Katil İsrail BDS Hareketi'nin Büyümesini Engelleyemiyor
SİYONİST REJİM, 14 Temmuz 2016 11:20BDS'nin İsrail'in baskılarına rağmen büyüdüğünü gösteren 11 durum.
İsrail'e karşı uluslararası Boykot ve Yaptırım Hareketi (BDS) 11 yıl önce Filistin halkının mücadelesine; şiddet kullanmadan, daha etkili yollarla ve uluslararası hukuk çerçevesinde destek vermek için kuruldu.
Dünya çapında çok sayıda üyesi ve gönüllüsü bulunan hareket, Güney Afrika'dan, Şili'ye; Türkiye'den, İngiltere'ye; İspanya'dan, Malezya'ya çok sayıda ülkede etkin.
İlk etapta Güney Afrika'da bulunan Sivil Haklar Hareketi'nden ve apartheid karşıtı mücadelesinden ilham alan BDS, günümüzde insanları siyonist işgal rejimine, sömürgeciliğe ve Filistinlilere uygulanan baskıya karşı bilinçlendirme ve İsrail'e karşı net tavır koymaya yönelik bilinçlendirme çalışmaları yürütüyor.
Hareketin kampanyaları sonucu; pek çok şirket, akademisyen, iş adamı, müzisyen, siyasetçi İsrail'i boykot etme kararı aldı.
Peki apartheid rejimini boykot etme mücadelesinde BDS Hareketi şimdiye kadar neler yaptı? Son 2 yılda daha fazla gündeme gelmeye başlayan bu hareket ne gibi başarılar elde etti?
İşte 11 maddede BDS Hareketi'nin 2014'ten 2016 ylına kadarki bazı başarıları:
1- #RightToBoycott (Boykot Hakkı) kampanyası uluslararası gündeme girmeyi başardı ve bazı hükümetlerden, kurum ve kuruluşlardan destek aldı.
İşgalci İsrail; ABD, İngiltere, Fransa ve Kanada gibi bazı ülkelerden BDS Hareketi üzerinde baskı kurması ve hareketin faaliyetlerini yasaklaması yönünde talepte bulundu. İşgal rejimi ayrıca BDS Hareketi kurucularından Omar Barghouti'nin seyahat etmesini yasakladı ve ikamet iznini iptal etmekle tehdit etti.
Bazı önemli kuruluşlar ve hükümetler ise İsrail'in BDS'ye karşı bu tutumunu temel hak ve özgürlükleri kısıtlaması bakımından tehlikeli ve yanlış bulduklarını belirtti.
İsveç, İrlanda ve Hollanda hükümetleri BDS Hareketi'nin uluslararası kanunlar çerçevesinde örgütlenme hakkını savundu ve boykot çağrısında bulunmanın suç teşkil etmediğini belirtti.
İsrail'in girişimiyle gelen baskılara karşı BDS Hareketi de #RightToBoycott kampanyası başlattı ve bu kampanyaya 23 binden fazla kişi imza verdi. Birçok kurum ve kuruluş ifade özgürlüğüne de atıf yaparak artan İsrail baskısına karşı BDS Hareketi'nin yanında durdu.
2- G4S'i durdurmaya yönelik kampanya dünya çapında yayılıyor ve güç kazanıyor
Türkiye’de de faaliyet gösteren G4S isimli "güvenlik" şirketi, 2007 yılında yaptığı bir sözleşmeyle Siyonist Rejim zindanlarını, işkence merkezlerini ve nezarethanelerini işletme görevini üzerine almıştı. 2010 yılında Filistinli tutsaklar ve tutsaklara destek olan bazı sivil toplum örgütleri, İsrail’e karşı başlatılan bu boykot girişimi kapsamında G4S isimli şirketin boykot edilmesi çağrısında bulunmuştu.
Geçtiğimiz yıl, birçok sivil toplum kuruluşunun yanında; Avrupa Ulusu, Uluslararası Af Örgütü ve Metodik Kilise gibi kurumlar da G4S ile olan sözleşmelerini feshetmişti. 2014 yılının Haziran ayında Bill Gates de BDS Hareketi’nin çağrısı üzerine G4S’ye yaptığı 150 bin dolar tutarındaki desteğini geri çekmişti.
Güney Afrika’nın Cape Town şehrinde yer alan Travma Merkezi isimli oluşum da 2013 yılında G4S ile olan ilişkilerini sonlandırmıştı. Güney Afrika’da Travma Merkezi’ni, ülkenin iktidar partisi olan ANC’nin Güney Afrika Hükümeti’nin G4S ile iş yapmama kararı takip etmişti.
Öte yandan, Ahmet Hatrada, Başpiskopos Desmand Tutu, romancı Alice Walker, edebiyatçı, filozof ve yazar Noam Chomsky, yazar ve aktivist Angela Davis, şair, ressam ve eski Güney Afrikalı politik tutuklu Breyten Breytenbach, aktör Miriam Margolyes, yazar John Berger ve başka kişilerle birlikte G4S isimli şirketin yönetimine yazdıkları açık mektupta, şirkete aralarında Siyonist Rejim hapishanelerinin işletilmesini kendilerine bırakanların da dahil olduğ İsrail’le yapılan sözleşmeleri iptal etmeleri yönünde çağrıda bulunmuştu
Kolombiya'daki 'Crepes & Waffles' restoran zinciri de BDS Hareketi'nin bir yıldır sürdürdüğü kampanyanın ardından, İsrail hapishanelerinin güvenliğini sağlayan uluslararası güvenlik şirketi Group for Securicor (G4S) ile sözleşmesini feshetme kararı almıştı. Restoranın 6 Latin Amerika ülkesinde ve İspanya'da şubeleri bulunuyor.
3- Kurumsal Suçlara karşı kampanyalar her zamankinden daha etkili.
Orange:
Geçtiğimiz Ocak ayında Fransız telekom devi "Orange", İsrailli şirket ortağıyla anlaşmalarının sona erdirildiğini duyurdu.
Haziran 2015'te Orange şirketi CEO'su Mısır'da BDS hareketi öncülüğünde Orange'ın ortağı Mobinil'in boykot edilmesi ve Fransa'da şirketin İsrail'in savaş suçlarına ortak olduğuna ilişkin düzenlenen kampanyalar sonrasında İsrail'li ortaklarıyla ilişkilerin kesilmesini istediğini açıklamıştı.
Şirketin İsrail'deki ortağı 2014'te Gazze'ye uygulanan katliam sırasında işgalcilere telekomünikasyon desteği sağlamış, İsrail askerlerinden alınan abonelik ücretlerinden feragat etmiş ve işgal askerlerine eğlence hizmetleri sunmuştu. Fransa'da onlarca sivil toplum örgütü tarafından imzalanan ortak açıklamada, "gayrı meşru" İsrail'li yerleşimcilere hizmet sunan şirketin ortağı olması sebebiyle Orange Şirketi kınanmıştı.
BDS Hareketi tarafından Orange şirketine İsrailli ortaklarıyla ilişkisini kesmesi yönünde baskı kurmak amacıyla başlatılan kampanya 2010 yılında başlamıştı. 6 yıl süren kampanyaya Fransa'da, Tunus'ta, Fas'ta ve Mısır'da çeşitli sendika, kurum ve kuruluşlar da destek vermişti.
CRH:
İrlanda'lı çimento ve inşaat malzemeleri üreten CRH şirketi de, İsrail'e karşı boykot ve yaptırım hareketi "BDS" öncülüğündeki aktivistlerin yoğun baskısından ve yürüttükleri kampanyaların ardından İsrail'den çekildiğini açıkladı.
Dublin merkezli şirketten yapılan açıklamada da CRH'nin İsrail'den çekildiği ve buradaki yatırımlarına son verdiği haberleri doğrulandı. Boykot, tecrit ve yaptırım hareketi (BDS) tarafından CRH şirketine karşı İsrail'li "Nesher Cement" şirketine hisselerini satması ve ürettiği malların işgal güçlerince "güvenlik" duvarı ve yerleşimcilerin ev inşatlarında kullanılması sebebiyle uluslararası bir kampanya yürütülüyordu.
Reebok:
İngiliz spor giyim firması Reebok da Siyonist İsrail’in Filistin’i işgalinin 68.yılını temsil eden kutlamalar çerçevesinde İsrail’e özel olarak Siyonist rejim bayrağının renklerini ve “Israel 68” yazısını taşıyan bir ayakkabı üretildiğini duyurmuş. BDS Hareketi'nden gelen baskı üzerine Reebok firması geri adım atmıştı.
Veolia:
Dev Fransız şirketi Veolia İsrail'deki tüm işletmelerini kapatarak buradaki faaliyetlerine son verdi. Şirketin 20 milyar dolar tutarındaki İsrailli yerleşimcilere altyapı sağlama projesinin iptal edilmesi BDS Hareketi'nin 7 yıl süren mücadelesi sonucunda gerçekleşti. Fransız şirket kampanya sonunda İsrail'i tamamen terk etmeye ikna edildi.
4- Birçok yerel hükümet ve belediye de BDS Hareketine katılarak kendilerini apartheid'den arındırılmış bölge ilan ettiler.
İspanya'da 50'den fazla belediye seçime giderek çıkan sonuçlar doğrultusunda kendilerini "Apartheid'den arındırılmış bölge" ilan ettiler.
Fransa'da Paris'e bağlı Bondy Belediyesi, İsrail mallarını boykot kararı aldı.
İngiltere'de henüz geçtiğimiz ay Yüksek Mahkeme, İsrail'e karşı boykotu destekleyen yerel meclislerin lehine karar verdi ve İsrail lobisi tarafından açılan davayı BDS destekçileri kazandı.
5- ABD'nin önemli kiliseleri de İsrail'le bağlantılı şirket ve kuruluşlardan uzak durmaya başladı.
ABD'de bulunan Protestan kiliselerinin en büyüğü olan ve İsrail bankalarına 20 milyar dolarlık yatırım yapması beklenen Birleşik Metodist Kilisesi, iki İsrail bankasına yaptığı yatırımların çekildiğini ve daha önce planlanan beş İsrail bankasına yatırım yapmaktan vazgeçtiklerini açıklamıştı.
Presbitryan Kilisesi de işgal rejimine karşı boykot ve BDS Hareketi'ne destek kararı alan bir diğer kilise oldu.
6- İsrail'e karşı Akademik Boykot büyüyor, BDS Hareketi kampüslerde daha da genişliyor
Şili Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde İsrail Üniversitelerini boykot etme kararı alındı. Filistin'de insan haklarını ayaklar altına alan İsrail'in üniversiteleriyle akademik ilişkilerin kesilmesine ilişkin yapılan oylamada, %64 oranla akademik boykot uygulama kararı çıktı.
İtalya'da çok sayıda akademisyen İsrail üniversitelerine boykot çağrısında bulunan bir imza kampanyası başlattı, dilekçede üniversitelerin işgalde ve Filistinlilere karşı uygulanan baskıda pay sahibi oldukları bu yüzden bu kurumların boykot edilmesi gerektiği belirtildi. Çok sayıda akademisyen İsrail Üniversiteleri'ni boykot kararı aldı.
Barcelona Üniversitesi de İsrail'i boykot kararı aldı. Üniversitenin bu boykotu, işgal ile dolaylı veya dolaysız yoldan alakası bulunan bütün İsrailli üniversite ve kurumlarla ilişkilerin ve iletişimin kesilmesini ön görüyor.
Üniversite, dünyanın çeşitli yerlerindeki belediyelerin, kurumların, üniversitenin ve yüzlerce kuruluşun bünyesinde bulunduğu "Apartheid'den arındırılmış bölge" isimli uluslararası insiyatifin bir parçası olmayı kabul etti.
Bünyesinde 12 bin kadar üye barındıran Amerikan Antropologlar Birliği de İsrail'e akademik boykot kararı aldı. Bu boykot, şimdiye dek İsrail'e uygulanan en büyük akademik boykot olma özelliği de taşıyor.
500'den Fazla İngiliz akademisyen, 400 Belçikalı akademisyen, İspanya'dan 1600 akademik personel ve Güney Afrikalı 200 akademisyen bu akademik boykota destek verdi.
Akademik boykot birçok Latin Amerika ülkesinde, Güney Afrika'da ve daha birçok ülkede hızla büyüyor.
Öte yandan BDS Hareketi dünyanın dört bir yanında üniversite kampüslerinde örgütlenmeye de devam ediyor.
7- 12. İsrail Apartheid Haftası şimdiye kadarkilerin en büyüğü oldu
Bu yıl İsrail Apartheid Haftası 225'ten fazzla şehirde ve üniversite kampüslerinde organize edildi. Apartheid Haftası en çok Latin Amerika ve Arap Dünyasında yayıldı.
İsrail Apartheid’ı Haftası (Israeli Apartheid Week – IAW), 2005 Şubat’ında Kanada’nın Toronto şehrinde başladı. Hafta ilk olarak Toronto Üniversitesi’nde bir öğrenci grubu olan Arap Öğrenciler Kolektifi tarafından düzenlendi. Yapılan etkinlikler kapsamında İsrail'e karşı boykot için destek toplanırken, siyonist rejimin Filistinlilere yönelik baskıları ve işgali konusunda da özellikle üniversite öğrencileri kampüslerde bilinçlendiriliyor.
Bu haftada üniversiteler dışında ise sokaklarda, toplu taşıma araçlarında ve parklarda siyonist işgal rejiminin Filistin'e yönelik baskılarına dikkat çekiliyor.
8- 1000'den fazla sanatçı kültürel boykota katıldı
Aralarında Lauryn Hill, Caetano Veloso ve Sonic Youth grubundan Thurston Moore gibi ünlü isimlerin de bulunduğu çok sayıda sanatçı İsrail'de bir daha konser vermeyeceklerini açıkladılar. İrlanda, İngiltere, ABD ve Belçika gibi ülkelerden de 1000'den fazla sanatçı BDS girişimi ile başlayan bu kültürel boykota destek vereceklerini açıkladı.
9- Çok sayıda siyasi partiden BDS'ye destek
Son olarak Nisan ayında iki Hollanda Partisi D66 ve Yeşil Sol BDS'ye destek ve İsrail'i boykot kararı alırken, geçtiğimiz hafta Sosyalist Enternasyonel bir deklarasyon yayımlayarak BDS'ye desteğini bildirdi. Dünya genelinde 100'den fazla ülkede BDS Hareketini destekleyen ve İsrail'i boykot kararı alan partiler bulunuyor. Siyasi partilerin yanında birçok ticaret odası ve sendika da bu yönde açıklamalarda bulunarak boykot hareketine destek verdiğini açıkladı.
Buna karşın İsrail, dünya genelinde kullandığı argümanları birer birer kaybediyor, BDS hareketini sabote etme girişimlerinde bulunuyor.
İşgal rejimi hükümet personeli ve güvenlik güçleri bile BDS hareketine zarar vermeye çalışıyor.
İsrail kendi baskıcı zihniyetini yurtdışına da ihraç ediyor, ABD'de, Fransa'da, İngiltere'de, İtalya'da, Kanada'da ve diğer yerlerdeki müttefiklerinin ifade özgürlüğüne Mccarthyist (demokratik toplumlarda, devlet gücünün, istihbaratın, siyasetin ve medyanın baskı uygulaması) saldırılarda bulunması yönünde teşviklerde bulunuyor.
10- BDS Hareketi'nin baskıları sonucu Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi, geçtiğimiz Mart ayında, işgal altındaki Filistin topraklarında yer alan Yahudi yerleşim birimleri ile bağlantılı iş yapan ticari firmalarla ilgili "veri tabanı" oluşturma kararı aldı. Bu veritabanı İsrail'in uluslararası anlaşmalara göre işgal ettiği bölgeleri ve Batı Kudüs'ü de kapsıyor.
11- 12. yılına giren BDS Hareketi her zamankinden daha örgütlü ve daha ilham verici
BDS Hareketi mücadelesini 12 yıldır Filistin halkı özelinde dünyadaki bütün hegeomonik güçlere karşı adalet, eşitlik ve özgürlük peşinde koşarak sürdürüyor ve yoluna her zamankinden daha örgütlü bir şekilde devam ediyor.
İslamî Analiz
SİYONİST REJİM, 14 Temmuz 2016 11:20
Yorumlar (0)
Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!