermelerde bulundu.

İHH: TÜRKİYE’YE DE, GAZZE’YE DE KAYBETTİRİR

İNSANİ Yardım Vakfı (İHH) ise İsrail ile Türkiye arasında varılan ön anlaşmayı sadece sosyal medya hesaplarından değerlendirdi. İHH, 13 madde halinde sıralanan değerlendirmelerinde, hiçbir davadan vazgeçilmeyeceğini duyurdu. İHH açıklamasında, şu hususlara dikkat çekti:

Türkiye ile İsrail anlaşması konusundaki yazılanları takip ediyor ve böyle bir anlaşmadan haberdar olmadığımızı beyan ediyoruz.

Türkiye ile İsrail arasında yapılacak bir anlaşmanın Türkiye, Filistin halkı ve Ortadoğu halklarının aleyhine olduğunu düşünüyoruz.

İHH’nın Gazze Ablukası ve Mavi Marmara konusundaki duruşunda hiçbir değişiklik yoktur.

Gazze ablukası kalkmalıdır ve kalkana kadar mücadele edeceğiz.

Ambargo abluka aynı şey değildir. Mesele, Ambargo meselesi değil mesele ABLUKA meselesidir.

Ambargo İsrail’in kendi tarafından malzeme geçişi, Abluka ise Gazze’ye deniz ve karadan uygulanan Gazze ile beraber Akdeniz’in işgalidir.

Mavi Marmara’ya saldıran bütün katiller cezasını çekecektir. Hiçbir davadan vazgeçilmeyecektir. Davalar pazarlık konusu edilemez.

Sayın Cumhurbaşkanı; ‘hak sahipleri kanı akanlardır’ diyerek Mavi Marmara davalarında şehit ailelerinin hak sahipliğini defalarca söylemiştir.

Türkiye’deki Ceza davasında mahkemenin verdiği kırmızı bülten kararı derhal Interpol’e gönderilmeli.

İsrail maddi-manevi tazminat ödeyecektir. Bu bedel hukuki karşılıkla hesaplanacaktır. Böyle bir ihlalin hukuki emsali en az 1milyar dolardır.

Böyle bir anlaşmanın konusu doğalgaz olamaz. Zira Doğu Akdeniz’deki doğalgaz, Filistin halkının hakkıdır.

Mavi Marmara meselesi sadece Türkiye halkının değil, Filistin halkının ve 37 ülke halkının davasıdır.

İsrail ile anlaşma ve hele hele Mavi Marmara davasının aleyhine olan bir anlaşma Türkiye’ye de, Gazze’ye de kaybettirir.

AGD: VİCDANLARDA YER BULMASI MÜMKÜN DEĞİLDİR

Anadolu Gençlik Derneği ve Milli Gençlik Vakfı Genel Başkanı Salih Turhan da açıklamasında, yaşananların kendilerini endişelendirdiğini aktararak, “ Irak’ta, Suriye’de ve Doğu illerimizde sıcak gelişmeler yaşanırken Türkiye ile bir terörün merkez üssü olan İsrail arasında diplomatik ilişkileri geliştirilmesi bizi endişelendiriyor. Sınırları belli olmayan ve her türlü terör olayının arkasında doğrudan ya da dolaylı olarak yer alan İsrail’in bölgedeki varlığının tartışılması gerekirken böyle bir ortamda hükümetimizin İsrail ile mutabakat arayışında olması dahi kabul edilebilir değildir. Sözü edilen anlaşma maddeleri hiçbir yetkili tarafından izah edilemez. Böyle bir mutabakatın vicdanlarda yer bulması mümkün değildir” diye eleştirdi.

İSRAİL İLE YAKINLAŞTIRIP, İRAN İLE SAVAŞTIRMAK İSTİYORLAR

Turhan, açıklamasının devamında ise bölgedeki sıkıntılara dikkat çekerek, “Irak’ın üçe bölündüğü, Suriye’nin karıştığı, IŞİD gerekçesi ile başta ABD, Fransa ve Rusya olmak üzere onlarca ülkenin bölgeye yığınak yaptığı, Doğu’da birçok ilçemizde sokağa çıkma yasağının uygulandığı ve şehir içlerinde çatışmaların yaşandığı bir dönemde hiçbir gelişme diğerinden bağımsız düşünülemez. Biz şuna eminiz ki ABD, Avrupa Birliği ve İsrail üçlüsü tüm olaylarda birlikte hareket etmektedir. Yine biz şuna eminiz ki ABD, İngiltere, Fransa, Rusya ve Çin mesele İslam coğrafyası olunca nihai noktada birbirlerinin ayağına basmayacaklardır. Düşürülen Rus uçağının ardından NATO kuvvetlerinin ülkemize ve Akdeniz’e yığınak yapması birilerinin dillendirdiği gibi Türkiye’nin korunması gerekçesi ile değildir. Yapılmak istenen bizzat Türkiye’nin savaşa sokulmasıdır. Türkiye, İsrail ile yakınlaştırılıp İran ile savaştırılmak istenmektedir. Kamuoyu, ekranlar, manşetler ve portallar aracılığıyla, kanaat önderleri aracılığıyla bu savaşa hazırlanılmaktadır. Irkçı emperyalizm ve Siyonizm Müslüman’ı Müslüman’a kırdırma projesini işletmektedir. Birileri de bu bilerek ya da bilmeyerek İran’ı hedef göstererek bu projeye çanak tutmaktadır.Biz üzerimize düşen sorumluluğu yerine getiriyoruz.  Yetkilileri ve halkımızı olup biteni doğru okumaya davet ediyoruz” diye uyardı.

TÜRKİYE’NİN YERİ İSRAİL’İN YANI DEĞİLDİR

AGD ve MGV Genel Başkanı Salih Turhan, “Türkiye’nin yeri ABD, Avrupa Birliği ve İsrail üçlüsünün yanı değildir” diyerek, D-8 göndermesinde bulundu. Turhan, “Suriye ve Irak’taki kaos ancak başta Türkiye, İran Mısır olmak üzere bölge ülkelerinin İslam kardeşliği çerçevesinde birlikte hareket etmesi ve D-8 ülkelerinin yavaşlatılmış ilişkilerinin yeninden canlandırılması ile çözülür. Türkiye, Irak ve Suriye politikalarını gözden geçirmelidir. Hem Irak’ın hem de Suriye’nin toprak bütünlüğünü ve idari bütünlüğünü esas alan adımlara destek olmalıdır. Türkiye’nin yeri G-20 ya da Avrupa Birliği değildir. Bu ikim oluşum da tarihin bu coğrafyaya yüklediği misyonun dışındadır. Türkiye, D-8 ülkeleri ile birlikte hareket etmelidir.  Hakkı üstün tutan anlayışla yeni bir dünyayı kurmanın gayreti içerisinde olmalıdır. Aksi takdirde çok büyük bir ateş hepimizi içine çekecektir” dedi.

Yorumlar