El Husi'den Kritik Açıklamalar

YDH'nin haberine göre, bu kişilerin hükümet toplantılarını izleyip elde ettikleri bilgileri İsrail’e aktardıklarını belirten Seyyid Abdulmelik El-Husi, Amerikalı ve İsrailli yetkililerin bu unsurları koruyarak hareketlerini kolaylaştırdığını ileri sürdü.

El-Husi, Yemen Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Muhammed el-Gumari’nin şehadetini “Vaat Edilen Fetih ve Kutsal Cihad yolunda Yemen’in Filistin Direnişi’ne verdiği desteğin en yüce nişanesi” olarak niteledi.

Televizyondan yaptığı konuşmada el-Husi, el-Gumari’nin Gazze’ye destek için yürütülen mücadeleye büyük katkı sağladığını ifade ederek, onun fedakârlığının Yemen halkı ve direniş güçleri için ilham kaynağı olmaya devam edeceğini söyledi. Şehidin ailesine, yoldaşlarına ve Filistin davasına destek veren tüm özgür insanlara taziyelerini iletti.

El-Husi ayrıca, Filistinli lider Yahya el-Sinvar’ın şehadet yıldönümünde yaptığı anmada, el-Sinvar’ı “direnişin ve fedakârlığın sembolü” olarak tanımladı. Onun mücadelesinin nesillere ilham verdiğini belirten el-Husi, işgal güçlerinin esirleri zorla kurtaramadığı için müzakere masasına oturmak zorunda kaldığını dile getirdi.

Bölgesel gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulunan el-Husi, İsrail işgalinin tüm bölgeyi büyük bir savaşa sürükleme tehlikesi yarattığını ve Gazze’deki insani durumun giderek kötüleştiğini söyledi. Amerikalıların ve Batılıların desteğine rağmen İsrail’in hedeflerine ulaşamadığını, mevcut ateşkes anlaşmasının da bu başarısızlığın bir göstergesi olduğunu ifade etti.

Aksa Tufanı Operasyonu’nun en önemli sonuçlarından birinin destek cephelerinin genişlemesi olduğunu vurgulayan el-Husi, Lübnan’daki Hizbullah’ın Filistin halkına büyük destek verdiğini, bu uğurda şehitler vererek ağır bedeller ödediğini belirtti. Irak cephesindeki dönüşümün de işgalciler için ciddi bir tehdit oluşturduğunu, İran’ın ise tüm baskılara rağmen direniş eksenine güçlü destek sunduğunu söyledi. İran’ın bu tavrının, General Kasım Süleymani’nin şehadetiyle taçlandığını dile getirdi.

Yemen’in bu mücadelenin “iman, hikmet ve cihad cephesi” olduğunu belirten el-Husi, ülkesinin mevcut imkânlarla füze, insansız hava aracı ve deniz operasyonlarını etkin biçimde sürdürdüğünü ifade etti. Yemen güçlerinin, işgal yeniden saldırıya geçerse desteğe hazır olduğunu vurguladı. Amerikalıların Gazze’de işlenen “yüzyılın suçuna” siyasi koruma sağladığını, uçak gemilerinin artık onlar için bir yük haline geldiğini söyledi. Yemen’in Filistin direnişinin zaferine kadar ön safta kalacağını ve halkının bu amaç için her türlü fedakârlığı yapmaya hazır olduğunu belirtti.

El-Husi, Yemen’e karşı yürütülen ortak saldırılarda Amerikan, İngiliz ve İsrailli güçlerin sivil altyapıyı hedef alan yaklaşık üç bin hava ve deniz saldırısı gerçekleştirdiğini açıkladı. Buna rağmen Yemen güçlerinin direnç göstererek bu saldırılara uyum sağladığını ve bunları fırsata çevirdiğini ifade etti. Halkın kuşatmalara, ambargolara ve yıkımlara rağmen Gazze’ye desteğini sürdürdüğünü vurguladı.

İnsani kuruluşlar konusuna yeniden değinen el-Husi, ele geçirilen casus hücrelerin kapsamlı eğitimden geçtiğini, ileri teknolojiyle donatıldığını ve aralarında Dünya Gıda Programı’nın Yemen şubesinde güvenlik biriminde görev yapan kişilerin de bulunduğunu belirtti. Bu hücrelerin hükümet toplantılarının hedef alınmasında rol oynadığını, Amerikalı ve İsrailli yetkililerin bu yapıları tutuklamadan koruduğunu öne sürdü.

El-Husi, İsrail’in yalnızca baskı altında kaldığında adım attığını söyleyerek, direnişin her türlü senaryoya karşı hazır tutulması gerektiğini vurguladı. Ateşkesin sürmesi, Gazze’nin yeniden inşası ve saldırıların tamamen son bulmasının bir sonraki aşamadaki hedef olduğunu ifade etti.

Konuşmasını “Eğer düşman geri dönerse biz de döneriz; bu ilkeye sadık kalacağız ve Allah’ın zaferine güveniyoruz” sözleriyle tamamlayan el-Husi, Yemen halkına ertesi gün düzenlenecek büyük kitlesel gösteriye katılma çağrısında bulundu.

İSLAM ÜLKELERİ, 17 Ekim 2025 13:47